28.02.2023 - 16:03 | Son Güncellenme:
Elif ER/ ANKARA (DHA)
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, deprem bölgesinde çadır ihtiyacının hala devam ettiğini belirterek, "Bir felaket gününde nasıl olur da cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum, cumhuriyetin en değerli kurumlarından birisi olan Kızılay, çadır satar? Buradan Kızılay yetkililerine sesleniyorum. Kardeşim, deponuzda satılmadık kaç çadır varsa getirin, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüştürülmesi ne demektir? Bir yardım kuruluşu; tarihi, kökleri olan bir yardım kuruluşu, öğrenciliğimizde Kızılay kumbarası taşırdık, insanlar Kızılay'a yardım yapsınlar, diye götürür öğretmenimize teslim ederdik ve onlar da Kızılay Merkezi'ne gönderirlerdi bu paraları. Bu kurumun geldiği hale bakın" diye konuştu.
'DEVLETİN KOLONLARINI KESTİLER'
Kılıçdaroğlu, devlet denilen kurumun bütün risklere önceden hazırlık yapması gerektiğini belirtip, "Ordumuz niye vardır? Bir savaş çıkarsa ordu harekete geçecek. Savaş çıkmazsa hiçbir sorunumuz yok ama ordu, savaş karşısında her an hazırdır. Devlet, hastaneleri niye yapar? Bir hasta çıkınca baksın, diye. Hiç hasta gelmese hastaneler yine orada duracak. Dolayısıyla devlet, bütün risklere karşı hazırlık yapmak zorundadır. Deprem konusunda tahminleri yanlış olmuş. Neymiş? İstanbul'da bekliyorlarmış, Kahramanmaraş merkezde çıkmış. Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden, söyleminden uzak ve devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyorum. Bakın bu raporlar, deprem dolayısı ile değişik zamanlarda yazılan raporlar. Bunların içinde TBMM var, AFAD'ı, Kızılay'ı, üniversite hocaları, CHP'li belediyeler var. Söylenmesi gereken her şey söylenmiş, burada yani yeni bir şey keşfetmeye gerek yok. Hangi önlemlerin alınması konusunda her şeyin altı çizilmiş, bilmeyenler kim? Devleti yönetenler. Devlette liyakat denilen kavramı tamamen yok ederseniz; devletin kolonlarını kestiler. Bu iktidar, sağlıklı saat gibi işleyen devletin en temel kolonlarını kesti. Liyakat dediğimiz kavram, devlet için önemlidir. İşi ehline vermek bütün inançlarda, demokrasilerde temel bir kuraldır. Devletin direği adalettir, adaleti çürüttüler. Devletin kolonlarını keserseniz işte Kahramanmaraş'ta, Adıyaman'da, Hatay'da olduğu biri bir tabloya mahkum olursunuz" dedi.
'HALKINA KASTETMENİN HELALLİĞİ OLMAZ'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, bölgede olan depremin daha önce raporlarda yazıldığını hatırlatarak, "Devlet o kadar sağlıklı işliyordu ki hangi bölgede, kaç şiddetinde deprem olacağı yazılmış zaten. Kaç kişilik can kaybının olacağı da yazılmış, çizilmiş. Devletin geleneklerinde bunların tamamı var. Bakmayın ağladıklarına, ağlamıyorlar. Para dağıtarak 'İnsanları acaba yanımıza çekebilir miyiz' diye düşünüyorlar. En acılı günde 'Sana para vereceğim' denir mi? İnsanlıktan çıkanlar ancak bunu yapar. İzlerken utanıyorum. Nasıl bir devlet yönetimidir bu? Nasıl bir çürümüşlüktür, nasıl her şeyi para ile gören bir anlayıştır bu? Anlamakta zorlanıyorum. 'Devlet' dediğiniz aynı zamanda iş birliği yapar. Devletin kurumları ortak hareket ederler. Gönüllü vatandaş katılır, bir koordinasyon olur. Düğmeye basarsınız her şey yerli yerine oturur. '2 günde bir şey yapmadık helallik istiyorum'. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz, bilerek yaptınız siz. AFAD'ın raporları olmasaydı 'Bilmiyorsunuz' diyecektim. Üniversite hocalarının raporları, bilimsel makaleleri olmasaydı, 'Bilmiyorsunuz' diyecektim. Biliyordunuz, kastettiğiniz 50 bine yakın yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. Daha acı olanı; büyük kısmı donarak öldü. 6 saat içinde ordumuzun ulaşamayacağı yer yok. Yaptırmadılar. İnsanların ölümünü beklediler. Göz göre göre, bağıra bağıra ölümü gördüler. 2 koca gün geçecek, insanlar ölecek, 'Helallik istiyorum' diyecek. Kimin helalliğini istiyorsun? Nasıl bir helallik anlayışı?" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, devletin yeniden inşa edilmesi ve sağlıklı kararların alınması gerektiğini söyleyerek depremle ilgili alınması gereken önemlere ilişkin de şunları söyledi:
"Müteahhitliğin bir kriteri, temel ilkeleri olmalı. Elini, kolunu sallayan 'Ben müteahhidim' diye geziyor. Müteahhitler için mesleki sorumlu sigortası getireceğiz. Hata yaptığın zaman daireyi alan, dava açabilmeli. Sigorta o parayı karşılamalı. Yapı denetim elemanları için de mesleki yeterlilik belgesi getireceğiz ve onları için de mesleki sorumlu sigortası olması lazım. Yapılacak bütün yapıların bir kimliği olacak. Yapı kimlik belgesi olacak. Tapuya kaydı olacak. Okullar, hastaneler, AVM’ler, konser salonları için de deprem güvenliği sertifikası olacak. Kızılay, AFAD, DASK gibi kurumlar yeniden yapılandıracak. Merkezi ve yerel yönetimlerle iş birliği objektif kurallara bağlanacak. Deprem dolayısıyla özel ihtisas mahkemeleri açılması lazım. TSK, afet sırasında neler yapacak, bu konuda bir protokol hazırlanacak. Toplanma alanları asla ve asla imara açılmayacak."