14.01.2020 - 14:52 | Son Güncellenme:
DHA
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları'nın karşısındaki duruşma salonunda görülen davaya, aralarında Adnan Oktar'ın bulunduğu 61'i tutuklu, 72 sanık katıldı. Sanık avukatı söz alarak son duruşmada tahliye edilen 91 sanığın ev hapsinde olduğunu ve mahkemenin bu konuda kararını vermediği için duruşmaya gelemediğini söyledi. Mahkeme başkanı da ev hapsindeki sanıkların duruşmaya katılabileceğini ifade etti. Duruşma, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanıkların savunma yapmasıyla devam etti.
"EVİMİN ÖNÜNE BIRAKILAN OKTAR KİTABINI OKUDUM"
Tutuksuz sanık Hatice Akoğlu, savunmasında İstanbul Beykoz Devlet Hastanesi'nde sağlık memuru olarak çalıştığını belirterek "Ben Adnan Oktar'ın eserleriyle 2014 yılında tanıştım. Evimizin kapısına bırakılan bir kitabı okudum. Okuduktan sonra da diğer kitapları internet sitelerinden sipariş verdim. 2012 gibi Facebook'tan Adnan Oktar grubundan birkaç kişiyi ekledim. Daha sonra Adnan Oktar'ın konferansına katıldım. PKK'ya karşı bir konferanstı. Dindar ve milliyetçi insanlardı. Ben 14 yıldır devlet memuruyum. 14 yıl boyunca devletin aleyhine hiçbir şey yapmadım. Ben dindar bir ailede yetiştim ve milliyetçi bir insanım, buna katkı sağlayacak eserleri okudum. Milli şuuru destekleyecek bir eserdi. Dindarlığımı, Allah yoluna olan bağlılığımı daha çok güçlendireceği için bu kitapları okudum. Tanıdığım insanlardan hiçbir zarar görmedim. Hiçbir suç unsuruna da tanık olmadım." dedi.
"OKTAR'I SOSYAL MEDYADAN BİLE TAKİP ETMEDİM"
Posta memuru olarak 22 yıldır görev yaptığını belirten Muhlis Üvenç ise "Benim örgütle hiçbir bağlantım yok. Kimseye maddi ve manevi bir bağım yoktur. Adnan Oktar ile hiçbir tanışıklığım yok, kendisini sosyal medya hesabından takip etmişliğim bile yok." dedi.
"KÜLTÜRLÜ OLDUKLARI İÇİN KONUŞUYORDUM"
Tutuksuz sanık Mustafa Kurtuluş savunmasında, 12 yıldır Enerji Bakanlığı'na bağlı bir şirkette devlet memuru olarak çalıştığını ifade etti. Hakkındaki suçlamaları reddeden Kurtuluş, "Burak Abacı isimli şahıs kendini kurtarmak için aleyhimde beyanlarda bulunmuştur. Emre Kutlu da örgütün günlük işlerini yaptığımı iddia etmiştir fakat alakası yoktur. Bu insanlar eğitimli ve kültürlüdür. Benim görüşebileceğim insanlardır, ondan örgüt yöneticileri olduğu iddia edilen sanıklarla görüşmem var. Uzun süre geçtiği için şu an tam hatırlamıyorum. O anda onların kim olduğunu bilmiyordum ama gidip tanıştım. Yardım diye bir şey söz konusu değil, günlük hayatta yapılan şeyleri yapıyorum. Bunlar vatanını, milletini seven Allah'tan korkan insanlardı" diye konuştu.
"5 YILDA 293 GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİM"
Ümraniye Çakmak Polis Merkezi'nde suç araştırma bürosunda polis olarak görev yaptığını söyleyen ve açığa alınan Oğuzhan Öztürk, "Çeşitli yerlerde görev yaptım. Şemdinli'de rüşvet almaya engel olduğum için Kırklareli'ne gönderildim. Vatanımı milletimi sevdiğimden dolayı çeşitli görevlerde çalıştım. En son Ümraniye'de çalışırken gözaltına alındım. İddianamede bahsedilen tapelerle alakalı olarak ise, tapelerde ismi geçen görüştüğüm kişilerin örgütle alakası yoktur. 293 görüşme olmuş ama 5 yılda olmuş. 5 yıla yayıldığında bu 293 görüşme fazla değil. Ben bu davayla alakalı ne müştekileri tanırım ne de örgütün faaliyetlerine katılmışlığım vardır. Ben İslam'ı kendi yaşayanlardanım, hiçbir tarikat ve cemaatle alakam yoktur." dedi.
"DERNEĞE SOSYALLİK OLSUN DİYE KATILDIM"
Tutuksuz sanık Olcay Boybeyi, "Patronum Mehmet Çalıkoğlu bana böyle bir dernek olduğunu söyledi. Dernekte kadın haklarını savunan konferanslar verilecekti. Ben kadın haklarını savunan bir dernek olarak biliyordum. EBA-DER'in neyin kısaltılması olduğunu bilmediğim için emniyet ifademde böyle söyledim. Kadın haklarını savunan bir dernek olduğu için katılmak istedim. Sosyallik faaliyeti için üye oldum, bir etkinlik olsun diye oldum. Patronum sormuştu, ben de kabul ettim. İsnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum." diye konuştu.
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol tedbiri bulunan sanıkların, duruşmaya katılabilmeleri için duruşma günü içerisinde izinli sayılmalarına karar verdi. Sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 11 Şubat 2020 tarihine erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 226 sanık ile 125 mağdur-müşteki yer alıyor. İddianamede Adnan Oktar Suç Örgütü'nün kuruluşu, yapısı, kuralları, örgüt içi evlilikler, örgütün tarihsel gelişimi, ideolojisi, amacı, örgütün cinsel-mali sömürü düzeni, örgütün gelir kaynakları, silahlanma yapısı, örgütün hukuk grubu, propaganda faaliyetleri ve FETÖ ile ilişkisine ayrıntılı olarak yer veriliyor.