27.06.2024 - 09:58 | Son Güncellenme:
Fırat AKAY/DHA
Dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biri olan Bodrum'da 15 ile 23 Haziran tarihlerindeki 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde otel, motel ve apartlardaki doluluk oranı yüzde 90'ı geçti. Tatil süresince kente 250 bin araç giriş yaptı. 200 bin olan Bodrum'un nüfusu 9 günlük dönemde turistlerle birlikte 1 milyonu aştı. Turistler tatilin ardından memleketlerine dönerken, yüzde 49,5 civarında olan ve Bodrum'un içme suyu ihtiyacını karşılayan Geyik Barajı'nda doluluk oranı bayram tatili sonrası yüzde 45,7'ye düştü. Mumcular Barajında ise kente ve tarımsal sulamaya su akışı sağlanmadığı için doluluk oranı yüzde 16'larda sabit kaldı.
Mumcular Barajı'ndaki su yetersizliği nedeniyle bölgedeki tarım alanlarında barajdan sulama yapılmadığını söyleyen MSKÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, "Kurban Bayramı boyunca Bodrum'un nüfusu 250 binden 1 milyonun üzerine çıktı. Bu ise su tüketiminin 4 katı artması demektir. Yarımada genelinde patlaklar ve su kesintileri devam ettiği için bayram boyunca toplam 1 aylık suyumuz tükendi" ifadelerini kullandı.
'İÇME SUYUNDA CİDDİ SORUNLARLA KARŞILAŞIYORUZ'
Doç. Dr. Özçelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bodrum'a Geyik ve Mumcular barajlarından su temin ediliyor. Bulunduğumuz Mumcular Barajı'nda halihazırda su bulunmamakta, Geyik Barajı'nda ise yüzde 45'ler civarında bir su söz konusudur. Bu bölgedeki tarımsal alanların çoğunda artık sulama gerçekleştirilmiyor. Çiftçiler kendi artezyen kuyularından ya da bahçelerinde açtığı lokal kuyulardan tarımsal faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bununla beraber içme suyu sorunları baş göstermeye devam ediyor. Bir yandan kuraklık ve su sıkıntıları yaşanırken bir taraftan da patlaklar devam ediyor. Ortaya sunulan çözüm önerilerini ekstrem çözüm önerileri olarak değerlendiriyorum. Gerek Bodrum'un içme suyu ihtiyacının tamamının denizden arıtılması, gerekse Dalaman'dan su getirilmesi veya Köyceğiz'e yakın Namnam Çayı'ndan su getirilmesi gibi projelerin maliyetleri çok yüksek ve ekstrem projelerdir. Şu anda esas sorunumuz patlakların önüne geçilmesi, kayıp kaçakların önlenmesidir. Bununla ilgili turizm sezonun sonuna kadar herhangi bir işlem yapılmayacağı yetkililerce ifade ediliyor. Dolayısıyla bu sıkıntının bir süre daha devam edeceği görülüyor. Ayrıca su tahsislerinde ciddi sorunlarımız var. Termik santrale su vermemiz durumunda tarımsal alanlarda su sıkıntısı yaşıyoruz, tarımsal alanlara su verdiğimiz durumda Bodrum'un içme suyunda ciddi sorunlarla karşılaşıyoruz. Tahsis oranları su sorununu nerede yaşayacağımızın asıl bir göstergesi oluyor."
'İÇME SUYU İLETİM HATTI DÜZENLİ VE SÜREKLİ İŞLETİLEMİYOR'
Yaşanan patlaklarla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Özçelik, "Bodrum'daki en büyük sorun su patlaklarının ve kayıp kaçakların önüne geçilmesi, şebekenin düzenli ve sürekli işletilmesini şu anda sağlayamıyoruz. Bununla ilgili harekete geçmiş değiliz. Rezervuarlardaki sular da kısıtlı ama kısıtlı suyu bile şehre düzenli olarak temin edemiyoruz. Bir an önce bu altyapının iyileştirilmesi daha sonra da su temini alternatiflerinin bir araya getirilmesi ve beraberinde su tahsislerinde ciddi bir iyileştirme gerçekleştirilmesi gerekiyor. Devlet Su İşleri'ne, termik santrale ve su kanalizasyon idaresine büyük görevler düşüyor. Yüzeysel sular büyük oranda rastgele karaktere sahip sulardır. Suyun gelmesini garanti edemiyoruz, dolayısıyla DSİ bir kuruma tahsis ettiği zaman başka bir kullanım amacında bir sıkıntı meydana gelebiliyor. Tahsislerin belli bir sistematiğe oturtulması gerekiyor" dedi.
'DOĞAL GAZDAN 10 KAT PAHALI'
Suyun pahalı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özçelik, "Sudan ucuz' terimi Bodrum'da tarihe karışacak gibi görünüyor. Su fiyatları önceden doğal gaza ve elektriğe göre oldukça ucuzdu. Baktığımızda doğal gazın metreküpü 7 lirayken Muğla genelinde ekstrem kullanımlarda suyun metreküpü 70 liraya kadar çıkıyor. Bu ise 1 metreküp doğal gazdan 10 kat pahalı bir su anlamına geliyor. Katlanılamaz bir sonuca doğru gidiyoruz. Bazı vatandaşlarımız içme ve kullanma sularını damacanalar veya tankerle karşılama yoluna gidiyor. Tankerle gelen suyun metreküpü 250 liraya, damacanayla su temin etmemiz durumunda ise metreküpü 4-5 bin liraya çıkıyor" diye konuştu.