08.02.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Meltem Günay
Tersine beyin göçü projesiyle ABD’deki Rockefeller Üniversitesi’nden, Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne dönen Dr. Serkan Belkaya, karaciğer yetmezliğinin genetik şifresini çözmenin peşinde. Dr. Belkaya, “Karaciğerdeki hastalıkların genetik şifresini çözmek yeni ilaç ve tedavilerin yolunu açacak” diyor.
ODTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nü bitirdikten sonra çalışmalarını University of Texas Southwestern Medical Center ve Rockefeller Üniversitesi’nde sürdüren Dr. Belkaya, yaygın olarak görülen viral hastalıkların çocukların çoğunda hafif seyretmesine rağmen bazı çocuklarda ağır bir hastalık tablosuyla ortaya çıkmasının genetik bir mutasyondan kaynaklandığını gösteren araştırmalar yaptı. Hepatit A enfeksiyonu geçirdikten sonra karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden bir çocukta, bunun hastanın interleukin-18 bağlayıcı proteinindeki kalıtsal bir bozukluktan kaynaklandığını tespit eden Dr. Belkaya’nın bu buluşu, tıp literatürüne girdi. Ölüme kadar gidebilen akut karaciğer yetmezliğinin genetik bir nedeninin olabileceğini ıspatladığını anlatan Dr. Belkaya, Türkiye’de sürdüreceği çalışmaları Milliyet’e anlattı.
Protein keşfi
TÜBİTAK 2232 Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında 11 yıl sonra Türkiye’ye döndüğünü dile getiren Dr. Belkaya, “Genetik hastalıklar çalışma alanıma giriyor. Çocuklarda nadir görülen, viral veya sebebi bilinmeyen karaciğer yetmezliğinin genetik ve moleküler mekanizmalarını anlamaya çalışıyorum. Karaciğerdeki hastalık mekanizmalarını göstermek, genetik şifrelerini çözmek bize yeni ilaç ve tedavilerin yolunu açacak. Aynı zamanda genetik tanıya da yardımcı olacak” diye konuştu.
Vücutta bir inflamasyon olduğunda vücudun bunu baskılamak için interleukin-18 bağlayıcı protein salgıladığını ama bu baskılamanın sağlanamadığı durumda ölüme kadar gidebilen bir tablo ile karşılaşılabildiğini söyleyen Dr. Belkaya, “Bu interleukin-18 bağlayıcı protein, vücutta salgılandığı için insülin gibi üretmek mümkün, hatta üretilmiş bile. Bu proteinin romatizmal hastalıklarda tedavisel kullanımının faz 3 çalışması sürüyor. Ben çalışmamda bu protein eksikliğinin karaciğer yetmezliğine sebep olduğunu gösterdiğimde ise yeni bir alan açıldı. Bu ilacın karaciğer yetmezliği olan hastalarda da kullanılabilmesinin önünü açtı” dedi.
Diğer nadir hastalıklar da sırada
Avrupa Moleküler Biyoloji Örgütü (EMBO) Kurulum Desteği almaya hak kazanan 8 bilim insanından biri olan Dr. Belkaya, Türkiye’de nadir olarak görülen diğer genetik hastalıkları anlamak için de çalışacaklarını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü; “EMBO desteği bize bu konuda katkı sağlayacak. Türkiye’de akraba evliliklerinin çok olması hastalıkların genetik geçişli olabileceğini düşünmemiz için önemli bir sebep. Özellikle çocukluk çağında nadir görülen enfeksiyöz veya enfeksiyöz olmayan inflamatuar hastalıkların genetiğini araştıracağız. Bu bütün nadir hastalıkların genetik olacağı anlamına gelmiyor ama bazı hastalarda genetik olabilir diye bir hipotezimiz var ve bunu test etmeye devam ediyoruz. Benim ülkeye dönüş amacım da bu hastalıklarla genetik mutasyon arasındaki nedensel ilişkileri çalışmam, bu zamana kadar yurtdışında yapılan bu çalışmaları ülkemize taşımak ve bu alanda öncü bir laboratuvar kurarak ülkemize katkı sağlamak. Karaciğerin yanı sıra kan, kalp, deri, beyin ya da akciğer hastalıklarına yol açan enfeksiyonların da altta yatan genetik sebeplerini çözmeye çalışıyorum.”
Desteklerle büyüyeceğiz
EMBO’dan 3 ila 5 yıllık sürede yıllık 50 bin avro fon aldığını söyleyen Dr. Belkaya, bu fonun hem Türkiye’nin bilimsel alanda tanınırlığını artırmak hem de diğer araştırma grupları ile iş birliği yapmanın kapısını açtığını belirtti. Türkiye’ye bu gibi desteklerle geri dönen genç bilim insanlarının Türkiye’yi bilimde ileri taşıyacağına inandığını kaydeden Dr. Belkaya, “Tersine beyin göçü çok önemli. Ülkemizde standardı yükseltecek çok kaliteli buluşların ve yayınların oluşmasını sağlayacak. Burada güzel bir bilim ikliminde çalışıyorum ve ilerleyeceğimize inanıyorum. Aynı zamanda da öğrencilerimiz için rol model oluyoruz” dedi.