GündemKatliamlar hep yanı başımızda

Katliamlar hep yanı başımızda

02.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi, karanlık bir suikasta kurban gidişinin 35’inci yılında törenle anıldı. Törende konuşan Nükhet İpekçi İzet, “Çözülmemiş cinayet ve katliamlarımızla 77 yıl, 66 yıl, 42 yıl, 35, 34 yıl, 21 yıl, 7 yıldır birlikteyiz” dedi

Katliamlar hep yanı başımızda

Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi, karanlık bir suikasta kurban gidişinin 35’inci yılında törenle anıldı. Abdi İpekçi’nin Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törene eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet ve damadı Engin İzet’in yanı sıra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (TGC) Turgay Olcayto, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, İpekçi’nin meslektaşları ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül katıldı.

‘İnfazlar ülkesi olduk’

Haberin Devamı

Törende konuşan Nükhet İpekçi İzet şunları söyledi:

“Otuz beşinci yılda, bir kere daha buluştuk. Süreklilik gösteren, aklıyla kalbiyle kalemiyle varolan herkese ve yıllar boyunca, gönüllü olarak avukatlığımızı üstlenen Turgut Kazan’a sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne ve babamın cemaati, camiası, ailesi gibi bildiği Galatasaray Lisesi ile Milliyet gazetesine, varlıkları için çok teşekkür ederim. Artık net bir birliğe doğru hızla gidiyoruz. Çok esaslı bir infazlar ülkesi olduk. İster canlarımız bir anda böyle alınmış olsun, ister diri diriyken hakkımızda operasyonlar yürütülmüş olsun, herkesin, elbet birer celladı var. Ama asıl o cellatları görevlendiren, yönlendirenler var. Destekçileri, alkışçıları, koruyan ve kollayanları var. Örgütleri var. Hangimizin celladı, diğerimizin mağduru? Hangimizin mağduru, diğerimizin düşmanı ya da kahramanı? Kim kimin mağduru? Kim kimin celladı? Bazen hepsi birbirine karışıyor. Her birimiz, bir diğerimizin ötekisi haline getiriliyoruz. Öte yandan mağduriyetler bakımından, hepimiz, birbiriyle iç içe geçmiş mükemmel bir düğümüz. Biz bu tür bir düğümün içindeyken, mezarı, buradan otuz kırk adım ilerideki Cavit Orhan Tütengil, sanki 35 yıl uzağımızda değil de çok yakınımızdaymış gibi duruyor. ‘Toplumda bir sorun varsa, bu sorunu çözme gereği de vardır’ diyor, bize.”

‘Haksızlıklar bakımından eşitiz’
“Çözülmemiş cinayetlerimiz, katliamlarımızla, 77 yıl, 66 yıl, 42 yıl, 35, 34 yıl, 21 yıl, 7 yıldır birlikteyiz. Daha önce, memleketin ötesinin ötesinde gibi duran Uludere, artık Roboski adıyla, hep yanı başımızda. Geriye doğru şöyle bir baktığımızda, bedeninde hiç zehir bulunamasa bile, üstüne doğrultulan namlu, hep aklımızda kalacak bir Başbakanımız, boynu idam ilmekli başka bir Başbakanımızla, mekanları ve zamanları aşarak yan yana gelirken, diğer bir Başbakan, dehşet içinde kontrgerillayı ağzında geveliyor. Devlet için kurşun atmayı, kurşun yemeyi dillendiren bir Başbakan ise rahatça gülümseyebiliyor. Böyle bir infazlar ülkesinde, yılın bir gününde, bir tek kişi hakkında söz etmeyi anlamlı bulmuyorum. Uğradığımız haksızlık ve adaletsizlik bakımından, hepimiz eşitiz, verdiğimiz görüntülerde de eşit olmalıyız. Sadece birkaç yere yoğunlaşmaktan kaçınarak, genel bir bakışla, hukuk tekniği talebinde bulunmalıyız. Bu tür suçların, zamanla aşılamayacağını şimdiye kadar hiç anlatamadık. Dosyaların ortadan kaldırılmasına, o katledilen canların yok hükmünde sayılmasına karşı toplu suç duyurularında bulunabilirdik. Devlet adına işlenen cinayetleri karanlıkta bıraktıranların yargılanmasını, hep bir ağızdan isteyebilirdik. Vicdan sahibi tanıklara ve itirafçılara daha fazla güvenceler verilmesini talep edebilirdik. Şu günlerde, görevden alınan savcılar için gösterilen duyarlılık, itirafçı Ayhan Çarkın ve infaz timindeki arkadaşlarının tutuklanmasından sonra, o dosyaya bakan savcının, görevden alındığı gün de gösterilebilirdi. 16 Nisan’da, ilk duruşması görülecek olan avukat Yusuf Ekinci cinayetiyle ilgili dava, geçmişimizle yüzleşebileceğimiz önemli bir fırsat olacak. Kutsal devleti korumayı, hukuk devletine tercih edenlerin, gün yüzüne çıkartılabileceği çetin bir sınav olacak. Bu sınava hep birlikte katılmamız, Tarık Ziya Ekinci’nin deyişiyle, hem devletin, gerçek anlamda temize çıkmasını hem de ülkemizde, demokratik hukuk devletine giden yolun açılmasını sağlayabilir. Can hakkı, yaşama hakkı adına, hep bir arada olabilmemiz dileğiyle...”

Haberin Devamı

Katliamlar hep yanı başımızda

MİLLİYET GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ FİKRET BİLA:
Türk basını için abide bir isimdir

Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila da “Ustamızı büyük bir özlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz. Abdi İpekçi sadece Milliyet gazetesi için değil, Türk basını için abide bir isimdir. Onun yarattığı ve kurduğu Milliyet ekolünden yetişmiş bizler, onun açtığı yoldan yerleştirdiği ilkelerle mesleğimizi yüceltmeye çalışıyoruz. Büyük zorluklarla karşılaştığımız dönemler dahil olmak üzere Abdi İpekçi’nin Milliyet’te vücuda getirdiği gazetecilik ilkelerinden yürümek için gayret sarf ediyoruz. Bugün daha iyi anlıyoruz ki Abdi İpekçi ve onun kuşağının Türk basınına yerleştirdiği ve Türk basınını evrensel niteliklere yükselttiği gazetecilik anlayışına çok daha fazla ihtiyacımız var. Bugünlerde yine çok iyi hissediyoruz ki Abdi İpekçi gibi, Uğur Mumcu gibi, Çetin Emeç gibi meslek büyüklerimizin bizler için açtığı yol, gösterdiği ilkeler çok daha önemli ve anlamlı. Genç meslektaşlarıma da Abdi İpekçi’nin açtığı yoldan yürümelerini öneriyorum” dedi.

Haberin Devamı

Katliamlar hep yanı başımızda

Abdi İpekçi’nin Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törene eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet ve damadı Engin İzet’in yanı sıra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (TGC) Turgay Olcayto, Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, İpekçi’nin meslektaşları ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül katıldı.

Haberin Devamı

‘Her şeyin açığa çıkması gerekiyor’
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül ise, “Abdi İpekçi acaba niye öldürüldü, o günün şartlarında deliller niye karartıldı ve Abdi İpekçi’yi öldürenlerin arkasındaki güç kimdi? 35 sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ bunlar ne yazık ki, açığa çıkmış değil. Demokratik, özgürlüklerin tam olduğu bir ülkede deliller hiçbir zaman karartılmamalı ve her şeyin açığa çıkması gerekiyor” diye konuştu. Anma töreni okunan duaların ardından sona erdi.

Haberin Devamı

Video için tıklayın