27.09.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
PAŞA ALYURT - ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin sözde “yurtta sulh konseyi” üyelerinin de arasında bulunduğu 224 sanıklı çatı davasının gerekçeli kararı tamamlandı. Gerekçeli kararda, örgütün 1 Kasım 2015 genel seçimlerinin ardından darbe girişiminde bulunma-ya karar verdiği, darbe teşebbüsüne yönelik talimatın ise bizzat terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiği tespiti yer aldı.
1 numaralı sanık Gülen
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’nın işgal edilmesine ilişkin davada, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkeme-si’nce verilen kararda, aralarında sözde Yurtta Sulh Konsey üyelerinin de bulunduğu 17 sanık 141 kez ağırlaştırılmış müebbet, 127 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 23 sanığa müebbet hapis cezası verilmişti. 24 sanık FETÖ üyeliğinden, 4 sanık ise darbe girişimine yardım suçlarından ceza almıştı. Mahkeme davanın 1 numaralı sanığı FETÖ lideri Fetullah Gülen’in de bulunduğu 13 sanığın dosyasını ayırırken, 33 sanığa ise beraat kararı vermişti. Mahkemenin gerekçeli kararında çarpıcı tespitlere yer verildi.
İlk plan İstanbul
Gerekçeli kararda, FETÖ elebaşı Gülen’in verdiği talimatın ardından FETÖ’nün sivil imamları tarafından TSK içerisinde darbe hazır-lık toplantıları gerçekleştirmeye başlandığı bilgisine yer verildi. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini ise 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan genel seçimlerinin ardından gerçekleştirmeye karar verdiği belirtilen kararda, darbe talimatının bizzat FETÖ elebaşı Fetullah Gülen tarafından verildiği ifade edildi. Darbe girişiminin başarılı olmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın etkisiz hale getirilmesi veya derdest edilmesine bağlayan örgütün bu yönde hazırlık yaptığı kaydedildi. Kararda, “Sanıkların Konutkent’te yaptıkları toplantılarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul ilinde alınması planlanmış, ancak Cumhurbaşkanı Marmaris’e gidince yeni plan hazırlanmış, bu planlama doğrultusunda sanık Gökhan Şahin Sönmezateş’e darbe teşebbüsünün en önemli figürlerinden olan Cumhurbaşkanına yönelik suikast girişiminin planlaması ve yönetilmesi görevi verildiği, Sönmezateş’in olay günü diğer sanıklarla işbirliği içerisinde Cumhurbaşkanına suikast suçunu planlama ve organizasyonu ile bizzat yönettiği anlaşılmıştır” denildi.
143. Filo’da toplandılar
Örgütün kritik isimlerinden eski YAŞ üyesi Akın Öztürk’ün darbe girişiminin yönetilmesinde ve organizasyonunda görev aldığı tespitlerinin yer aldığı kararda, olay günü darbe girişiminin önemli yönetim merkezlerinden biri olan Akıncı Üssü’nde FETÖ’nün sivil yöneticilerinden Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Harun Binis ve Hakan Çiçek ile askeri yöneticilerin 143’üncü Filo’da toplandıkları belirtildi.
Kararda, TSK içerisinde yer almayan örgüt mensuplarının ise 2016 yılından itibaren darbe beklentisi içine girdiği tespitleri yer alırken, örgüt mensuplarının ByLock programı üzerinden yaptıkları yazışmalarda bu durumun ortaya çıktığı belirtildi. Kararda ülke genelindeki darbe girişiminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından oluşturulan cunta yapılanması niteliğindeki Yurtta Sulh Konseyi adı kullanılarak gerçekleştirildiği noktasında herhangi bir ihtilaf ve çekişme bulunmadığı da vurgulandı.
Akar teklifi reddetti
Eski Tümgeneral Mehmet Dişli’nin darbe girişimini dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a tebliğ ettiği ve darbenin başına geçmesini teklif ettiği kaydedilen gerekçeli kararda, Akar’ın teklifi kabul etmemesi üzerine derdest edilmesi ve Akıncı Hava Üssü’ne götürülmesi talimatı verildiği dile getirildi. Akıncı Üssü’nde eylemleri koordine ettiği belirlenen Dişli’nin, Genelkurmay Başkanlığı’nda bulunan sanıklarla sürekli irtibat halinde olduğuna dikkat çekildi.
İfadeler inandırıcı değil
Darbe girişiminden haberdar olmadıkları yönünde savunma yapan sanıkların ifadelerinin inandırıcı bulunmadığı aktarılan kararda, “Bir kısım sanıkların savunmalarında olay gecesi halkı darbe teşebbüsüne karşı direnmeye çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe teşebbüsünü kabul etmeyen Hulusi Akar başta olmak üzere darbe teşebbüsünü önlemeye çalışan üst düzey komutanlar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve diğer kamu görevlilerini suçladıkları, kendilerine emir vererek darbe teşebbüsüne iştirak eden komutanlarını koruma yoluna gittikleri görülmüştür” değerlendirmesinde bulunuldu.
‘Askerin görevi anayasaya bağlılıktır’
Askerin darbe yapmak gibi bir görevi bulunmadığına dikkat çekilen kararda, “Askerin görevi darbe yaparak anayasal rejimi ve bu anayasaya göre belirlenmiş yürütme organını ortadan kaldırmak veya değiştirmek değil, kendisinin de varlık nedeni olan ve taşıdığı gücün temel dayanağını oluşturan anayasaya koşulsuz bağlılıktır” ifadeleri de yer aldı.