09.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir
Liselere girişte Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi yerine getirilen yeni sistemle ilgili kafalardaki sorular hâlâ netleşmedi. TEOG, 15 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TEOG olayını istemiyorum” şeklindeki açıklamasının ardından 19 Eylül’de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından kaldırıldı. Ancak 6 aydır yeni liselere giriş sistemiyle ilgili kılavuz açıklanmadı.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’den her gün yeni açıklamalar geliyor. Bakan Yılmaz, ilk açıklamalarında liselere girişte adrese dayalı bir sistemin geleceğini, öğrencilerin 5 okul tercihi yapabileceğini, yaklaşık 600 okul için merkezi sınavın düzenleneceğini, bu okullardan da öğrencilerin 5 tercih hakkı olduğunu belirtmişti. İlk açıklamada sınavda 60 soru olacak denilmişti, sonra soru sayısı 90’a çıktı.
Sonraki günlerde Müsteşar Tekin, liselere adrese dayalı yerleştirme yapılacağını ancak öğrencinin yerleşememesi durumu ihtimali de göz önünde bulundurularak Anadolu, meslek ve imam hatip olmak üzere üç okul türünü kapsayacak şekilde üç çember sisteminin devreye gireceğini söylemişti. Burada eğitim bölgelerinin bir ilçeyi mi yoksa birkaçını mı kapsayacağı açıklanmadı.
Sınav, 2 Haziran’da
Son olarak Yusuf Tekin, merkezi sınavla öğrenci alacak okulların listesinin, eğitim bölgelerinin ve sınav kılavuzunun nisan ayının sonunda açıklanacağının bilgisini verdi. Liselere girişte merkezi sınav 2 Haziran’da yapılacak. Ancak öğrenciler sınava 1 ay gibi kısa bir süre kala sınavla ilgili ayrıntıları öğrenebilecek. Bu belirsizlik nedeniyle pek çok öğrenci derslere adapte olamıyor. İyi okullara girmeyi hedefleyenler ise sınav çok zor olacak kaygısıyla gereğinden fazla ders çalışıyor.
Eğitim sendikaları liselere giriş sınavıyla ilgili nisan ayına kadar net bir açıklama yapılmamasını MEB’in bu konunun tartışılmasını istemediği şeklinde yorumluyor. Adrese dayalı liselere yerleştirme sisteminin tamamen uygulanamaz olduğunu savunan sendikalar, bu sistemle öğrencilerin daha çok özel okula yönlendirileceğini iddia ediyorlar. Konuyla ilgili eğitim sendikalarının görüşleri şöyle:
131’i Anadolu imam hatip
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan: Liselere giriş sisteminin var olan durumuyla uygulanabilir olmadığını söylüyoruz. 15 Mart’ta somut örneklerle bunu açıklayacağız. Arka arkaya birkaç rapor yayınladık. Birincisi yüzde 10’luk dilim meselesi.
Sınavı ve sınav stresini kaldıracağız dedikleri yerde arka arkaya yaptıkları açıklamalarla öğrenciler üzerinde korkunç bir stres yaratmış durumdalar. Sınav değişikliği açıklamalarından hemen sonra MEB, okullarda bir anket yapmıştı ama sonuçlarını açıklamadı. Neredeyse öğrencilerin tamamı sınava girecek. Sorular çok zor olacak, sıfır alan çok olacak gibi açıklamalar yapılıyor. Bu öğrencilerin üzerinde zaten yeterince olan stresi kat be kat artırmış durumda. Sınavla girilecek okullara ilişkin ciddi bir çalışma yaptık. Bu okulların önemli bir kısmı onların da ifade ettiği gibi proje okullar olacak. Proje okulların da en son Meclis’te yapılan açıklamaya göre 217’den 131’i imam hatip liseleri. Ve bu yüzde 10’luk içerisinde bulunan bütün fen, sosyal bilimler ve hazırlık sınıfı olan Anadolu liselerine yerleşseler bile öğrencilerin önemli bir kısmı imam hatip liselerine yerleşmek durumunda kalacak. Yani her öğrenci istediği okula gidecek ifadesi, yüzde 10’luk dilim meselesi üzerinden çökmüş durumda. Sınavla öğrenci alan okullara yerleşemeyenler özel okullara gitmek durumunda kalacak.
‘Kaos daha da büyüyor’
Çember sisteminde de benzer sorun var. Her öğrenci istediği okula gidecek deniliyor. Neden tek çember değil de üçlü çember ifadesi kullanılıyor? En son yayınlanan ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde gördük ki evet, her öğrenci istediği okula gidecek ama komisyon en küçük çemberden başlayarak bu çemberlere öğrencileri dengeli şekilde yerleştirecek. Bu ne anlama geliyor? Birinci çemberde Anadolu ve meslek lisesi var. Hepimiz biliyoruz ki öğrencilerin ve velilerin birçoğu fen liselerinden sonra Anadolu liselerini tercih ediyor. Anadolu lisesini istese bile birçoğu giremeyecek. Çünkü Türkiye’de 9 okul seçenekli bir ilçe yok.
Çocuklar ailelerinden çok uzakta okulları tercih etmek zorunda kalacaklar. Pansiyonlu okulların toplamından bir buçuk katından daha fazla pansiyonlu imam hatip okulu var. Çocukların da barınma sorunu olacağı için yine zorunlu olarak bu okulları seçecekler. Hem okulların sayısı, hem de tarif ettikleri yöntem itibariyle bu sınav sisteminin uygulanabilir tarafı yok. Türkiye tarihinde olmadık bir şekilde öğretmenlerin, velilerin, öğrencilerin üzerinde kaos yaratılıyor. Yapılan her açıklama bu kaosu büyütüyor.
'TARTIŞILMASINI İSTEMİYORLAR'
Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım: MEB hazırlıksız ve yeni sınav sistemini koordine edecek insan kaynağından yoksun. Bu nedenle sınavın nasıl yapılacağı, sınavda ne tür soruların çıkacağı birkaç kez revize edildi. Sürekli değiştirmek zorunda kaldılar. Hâlâ nisan ayının sonunda açıklayacaklarını söylüyorlar. Bunu sanki çok erken ya da zamanında açıklıyorlarmış gibi ifade ediyorlar. Öğrenciler proje okulların kendi evlerine yakınlık uzaklık derecesini bilmiyor. Çocuğun bulunduğu yerde belki sınavla gideceği bir okul olmayacak. Bu durumunda sınava hazırlanması neye yarayacak? Zaten yüzde 10’luk öğrenci seçimi söz konusu. Belki çocuk ekonomik durumu ve ailesi müsaade etmeyeceği için uzağa gidemeyecek dolayısıyla belki bu sınava hazırlanmayacaktı, psikolojik olarak strese girmeyecekti.
MEB’in geç açıklamaları öğrencilerin hayatına olumsuz yansıyor. Sınavla ilgili ayrıntıları açıklamalarını, sanki çok büyük kriterler, farklı özellikler arıyorlarmış gibi uzatmalarını samimi bulmuyoruz. Bunu tartışılmasını geciktirmek için yapıyorlar. Ne kadar erken yayınlanırsa kamuoyu bunu o kadar tartışacak. Birçok kasabada, ilçede bahsettikleri kadar okul sayısının olmadığı ortaya çıkacak. Bakanlık yetkililerinin sorular zor olacak gibi öğrenci psikolojisinden anlamadan yaptıkları açıklamalar, çocukları sürekli geren ya da deneme sınavı adı altında yayınladıkları seviyelerinin çok üzerindeki soru kalıplarıyla korkutmaya, sınavdan uzak tutmaya yönelik bir durum var.
Ana kavram öğrenciler evinin yakınındaki okula gitsindi ama bu iş böyle gerçekleşmeyecek. Birçok öğrenci kesinlikle özel okula yönlenecek. Bu sistem buna hizmet edecek. Özel okullarda okuyan öğrenci oranı bu yıl birden bire yüzdelik olarak bir iki puan yukarı çıkacak. Pekçok veli çocuğunun imam hatip lisesini tercih etmesini istemeyecektir. Çocuk bir kere yanlış başladığı zaman bütün geleceği kararacak. Bu riske veli girmeyecektir.