GündemKendine zarar verme alışkanlığı artıyor

Kendine zarar verme alışkanlığı artıyor

18.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı suça eğilimi de artırıyor. Gençler arasında toplum değerlerine karşı gelmek için vücutlarına kasıtlı zarar vermeye başlıyor. Bağımlılık şizofrenlerdeki şiddet eğilimini 17 kat artırıyor

Kendine zarar verme alışkanlığı artıyor

Uzmanlara göre, gençler arasında kendine zarar verme alışkanlığı gün geçtikçe artış gösteriyor. Prof. Dr. Bengi Semerci, gençler arasında yaygınlaşan aşırı ‘piercing’in bile bu tehlikenin sinyalcisi olduğunu belirtiyor.
Sosyopatların veya kişilik bozukluklarının belirtisi olarak bilinen kendini kesme, jiletlemenin, sorun yaşamayan gençler arasında da hızla yayıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Semerci, “Kendini yaralama davranışı genellikle kendini kesme, tırmalama, yara kabuklarını koparma, dağlama, deri ve saçı yolma, yakma, ısırma, kafa vurma, vücudun farklı yerlerine vurma, ‘aşırı’ dövme yapma, yaptırma veya ‘aşırı piercing’ şeklinde görülebiliyor. Bileklerini keserek intihara teşebbüs eden ya da vücudunu kesen (faça atan) geçenler bilinen aksine dikkat çekmek için değil acılarını dindirmek için bu yöntemi seçiyor” diyor.
Topluma karşı gelme refleksi
Semerci, kendini yaralama davranışının hem zaman içerisinde, hem de bireyler arasında değişkenlik gösterebildiğini vurguluyor. Her yaşta görülen zarar verme eğiminin ergenlik ve genç erişkinlerde artış gösterdiğine dikkat çeken Semerci; “Gençler bu tür davranışları olumsuz duygularla başa çıkmak amacıyla yapıyor. Bazı kişilerde kendine zarar verme alışkanlık haline geliyor. Bu davranış bazılarında ise evden kaçma, okuldan kaçma, yalan söyleme, başını yasalarla derde sokma gibi diğer riskli davranışlarla birlikte gösteriyor. Bir grup ergen için de kendine zarar verici davranışlar ebeveynlerinin veya toplumun vurguladığı değerlere karşı gelme amacı taşıyor” diye konuşuyor.
Umutsuzluk göstergesi
Prof. Dr. Semerci, tespit ve önerilerini ise şöyle sıralıyor:
“Asıl gözden kaçabilen neden ise ergenlerin bu davranışının öfke, umutsuzluk, değersizlik ve çaresizlik duygularının bir göstergesi olması. Ergenlerde altta yatan, fark edilmemiş depresif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu ve diğer ruhsal bozukluklar. Ebeveynler çocuklarına bedenlerinin değerini vurgulamalı. Kendine zarar veren ergenlerin bu davranışının altında yatan nedenlerin belirlenmesi ve düzeltilmesinde uzman yardımı alınması gerekiyor. Kendini öldürme düşüncesiyle başa çıkamayacak durumda olan bireyler ise acil psikiyatrik destek ve yardım almalılar.”

Haberin Devamı

SUÇUN NEDENİ
Anti sosyal kişilik bozukluğu

Son günlerde kamuoyunda sıkça ruhsal bozukluklara sahip insanları suç işlemeye daha fazla eğilimlerinin olup olmadığı tartışılıyor. GATA Haydarpaşa Psikiyatri Ana Bilim Dalıöğretim üyesi Prof. Dr. Mesut Çetin, anti sosyal kişilik bozukluğu ile şizofren tanısı konulan hastaların, alkol ve madde bağımlısı olduklarında şiddete yönelimlerinin arttığını tespit ettiklerini dile getiriyor.
Cezaevleri hasta dolu
Prof. Dr. Çetin, şu bilgileri veriyor: “Yapılan araştırmalarda şizofreni hastalarında normal popülasyona göre suç işleme daha yüksek olmasına rağmen halk arasında psikopati, sosyopati denen kişiler en çok suç işleyen grubu oluşturuyor. Asıl önemli nokta bu kişiler çoğu kez alkol ve madde bağımlısı olduklarından suç işleme oranlarında daha da artış yaşanıyor. Antisosyal Kişilik Bozukluğu tanısı alan kişiler empati yapamadığı, vicdani değerleri gelişmediğinden yaptıkları kanundışı davranışlarından dolayı vicdan azabı çekmiyorlar. Antisosyal kişilik bozukluğu toplum genelinde erkeklerin yüzde 3’üne, kadınların yüzde 1’inde görülüyor. Bu oran yüzde 1 sıklığında görülen şizofreniye göre oldukça yüksek. Suç işleme potansiyelleri ele alındığında toplumdaki suçların antisosyal kişilik bozukluğu olanlar tarafından işlendiğini gözler önüne seriyor. Hapishanelerde, antisosyal kişilik bozukluğu oranı yüzde
75 gibi yüksek bir seviyede. Cinayet işleyen şizofreni hastalarının yaygınlığı yüzde 6 olarak belirtilirken, kişilik bozukluğu ve madde bağımlılığı devreye girdiğinde bu oran kadınlarda yüzde 10, erkeklerde yüzde 38’e yükseliyor.”

Haberin Devamı

Şiddet eğilimi 17 kat artıyor
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Adli Psikiyatri Birimi’ne bağlı 2 serviste insana yönelik şiddet suçundan dolayı gözlem, koruma ve tedavi altında bulunan 131 erkek hastanın incelemeye alındığı araştırmadan, suç işleyen akıl hastalarında alkol madde kullanım bozukluğunun daha sık olduğu, ayrıca hastalarda saptanan alkol veya madde kullanımının suç davranışının önemli bir belirleyicisi olduğu sonucuna ulaşıldı. Ayrıca madde kullanımının yineleyici suç işleme açısından da risk faktöru olduğu orataya çıktı. Şizofreni tanısı şiddet davranış riskini 7 kattan daha fazla arttırırken, şizofreniye eşlik eden alkolizm eş tanısının riski 17 kattan daha fazla arttırdığı anlaşıldı. İncelenen hastaların 100’ü cezai sorumluluğu olmayan, 31’i ise cezai sorumluluğu olan kişilerden oluşuyordu.