GündemKılıçdaroğlu: Türkiye artık bölgesinin lideri olmak zorundadır

Kılıçdaroğlu: Türkiye artık bölgesinin lideri olmak zorundadır

28.03.2023 - 16:51 | Son Güncellenme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı 13'üncü Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye artık dünyayla yarışmak zorundadır. Türkiye artık bölgesinin lideri olmak zorundadır. Türkiye dünyayla yarıştığı zaman büyüyen bir Türkiye olacaktır. Güçlü bir Türkiye olacaktır" dedi.

Kılıçdaroğlu: Türkiye artık bölgesinin lideri olmak zorundadır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı 13'üncü Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve partisinin kurmaylarıyla birlikte Konya'nın Ereğli ilçesine geldi.

Haberin Devamı

Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen 'Millet Buluşması'na katılan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bu ülkeye adaleti getireceğim. Adalet, adalet sadece mahkeme salonlarında tecelli etmez. Madem ki kainat adalet üzerine inşa edildi. Adaleti hayatımızın her yerinde ve her alanında gerçekleştirmek zorundayız. Konya, Hollanda'dan büyük bir ülke. Toprak olarak Hollanda'dan büyük bir ülke. Bakıyoruz, Konya eğer Hollanda'dan büyükse tarım üretiminde çok daha iyi bir yerde olması lazım Türkiye'nin. Gerçek böyle mi? 2021 yılında Birleşmiş Milletler verilerine göre Hollanda'nın 114 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı var. Konya'dan küçük Hollanda'nın 114 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı var. Nereye? Bütün dünyaya. Gelelim Türkiye'ye. Koskoca Türkiye. 24 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyor. Konya bakıldığında tarımda bir numara ama buranın da ciddi sorunları var. Geleceğim o sorunlara. Sorunların nasıl çözülmesi gerektiğine de değineceğim. Neden Türkiye diyorum? Çünkü Türkiye'nin de sorunları çok büyük. Tarımın da sorunları çok büyük. Eğer Konya'dan küçük bir Hollanda 114 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyorsa ve Türkiye, devasa bir ülke sadece 24 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyorsa hepimiz şapkamızı koyup düşünmek zorundayız. Neden bu hale geldik ve neden biz daha iyi bir pozisyonda değiliz? Ben ne söyledim? Daha önce gittiğim değişik toplantılarda, ikinci '100 Çağrı Beyannamesi'nde şunu söyledim; Türkiye, artık dünyayla yarışmak zorundadır. Türkiye, artık bölgesinin lideri olmak zorundadır. Türkiye, dünyayla yarıştığı zaman büyüyen bir Türkiye olacaktır. Güçlü bir Türkiye olacaktır. Bunu düşünüyoruz.''

Haberin Devamı

'SİZİN ÖZGÜRLÜK ALANINIZI GENİŞLETECEĞİM'

Salondaki gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, ''Sizin özgürlük alanınızı genişleteceğim. Hiç endişe etmeyin. Attığınız bir tweet dolayısıyla babanız ve anneniz asla kuşku duymayacak. Çünkü bilecek ki bu ülkede demokrasi var. Güvenlik görevlisi sabahın beşinde, altısında gelip kapınıza dayanmayacak. Bilecek ki artık bu ülkede özgürlük var" dedi.

Haberin Devamı

'ÇİFTÇİLERE KIRMIZI MAZOT VERECEĞİZ'

Çiftçileri KDV ve ÖTV'siz mazot vereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Kırsalda çalışan bütün gençler ve bütün kadınlar iktidarımızda göreceksiniz, onların sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Yeter ki çalışsınlar. Yeter ki üretsinler. Kadının sosyal güvenliği olacak, gençlerin sosyal güvenliği olacak. Yine bütün çiftçi kardeşlerime, bütün üreticilere seslenmek isterim; sizin bankalara, Tarım Kredi kooperatiflerine olan faizlerinizi tamamen sileceğiz. Sadece anaparanızı, taksitlerle alacağım. Siz üreteceksiniz siz. Siz kazanacaksınız. Dışarıdan buğday, dışarıdan arpa, dışarıdan fasulye, dışarıdan canlı hayvan, dışarıdan efendim et, dışarıdan mercimek, bunların tamamını bitireceğiz. Herkes üretecek ve herkes kazanacak. Diyeceksiniz ki gençler, doğal olarak sorgularlar. Diyeceksiniz ki bunun formülü ne? Nasıl olacak da herkes üretecek? Herkes kazanacak? Havza bazlı planlama yapacağız. Örneğin Erzurum, Doğu, Güneydoğu'nun merkezi olacak. Etrafındaki iller hep birlikte havza bazlı planlamaya dahil edilecek. Kim neyi üretecek? Belli olacak. Bir yıl sonra kaçtan satacak? O da belli olacak. Formül; 'maliyet+makul kar=taban fiyat.' Çağırırsınız, ziraat odası başkanını, ziraat mühendisine, bunun maliyeti nedir? Gübresi, işçiliği, suyu, nedir maliyeti? Üstüne makul bir kar koyarsanız eşittir taban fiyat. Bu ne demektir? Şu demek ürettin mi? Ürettin. Maliyet belli mi? Belli. Kar belli mi? Belli. 100 liraya ürettin, 20 lira kar verdik. Devlet diyecek ki 120 liranın üstüne satıyorsan istediğin yere sat ama 120 liranın altına düştüğü zaman devlet olarak ben alacağım. Hiçbir üretici zarar etmeyecek. Formülümüz bu. Çiftçilere, 'kırmızı mazot' vereceğiz. KDV'si olmayacak, ÖTV'si olmayacak. Şimdi yata veriyorsun. Yata biniyor, adaları geziyor, denizleri geziyor, keyfi yerinde. ÖTV'siz ve KDV'siz mazotu veriyorsun. Çiftçi traktörle sabahın köründe nereye gidecek? Tarlasına gidecek. Herhalde tatile gitmeyecek. O üretiyor. O çalışıyor. O alın teri döküyor. O bizim karnımızın doyması için çaba harcıyor. Ona diyeceğiz ki, 'Kardeşim yata hangi fiyattan veriyorsan, çiftçiye de aynı fiyattan vereceksin'. ÖTV'siz ve KDV'siz ayrıca hiçbir çiftçinin, hiçbir üreticinin traktörüydü, pulluğuydu, hayvanıydı, asla haczedilmeyecek" dedi.

Haberin Devamı

Köylerde, ziraat mühendisi ve veterinerlerin de olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ayrıca bakınız çok sayıda ziraat mühendisimiz, çok sayıda veterinerimiz üniversitelerden mezun ve işsizler. Kırsalda köy okullarını açtıktan sonra ve oralara öğretmen atandıktan sonra ne dedik? Bu yıl içerisinde Allah nasip eder, 15 Mayıs'ta iktidarız, 100 bin öğretmenin atamasını yapacak. Köyde köyün imamı olacak, öğretmeni olacak, hayvancılık yapılıyorsa, veterineri olacak. Tarım ürünleriyle üretiliyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Hayvanlarınıza bakacak, aşılarınızı yapacak, toprak analizlerinizi yapacak, ücretini devlet ödeyecek. Çünkü sosyal devlet halkına. Hizmet götüren devlettir. Halkına hizmet götürecek. Bu ne demek? 5'li çetelere değil, vatandaşa hizmet demektir" diye konuştu.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu, esnaf için Esnaf Bakanlığı kuracaklarını, kamuda memur atamalarında mülakatı kaldırıp, torpili bitireceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, et fiyatının da düşürüleceğini belirterek, ''2 kilo et, 1 gram altın etmeyecek. Herkesin karnı doyacak'' dedi.

'SİYASİ AHLAK KANUNU ÇIKARACAĞIZ'

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, ''Siyasi ahlak kanunu çıkaracağız. Artık parlamentoda iş takibi yapan, torpil yapan, rüşvet alan, ayda 10 dolar rüşvet alanlar da vardı ya, bunları tarihin çöp sepetine atacağız. Bunlar olduğunda şunu göreceksiniz. Türkiye Akdeniz'in en güçlü ve en iyi üreten ülkesi olacak. Katma değeri yüksek ürün üreten bir Türkiye. Üniversiteleri bilgi üreten bir Türkiye. Sokaklarında, caddelerinde rahat gezen, birbirini selamlayan güler yüzle insanları gezen bir Türkiye. 2 bin 400 yıl önce söylenmiş, devleti yönetenler, yönetirken zenginleşirlerse artık halkı düşünmezler, kendi mal varlıklarını düşünürler. Allah nasip eder, göreceksiniz. Mal varlığımı siyasete girdiğim gün açıkladım. Kendi internet siteme koydum. Cumhurbaşkanlığı adaylığım kesinleştiğinde mal varlığımı bütün Türkiye'ye göstereceğim. Herkes görecek. Temiz bir siyaseti getireceğiz. Güzel bir siyaset anlayışı olacak. Vatandaşla siyasetçi arasında güven köprüsünü yeniden inşa edeceğiz. Halka doğruları söyleyen, halktan yana olan yeni bir anlayışı getireceğiz" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu: Türkiye artık bölgesinin lideri olmak zorundadır

KILIÇDAROĞLU, MEVLANA MÜZESİNİ ZİYARET ETTİ 

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı 13'üncü Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ereğli ilçesindeki programın ardından beraberindeki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Konya kent merkezine geçerek Mevlana Müzesi'ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Müze Müdürü Naci Bakırcı'dan müze hakkında bilgiler aldı. Kılıçdaroğlu daha sonra Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun eşlik ettiği iş dünyası ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir otelde düzenlenen iftar yemeğinde bira araya geldi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP'li 11 büyükşehir belediyesinin deprem bölgesinde çalıştığını belirterek "Bin 400 belediye personeli alanlardaydı" dedi. Yavaş "Ama ne hikmetse, biz bunu açıkça ifade ettiğimiz halde, biz Konya Büyükşehir Belediyesi'ni Hatay'da gördüğümüzü söyleyip, çalıştığını söylediğimiz halde, her nasılsa mübarek gün Sayın Cumhurbaşkanı, '11 belediye başkanını hiçbir yerde görmedik' diyor. Artık gözler kör olmuş diyecek bir şey yok. Bir an evvel böyle ayırt edici durumdan çıkıp, tekrar beraber olmanın zamanı çoktan geldi, gitti. Cuma günü, cuma çıkışı, hakaret yemek istemiyorum. Biz hiç kimse gibi düşünmek zorunda değiliz. Kimse de bizim gibi düşünmek zorunda değil. Ama biz onlar gibi düşünmüyoruz. Bir başkası gibi düşünmüyoruz diye hakaret yemek zorunda değiliz. Bu şerefli Türk milletine hizmet etmekle övünen ve bunu da elinden geldiğince yapan belediye başkanlarıyız ve bu şekilde olmaya da devam edeceğiz.'' diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da, Mevlana'nın birlik beraberlik üzerindeki felsefesinden söz ederek, ''Buradan o birleşme ruhuyla bir arada düşünen, bir arada ülkemizin huzur içerisinde bir döneme kavuşmasıyla ilgili sürecin en öncü kişisi Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde inşallah çok güzel işleri hep birlikte başaracağız.'' dedi. 

'KİMSE DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ASLA KISITLAYAMAYACAK'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, insanların kutuplaştırılmaması ve ötekileştirilmemesi gerektiğini belirtti. Davutoğlu, ''Uzun zamandır milletimiz yorgun düştü. Yukarılardan gelen bir yerlerden gelen buyurgan bir dil. Toplumumuzu kutuplara böldük. Bizden ve onlardan dediler. Siz ve biz, dediler ve sürekli olarak toplum içindeki farklılaşmalardan siyasi kısırlaştırmalar çıkardılar. Buradan Konya'dan Hazreti Mevlana'nın diyarından çağrıda bulunuyoruz. Gelin barışalım." diye konuştu.

Davutoğlu, ''Kimse bir daha bu topraklarda din ve vicdan özgürlüğünü asla kısıtlayamayacak. Başörtüsünü, yasal çerçeveye kavuşturmak başta olmak üzere şu ana kadar din ve vicdan özgürlüğü konusunda edinilmiş bütün kazanımlarımız korunacak. Daha da güçlendirilecek. Sayın Cumhurbaşkanı adayımızla birlikte diğer siyasi genel başkanlarla birlikte altına imza attığımız temel ilkeler ve hedefler metnini bugün iktidardakiler okusunlar ve milletimiz, hepimizin altında imzası olan o metinde bütün bir millete şu teminatı verdiğimizi görecekler. Din ve vicdan özgürlüğündeki kazanımlar, korunacak ve daha da geliştirilecek. Kimse korku salmasın ve yine buradan bütün 85 milyonun her birine sesleniyoruz; düşünceniz, inancınız, felsefeniz, hayat tarzınız ne olursa olsun, sizler bizim için onuruna saygı duymak zorunda olduğumuz insanlarsınız. İnsan kardeşlerimizsiniz. İnsanlara kimse tepeden bakamaz. Kimse kibirle bakamaz. Kimse manevi değerlerimizi başka insanlara dışlayıcı şekilde kullanamaz. ''dedi. 

'ADALETİ TESİS ETMEK ZORUNDAYIZ'

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da adalet kavramına vurgu yaptı. Adaleti tesis edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Eğer bir ülkede adalet yoksa, bir ülkede adalet aranıyorsa, ciddi temel bir sorunumuz var demektir. Adaleti tesis etmek için bir başka kişiye kin ve öfke duymadık. Beraber mücadele ederek adaleti tesis etmek zorundayız. Eğer kainat adalet üzerine inşa edilmişse, eşrefi mahluk olarak bizlerin de adaleti korumak ve adaleti savunmak gibi bir görevimizin olması lazım. Adaletsizlik varsa, her birimizin tek tek adaletsizliğe karşı çıkması lazım. İnsan olan, ahdi olan, edebi olan bir kişi haksızlığa uğradığında onun yanında olmak zorundadır. O zaman biz haksızlık karşısında susmadığımızı bu haykırdığımızı ifade etmeliyiz. Biz kendi kültürlerimize, kendi özümüze dönmek zorundayız. Kavgadan uzak durmak zorundayız. Siyaset kavga aracı değil, siyaset iyilikte yarışma aracı olmalıdır. İyilikte yarışmalıyız. İyilikte yarışırsanız ülkeyi kalkındırırsınız, ülkeyi büyütürsünüz." ifadesini kullandı. 

'11 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, 11 KENTİN BİRER KOORDİNATÖRÜ'

Kılıçdaroğlu, CHP'li 11 büyükşehir belediyesinin deprem bölgesindeki 11 kentte görev yaptığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Deprem olduğunda bütün belediye başkanlarımız, her birisi, bütün araçlarıyla deprem bölgesine gitti. Ben ikinci gün gittim o soğukta. Hem depremzedeleri, hem gösterilen çabaları ve yaşanan dramı gördüm. 11 büyükşehir belediyemiz, 11 kentin birer koordinatörü. Örneğin Ankara, Kahramanmaraş'ın, İstanbul, Hatay'ın, Mersin, Adıyaman'ın, ama her bir büyükşehir belediyesinin altında bizim 218 belediyemiz ayrıca çalışıyor. 6 bin 944 yardım TIR'ı gönderdik. 4 uçakla yardım gönderildi. 6 gemiyle yardım gönderildi. 2 vapur gönderildi. 2 trenle de yardım gönderildi. Mazot desteği veriyoruz, yem desteği veriyoruz, gübre desteği veriyoruz, fide desteği veriyoruz. Ben sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin değil, AK Parti belediyelerinin kurduğu çadırlara da gittim. Onları da ziyaret ettim. Onlara da başarılar diledim, onları da kutladım. Hiçbir ayrım yapmadım. Neden? Ayrım yapmak doğru değil. Tabloyu gördükten sonra ‘iyi ki bu ülkede belediyeler var dedim’. Belediyeler olmasa hiçbir şey olmayacak. İnsanlar enkaz altındayken ayrımcılık olur mu? Doğru değil. Buradan bizim süratle çıkmamız ve kurtulmamız lazım. Beraber olacağız. Birlikte olacağız. Kavgayı bitireceğiz ve Türkiye kanatlarını, ufka doğru, geleceğe doğru açacak. Güzel bir Türkiye inşa edeceğiz.''