08.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Asya Varbanova - UN Women Ülke Direktörü / Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde dünyanın dört bir yanından kadınların ve kız çocuklarının adalet ve eşitlik için verdikleri mücadeleyi ve başarılarını kutluyoruz. Ancak hem dünyada hem de Türkiye’de siyasi ve ekonomik katılımda eşitliğin sağlanamadığını, şiddetin ve ayrımcılığın olmadığı bir yaşama henüz erişemediğimizi de hatırlamamız gerekiyor.
Depremin gölgesi düştü
Bu yıl Dünya Kadınlar Günü’nün üzerine ne yazık ki, 46 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine, yüzbinlerce insanın evlerini ve sevdiklerini kaybetmesine sebep olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin gölgesi düştü. İşte bu yüzden Dünya Kadınlar Günü’nde, ülkenin dört bir yanından bölgeye koşan sivil toplum kuruluşlarını, kadın hareketini, arama kurtarma ekiplerinde çalışan, yaralılara müdahale eden, gıda, barınma ve hijyen yardımı yapan kadınları, kendi kayıpları olmasına rağmen başkalarına yardım eli uzatan kadınları alkışlıyoruz. Bu isimsiz kahramanları güçleri, cesaretleri ve dirençleri için onurlandırırken evlerini, hayatlarını, geçim kaynaklarını ve sevdiklerini kaybeden binlerce kadın ve kız çocuğunu Dünya Kadınlar Günü’nde saygıyla anıyoruz.
Deprem gibi felaketler kadınları ve kız çocuklarını farklı bir şekilde etkilerken, mevcut eşitsizlikleri de derinleştirme riski taşıyor. Krizin etkisine yönelik olarak Birleşmiş Milletler tarafından yapılan ihtiyaç analizleri ve bölgede çalışan kadın sivil toplum kuruluşlarından aldığımız geri bildirimler, kadınların ve kız çocuklarının temel hizmetlere erişimde hala zorluklarla karşılaştıklarını gösteriyor. Kadınlar, kendilerine ve ailelerine uygun bir barınma ortamına, hijyen ve temizlik malzemelerine, sağlık ve korunma gibi hizmetlere ihtiyaç duyuyor. Özellikle hamile ve emziren anneler, bekar kadınlar, engelli kadınlar ve kırsal kesimde yaşayan kadınlar için bu ihtiyaçlara erişim daha zorlu olabiliyor.
Riskler artıyor
Afetlerden sonra fiziksel ve cinsel şiddet riskinin arttığı da bir gerçek. Depremde evlerini kaybeden kadınlar daha savunmasız hale geliyor, kadınların ve kız çocuklarının şiddete maruz bırakılma riskleri artıyor. Depremden önceki dönemde bile, kadınlara yönelik şiddet vakalarının, 11 ilde diğer bölgelere nazaran yetkili birimlere bildirilme oranı daha azdı. Bu durum, kadınların ve kız çocuklarının güvende kalabilmeleri ve şiddeti bildirmeleri için gerekli bilgilere, hizmetlere ve desteğe erişmeleri konusunda özel çaba gösterilmesi gerektiğini gösteriyor.
Kadınların ve kız çocuklarının acil ihtiyaçlarını karşılamak için UN Women olarak hükümet koordinasyonunda kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, diğer Birleşmiş Milletler ajansları ve özel sektör ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. Depremden etkilenen bölgelerde risk altında olan ya da diğer illere yerleşen kadın ve kız çocuklarına ulaşmak için çalışmalar yapıyoruz. Ortaklarımızla iş birliği içinde, kadınların ve kız çocuklarının afet koşullarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için temel malzemelerin yanı sıra şiddeti bildirmeleri için yardım hatları ve haklarına ilişkin önemli bilgileri onlarla paylaşıyoruz. Acil yardımlara ek olarak, kadınların geçim kaynaklarını yeniden kazanabilmelerine destek olmak için, depremden derin bir şekilde etkilenen kadın işletmeleri ve kadın kooperatiflerine yönelik programlar hazırlıyoruz. Kriz dönemlerinde en çok geride bırakılan kesimler olan engelli kadınlar ve kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar da ulaşmayı hedeflediğimiz gruplar arasında.
Kadın liderliğine ihtiyacımız var
UN Women olarak, acil ihtiyaçların karşılanmasının yanı sıra kadınların ihtiyaçlarını ve önceliklerini gözeten uzun vadeli iyileşme ve yeniden yapılanma için Birleşmiş Milletler ajanslarıyla iş birliği içinde çalışıyoruz. Kadınları dinlemek ve deprem sonrası karar alma süreçlerine eşit bir şekilde katılımlarını sağlamak bu süreçte önem taşıyor. Eğer kadınların bakış açılarını süreçlere entegre etmezsek, onların kısa ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılayamayız. Bu sadece iyileşme için değil, eşit ve sürdürülebilir bir geleceği yeniden inşa etmek ve gelecekteki krizlere karşı daha dirençli hale gelmek için de çok önemli. Sürdürülebilir kalkınma için kadınların güçlenmesine ve liderliğine ihtiyacımız var.
Uzun bir yolumuz var
Bu yıl Dünya Kadınlar Günü tüm dünyada “DigitALL: Toplumsal cinsiyet eşitliği için inovasyon ve teknoloji” teması çerçevesinde kutlanıyor. Dijital çağ, dünyanın dört bir yanındaki kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını iyileştirmek için eşsiz fırsatlar sunuyor. Kadınların dijital ağlara, platformlara ve teknolojilere erişimleri onlar için hayat kurtarıcı olabilir. Ancak dünyada ve Türkiye’de kadınların teknolojiye erişiminin erkeklere göre daha düşük olduğu bir gerçek. Kadınların STEM (Bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) alanında yeterince temsil edilmemesi, teknoloji tasarımı ve yönetimine katılımlarının önünde büyük bir engel olmaya devam ediyor. UN Women, hükümetleri, aktivistleri ve özel sektörü dijital dünyayı daha güvenli, daha kapsayıcı ve daha adil hale getirmeye ve kadınların bakış açılarından, deneyimlerden ve yeteneklerinden faydalanmaya çağırıyor. Kadınların teknolojiye tam katılımı afetlere hazırlanma ve müdahale etme yöntemlerini iyileştirebilir.
Önümüzde uzun bir yol var ancak UN Women olarak kadınlara ve kız çocuklarına verdiğimiz taahhüt her zamankinden daha güçlü. İlhamımızı, depremden etkilenenlere ulaşmak için hızla harekete geçen ve umutları yeşerten kadınların cesaretinden ve fedakarlıklarından alıyoruz. Keder ve çaresizliğin umudumuzu ve azmimizi tüketmesine izin vermeyeceğiz. Depremden etkilenen kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaçlarını her zaman hatırımızda tutacağız ve onları geride bırakmamak için dayanışma içinde çalışmaya devam edeceğiz.