15.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
KEMAL GÖKTAŞ Ankara
Cengiz mahkemenin öldüresiye dayağı, “basit yaralama” olarak görerek 1 yıl 3 ay hapis cezası verdiği iki polisin denetimli serbestlikten yararlanarak cezaevine girmeyecek olmasına ve kendisine de aynı cezanın verilmesine isyan etti.
Yargıtay’a gideceğim
4 yıl sonra çıkan kararla yıkmıma uğrayan Cengiz hakaret suçundan aldığı cezaya da tepki göstererek “Ben hakaret etmedim. İşaret parmağımla morarmış gözümü gösterdim. Keşke karakolda görüntünün yanında ses de olsaydı da gerçek açığa çıksaydı. MOBESE kameralarını da getirtemedik” dedi.
Dava ağır cezaya gidince çok mutlu olduğunu ancak haklıyken suçlu konumunda kaldığını belirten Cengiz “Artık ne mahkemelere ne karakola ne de adalete de güveniyoruz. İki kızım var biri dokuz, diğeri 20 yaşında. Dört torunum var. Haksızlıkları göre göre büyücekler. Artık kötülüğü güç olarak kullanırlar. Artık polis olurlar önüne geleni döverler, en iyi kanun bu. En azından annesini, babasını bizi dövmezler” dedi.
Cengiz, “Mahkemede konuştum cezalı çıktım. Ama Yargıtay’a, başka yerlere gideceğim. Mutlaka beni anlayacak birisi çıkacak” diye konuştu.
Kadın üye karşı çıktı
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada üç polis Cengiz’in, “kollarını tırmaladığı, kendilerine hakaret ettiği ve direndiğini” iddia etti. Dayağı inkâr edemeyen polisler pişman olduklarını da söyledi. Cengiz’in avukatı Hanife Yıldırım da polislerin dayak sırasında Cengiz’in göğüslerine de elleriyle bastırmalarının “cinsel taciz” suçunu oluşturduğunu, işkence suçundan en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi. Mahkeme Başkanı Cevdet Ekizoğlu ile üye Mesure Bilek Kahraman polislerin suçunu “basit yaralama” olarak değerlendirirken üye hâkim Aynur Mutlu Altın ise işkence suçundan ceza verilmesi gerektiğini savundu.