15.02.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
TEKİRDAĞ DHA
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmet ve Danışmanlık Bölüm Başkanı Ayşe Mine İşler, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, çocuk istismarının artış gösterdiğini söyledi.
2022 yılında güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun yüzde 13.7’sinin cinsel istismara maruz kalan çocuklar olduğunu belirten İşler geçen yıl çocuk istismarı sayısının, 4 bin 151’i erkek, 27 bin 739’u kız çocuğu olmak üzere 31 bin 890 olarak kayıtlara geçtiğini kaydederek “Çocuk istismarı dediğimiz zaman akla sadece cinsel istismar gelebiliyor. Ancak duygusal istismar, fiziksel istismar ve cinsel istismar, istismarın türleri aslında” dedi. İşler, son dokuz yılda cinsel istismar oranlarının özellikle çocuklarda üç kat arttığını, bu konuda kız çocuklarının erkeklere göre dört kat daha fazla risk altında olduğunu kaydetti.
Çocuğun fiziksel gelişimine, sağlığına, psiko-sosyal gelişimine zarar veren her türlü eylemin istismar olduğunu söyleyen İşler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocukta açıklanamayan yara izleri, yanık, darbe izleri varsa, kırık çıkıklar söz konusuysa; karın ve baş ağrısı gibi fiziksel yakınmaları varsa; yarayı örtmek için mevsime uygun olmayan bir giyim söz konusuysa, bu noktada şüphe duymalıyız. Bunlar çocuğun fiziksel istismarını bize çağrıştırabilir. Duygusal istismara baktığımızda; belirtileri daha geç, aslında uzun vadede ortaya çıkıyor. Çocuğu yok saymak, aşağılamak, yeterli ilgiyi, sevgiyi göstermemek, dalga geçmek gibi davranışlar, duygusal istismarın türleri.”
BUNLAR BELİRTİ OLABİLİR:
Kabuslar, alt ıslatma, yaralar
İşler, cinsel istismara ilişkin şunları söyledi: “İlk etapta çocuğa inanmak, bu noktada önemli. Eğer bir çocukta açıklanamayan ani duygu durum değişiklikleri söz konusuysa, ağız, dudak bölgesinde, cinsel bölgelerinde yara izleri, şişme, kızarıklık, kanama söz konusuysa, oturmada ya da yürümede zorluk çekiyorsa, cinsel istismardan şüphelenmemiz gerekiyor. İntihar girişimleri, kendine zarar verme davranışları, alt ıslatma, gece kabuslarının görülmesi ya da kabusların artması da bizi cinsel istismardan şüphelenmeye götürmeli” dedi.
Doğru iletişim önemli
Çocukları istismardan korumak için ailelerin bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu kaydeden İşler, “Çocukla etkili ve doğru iletişim gerçekleşmeli. Çocuk başına bir şey geldiği zaman bunu ailesine anlatabilecek kadar güven duymalı. Çocuğa mahremiyet eğitiminin verilmesi, özel bölgelerine kimler nasıl, ne şekilde dokunabilir bunların öğretilmesi gerekiyor” diye konuştu.