30.09.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Nil Kural
26. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde önceki gün düzenlenen ödül töreninde Cenk Ertürk’ün ilk uzun metrajlı filmi “Nuh Tepesi” jürinin En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini vermesiyle damga vurdu. Başkanlığını Serra Yılmaz’ın üstlendiği jüride yönetmen İlksen Başarır, oyuncu Öykü Karayel, senarist ve yapımcı Emine Yıldırım, müzisyen Aytekin Ataş, görüntü yönetmeni Soykut Turan ve sinema yazarı Uğur Vardan yer alıyordu. “Nuh Tepesi”, Haluk Bilginer ve Ali Atay tarafından canlandırılan bir baba ve oğul hikâyesi. Kopuk olduğu babasıyla birlikte onun kendi diktiği bir ağacın altına gömülme isteğini yerine getirmek için köye giden Ömer’in hikâyesini konu alan film, başarılı oyunculuklar ve ilk filme göre olgun bir yönetmenliğe sahip olmasıyla yarışmanın öne çıkan yapımları arasındaydı. Ertürk, ödülü alırken, ekibinin yanı sıra “Zor zamanlarda güçlü kalmayı annemden, kırılganlığımı saklamamayı babamdan öğrendim” diyerek ailesine de teşekkür etti.
Ödüllerde öne çıkan diğer bir yapım Pelin Esmer’in Mersinli tiyatro yapan Aslanköylü kadınları merkeze alan belgeseli “Kraliçe Lear” oldu. Onları köy köy gezdikleri yolculukta takip eden film, Yılmaz Güney Ödülü’nü ve bu yıldan itibaren geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz sinema yazarı Cüneyt Cebenoyan anısına verilen SİYAD Ödülü’nü kazandı. SİYAD Ödülü’nü, Cebenoyan’ın kızı Elif Cebenoyan’ın verdiği anda salonda ve sahnede gözyaşları vardı. “Kraliçe Lear”ın yapımcısı Dilde Mahalli “Cüneyt’le Adana’da tanışmıştık. Ben mesleğe yeni başlıyordum. Onunla film konuşmak keyifliydi. Konuştuklarınızı dinlerdi. Konuşurken dinleyen insan bulmak zor” dedi. Pelin Esmer ise Yılmaz Güney Ödülü’nü alırken yaptığı konuşmada “Bu, ikinci Yılmaz Güney Ödülü’müz. İlkini bu filmin öncülü ‘Oyun’la almıştım. Sanattan ve sanatçıdan zarar gelmez, korkmayın” dedi.