15.01.2018 - 11:47 | Son Güncellenme:
Kanal İstanbul için bu sabah Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan tarafından güzergah açıklaması yapıldı. Bakan Arslan'ın açıklamasına göre Kanal İstanbul güzergahı Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridroru olarak belirlendi. İşte Kanal İstanbul Projesine ilişkin merak edilen soruların yanıtları...
KANAL İSTANBUL NEDİR?
Kanal İstanbul, İstanbul'da yapılması düşünülen bir suyolu projesidir. 2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "çılgın proje"si olarak basına yansımış; ancak projenin adı, içeriği ve yeri uzun süre gizli tutulmuştur. 27 Nisan 2011 tarihinde Sütlüce'de bulunan Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan basın toplantısıyla projeye ilişkin temel bilgiler açıklanmıştır.
Geçmişi
İstanbul Boğazı'na alternatif su yolu projesinin tarihi Roma İmparatorluğuna kadar gider. Bitinya Valisi Plinius ile İmparator Trajan arasındaki yazışmalarda Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesinden ilk defa bahsedilmiştir.
Karadeniz ve Marmara'yı yapay bir boğazla birbirine bağlama fikri 16. yüzyıldan bu yana 6 kez gündeme gelmiştir. 1500'lü yılların ortalarında Osmanlı Devleti'nin hayata geçirmeyi planladığı 3 büyük projeden biri Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü'nü Karadeniz ve Marmara'ya bağlamaktı. 1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde gündeme geldi. Dönemin iki büyük mimarı Mimar Sinan ve Nicola Parisi hazırlıklara başlanmasına rağmen savaşlardan dolayı bu projenin hayata geçmesi iptal edildi.
Önceki öneriler
Proje ilk kez TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik dergisinde Ağustos 1990 tarihinde yayınlanan bir makalede önerilmiştir. Dönemin Enerji Bakanlığı Müşaviri Yüksel Önem'in kaleme aldığı makalenin başlığı "İstanbul Kanalı'nı Düşünüyorum" idi. Büyükçekmece Gölü'nden başlayıp Terkos Gölü'nün batısından geçecek İstanbul Kanalı, uzunluğu 47 km, su yüzeyindeki genişliği 100 m, derinliği 25m olarak tasarlanmıştır. 1994 yılında Bülent Ecevit İstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’le Marmara arasında bir kanal açılmasını önermişti.[7] Ve proje "Boğaz ve DSP’nin Kanal Projesi" ismiyle DSP'nin seçim broşürlerinde yer almıştı.
"Çılgın proje"nin kamuoyunda ilk duyumu
23 Eylül 2010'da gazeteci Hıncal Uluç tarafından " Başbakan'dan bir "Çılgın" proje ki.." adlı yazısında projenin içeriği verilmeden bahsedilmiştir. Bu yazısında Uluç projeden sadece "Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın." şeklinde bahsetmiştir.
Projenin özellikleri
Açıklamalara göre, resmî adıyla Kanal İstanbul, şehrin Avrupa Yakası'nda hayata geçirilecek. Hâlihazırda Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılacak. Kanalın Marmara Denizi ile birleştiği noktada 2023 yılına değin kurulması öngörülen iki yeni kentten biri kurulacak. Kanalın uzunluğu 40-45 km; genişliği yüzeyde 145-150 m, tabanda ise yaklaşık 125 m olacak. Suyun derinliği 25 m olacak. Bu kanalla birlikte İstanbul Boğazı tanker trafiğine tümüyle kapanacak, İstanbul'da iki yeni yarımada, yeni bir de ada oluşacaktır.
453 milyon metrekareye kurulması planlanan Yeni Şehir'in 30 milyon metrekaresini Kanal İstanbul oluşturmaktadır. Diğer alanlar 78 milyon metrekare ile havaalanı, 33 milyon metrekare ile Ispartakule ve Bahçeşehir, 108 milyon metrekare ile yollar, 167 milyon metrekare ile imar parselleri ve 37 milyon metrekaresi ise ortak yeşil alanlara ayrılmıştır.
Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek. Çıkartılan topraklar, büyük bir havalimanı ve liman yapımında kullanılacak, taşocaklarının ve kapatılan madenlerin doldurulması için yararlanılacak. Projenin maliyetinin 10 milyar doların üzerinde olabileceği belirtiliyor.
Kanal İstanbul Güzegahı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kanal İstanbul Projesi'nin güzergahını açıkladı:
Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu koridroru Kanal İstanbul projesinin yolu olarak tespit edilmiştir. Güzergah 45 kilometredir. Küçükçekmece Gölü'nden başlayacaktır.
Maliyet
Projenin toplam maliyetinin 20 milyar ? olması beklenmektedir. Köprü ve havalimanları gibi yatırımlar da hesaba katıldığında toplam maliyetin 100 milyar $ olacağı tahmin edilmektedir.
Yorumlar
Projenin açıklandığı 27 Nisan 2011 tarihinde çeşitli görüşler açıklandı. Projenin Terkos'un ve Büyükçekmece'nin batısında gerçekleşeceğini ifade eden Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Zekai Görgülü, "Proje için Haliç-Cendere Vadisi gibi konuştuk ama simulasyonu izleyince bu tek başına bir kanal projesi değil. Özellikle Karadeniz kıyısında ciddi bir yapılaşmanın da kurulduğunu gördük. Belki de yeni açıklanan kentlerden biri de olabilir." dedi. Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Mesut Caşın, projenin Rusya'yı ve Karadeniz'e kıyıdaş olan ülkeleri rahatlatması yönünden de önemli olduğunu söyledi.[13] Greenpeace çevreci örgütü, projenin İstanbul'un su kaynaklarını bitireceğine, deniz kimyasını bozarak canlıların yok olmasına yol açacağına ve tarım-orman arazilerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.[14] Örgütün Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özemsi bu projenin gerçekleşmesi durumunda deniz canlılarının, su havzalarının, verimli tarım alanlarının ve ormanların ciddi şekilde olumsuz etkileneceğini belirtti. Mimarlar Odası'nın İstanbul Şubesi'nden Mücella Yapıcı, projenin İstanbul'un doğal yaşam kaynaklarını tehlikeye atacağını ve İstanbul Boğazı'ndaki petrol tankerlerinin yarattığı tehlikenin Kanal İstanbul'da da mevcut olacağını söyledi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Kadir Seyhan ise İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğinin balık göçlerini olumsuz etkilediğini ve Kanal İstanbul'un balık göçlerini kolaylaştıracağını söyledi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası, İstanbul'un deprem ve ulaşım gibi en önemli sorunlarını çözmesini beklediği bu projenin, bunların aksine başka sıkıntılara da yol açacak bir proje olacağını savundu. İstanbul`un artık tehdit altında olan doğal ve çevresel değerlerini kaybetmesine yol açacak bir proje olacağını belirttiler.
Haliç'in temizlenmesinde görev almış Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Cemal Saydam, Kanal İstanbul projesinin Marmara Denizi'nde ekolojik felakete neden olacağını söyledi. Haziran 2014'te Cemal Saydam ve 4 arkadaşı, Çılgın Proje Kanal İstanbul adında bir kitap yayınladı. Bu kitapta projenin İstanbul'un su kaynaklarına, deniz canlılarına etkisinin ne olacağı incelenmektedir.
Projenin finansmanı
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, projenin kendi kendisini finanse edebilecek bir proje olduğunu ifade etti ve, "Birkaç yüz milyar dolar para getirebilecek bir proje. Şu anki boğazdan çok daha güzelini bile yapabiliriz" diye konuştu.[20] Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, projenin devlete sıfır maliyeti olacağını düşündüğünü belirtti. Aşçıoğlu, "Başbakan 'genellikle devlet arazilerinin yoğun olduğu yerlerden geçmeye gayret göstereceğiz' dedi. Bu ikinci boğazın maliyetini karşılar ve geçer. Yatırım oralara kayacak. Devletin malı değerlenecek" dedi.
Montrö Sözleşmesi
Projenin İstanbul Boğazı'na alternatif bir kanal olduğu ortaya çıkınca hukukçular arasında kanalın yasal statüsü hakkında tartışmalar başladı. Kanalın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne aykırı bir durum yaratıp yaratmayacağı tartışılmaya başladı.
Montrö sözleşmesi ile Amerika Birleşik Devletleri, Karadeniz'e ancak sınırlı tonajlarla, yüklerle, silahlarla ve sınırlı bir süreliğine girebiliyordu. Yapılması planlanan bu kanalın Montrö sözleşmesine dahil olup olmayacağı ve Yeni Büyük Oyun'daki yeri de tartışma konularından birisi oldu.
Birçok hukukçu yapılan sözleşmenin 2 denizi bir birine bağlayan yol veya yollar anlamında değerlendirileceği ve tehlikeli yük geçişi için iyi bir alternatif olmanın dışında fazla bir alternatif sağlamayacağı yönününde görüş bildirmiştir.