23.10.2020 - 15:55 | Son Güncellenme:
DHA
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün İstanbul’da vaka artış hızına dikkat çekerek "İstanbul'da vaka sayısı Türkiye genelinin yüzde 40’ına, Ankara’nın 5 katına ulaştı. Temaslı taramasını, test sayısını artırdık” açıklamasını yaptı.
Medicana Çamlıca Hastanesi Hekimler ise alınacak önlemler hakkında bilgi vererek uyarılarda bulundu.Özellikle kış mevsimini gelmesi ve griple salgının kendini daha çok gösterdiğini söyleyen doktorlar, maske, mesafe ve hijyenin önemini hatırlatarak, akciğer sağlığının korumanın önemine vurgu yaptı.
“ELLERİ BOL SABUNLU SU İLE 30 SANİYE YIKAYIN”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. M. Kadir Göktürk, maske, mesafe ve hijyenin, mevsimsel koşullar nedeniyle öneminin daha da arttığını belirterek en temek önlemler hakkında bilgi verdi.
Dr. Göktürk, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
“Hijyene dikkat edin, öncelikle kişisel hijyen ve yaşam alanlarımızla ilgili hijyen konusunda taviz vermemek gerekiyor. Herkes hapşırma ve öksürme sırasında mendil veya kollarıyla ağız ve burunlarını kapatmalı, ellerini bol sabunlu su ile (30 saniye) yıkamalıdır. Ellerin yabancı yüzeylerle temas sonrası hiçbir şekilde yüze, ağza ve gözlere temas ettirilmemesi ve hemen yıkanması gerekir. Özellikle hasta insanlar veya çevresiyle doğrudan temas ettikten sonra sık sık eller yıkanmalıdır.
“Bağışıklığınızı güçlendirin, bu virüse karşı bağışıklık sistemi güçlendirilmeli. Yeterli uyku, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak, sigara ve alkol kullanmamak ilk basamakta yapılması gerekenler arasında yer almaktadır. Düzenli ve dengeli beslenmeye yani yeterli sıvı almaya, kaliteli protein, doğal sebze/meyve, tam tahıl, bakliyat, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin beslenmeye çalışmalıdır. Yeterince kanıt olmasa da D vitamini, çinko, omega-3 içeren desteklerle doğal C vitamini fayda sağlayabilir.
“Kalabalıktan Kaçının, hasta kişilerden ve kalabalık mekanlardan (otobüsler, trenler, metrolar, sinemalar, alışveriş merkezleri) mümkün olduğunca uzak durulması tüm solunum yolu virüslerinin bulaşmaması için etkili bir yoldur. Koronavirüs solunum yoluyla bulaştığı için özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, hamileler mutlaka maske takmalı, kalabalık ortamlara girmemeli ve gerekmedikçe yolculuk yapılmamalılar.”
DR. SELVİ: AKCİĞER SAĞLIĞINIZI KORUYUN
Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Ahmet Selvi ise, Kovid 19 virüsünün dünya geneline bakıldığında birçok etkisi ile karşılaşılsa da en çok akciğer de tutulma gösterdiğini ve bu nedenle akciğer sağlığını korumanın çok çok önemli olduğunu vurguladı. Uzm. Dr. Selvi “Dünyadaki tabloya bakıldığında yayın olarak Kovid-19 belirtilerinin yaygın olarak, içinde bulunduğumuz mevsimsel dönem sebebiyle grip, mevsimsel alerji gibi hastalıklarla benzer belirtiler gösterdiğini görüyoruz. Bu hastalıkların birbirine karıştırılmaması için doğru teşhis için göğüs hastalıkları muayenesi, PCR, testi, alerji testi, kan tetkikleri, BT ve solunum fonksiyon testi gibi tetkiklerin mutlaka yapılması gereklidir. Hem akciğer sağlığımızı korumak hem Kovid-19 virüsünden korunmak hem de diğer mevsimsel alerji ve enfeksiyonlardan korunmak için içinde bulunduğumuz dönemde kesinlikle maske kullanmak büyük önem taşıyor” dedi. Uzm. Dr. Ahmet Selvi, ayrıca ellerin düzenli olarak su, sabun veya alkol bazlı dezenfektan ile temizlenmesini ve kalabalık ortamlardan uzak durulmasını önerdi.
PROF. DR. ŞİRİN: KOVİD-19 DAMAR SİSTEMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı, Prof. Dr. Gökçe Şirin de pandeminin daha ne kadar devam edeceği ve tıbbi olarak ne zaman sonlanacağı konusunda elimizde yeterli kanıt olmadığını ifade ederek; virüs ile baş etmeyi ve onunla nasıl yaşayacağımızı öğreneceğimiz daha tedbirli bir yaşam döngüsünün içine girdiğimizin altını çizdi ve şunları söyledi:
“Enfeksiyon kalp kasını, koroner damarları, vücudumuzda bulunan tüm atardamar ve toplardamarları doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Kovid-19 enfeksiyonu kalp krizi, kalp kası iltihabı (miyokardit), kalbin ileti yollarını etkileyerek ritim bozukluklarına neden olmaktadır. Kovid-19 enfeksiyonu aynı zamanda damar sistemini de olumsuz etkilemektedir. Yaygın damar içi pıhtlaşma, atardamarlarda ve toplardamarlarda tıkanıklık, uzak organlara pıhtı gitmesi (emboli) sıklıkla karşılaşılan tablolardır. Bu klinik tablolar, Kovid-19 enfeksiyonunun oluşturduğu ciddi inflamasyon, doku oksijenlenmesinin bozulması (hipoksi), pıhtılaşmaya neden olan faktörlerin uyarılması ve pıhtılaşmaya eğilimi artıran bazı sitokinlerin dolaşıma salınması ile açıklanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Prof. Dr. Gökçe Şirin, şunları söyledi.
“İlaçlarınız doktorunuz tarafından aksi belirtilmedikçe aynı şekilde, zamanında ve düzenli olarak kullanmaya devem edilmelidir. Rutin kontrollerin aksatılmaması yeni oluşabilecek sağlık sorununun erkenden tedavi edilmesine olanak sağlayabilir. Salgının yarattığı endişe ve stresten mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır. Gerektiğinde profesyonel destek alınması bu dönemi daha rahat geçirmenize yardımcı olabilir. Uyku düzeni bozulmamalı ve değiştirilmemelidir. Düzenli, kaliteli uyku bağışıklık sitemi ve sağlık için büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Kilolara dikkat edilmeli, aşırı kilo alımından kaçınılmalıdır. İdeal kiloya inmek için diyetisyen desteği alınması faydalı olabilir. Ev içinde bile olsa pandemi döneminde egzersiz yapmak, sağlık için önemlidir. Dışarıda yapılması planlanan egzersizler için kişisel hijyen kurallarına, koruyucu ekipmanların kullanımına ve sosyal mesafe kurallarına uyulmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Egzersiz sırasında oluşabilecek sıra dışı ve Tekrarlayan yakınmalar için bir sağlık kurumuna başvurma ihtiyacı gerekebileceği unutulmamalıdır.”
DOÇ. DR. YALÇIN: KALP KRİZİ RİSKİNE DİKKAT EDİN
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Yalçın, Kovid 19 virüsünün yarattığı bu tablonun yanı sıra her ne olursa olsun Kalp hastası olanların özellikle kış aylarında enfeksiyonlara karşı çok dikkatli olması gerektiğini dile getirdi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Birçok enfeksiyonda olduğu gibi gribal enfeksiyonlarında kalk krizini tetikleyebilir. Özellikle bilinen kalp damar hastalığı olan veya olma ihtimali yüksek riskli hastalarda gribal enfeksiyonlar sırasında kalp krizi oluşabiliyor. Enfeksiyonlar sırasında oluşan sıvı kayıpları, yüksek ateşe bağlı kalp hızı artışları, enfeksiyon sırasındaki tansiyon değişiklikleri ve virüslerin salgıladığı çeşitli toksinlere bağlı olarak kalp krizi tetiklenebiliyor. Enfeksiyon sırasında vücutta doku ve organların oksijen ihtiyacı artıyor. Artan bu oksijen ihtiyacını karşılamak için kalp daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Ancak özellikle bilinen kalp hastalığı olan bireylerde toksinlere bağlı oluşan tansiyon düşüklüğü ve damarların yüzeyini kaplayan endotelde meydana gelen bozukluklar sonucu kalp hem dokuları hem de kendini yeterince besleyemeyebiliyor. Bu durum da kalp krizi oluşturabiliyor.”
Alınması gereken önlemlere de değinen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Yalçın “Kalp rahatsızlığı olan hastalarımızın özellikle kış aylarında enfeksiyonlara karşı dikkatli olması gerekiyor. Düzenli ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra kişisel hijyen ve sosyal mesafe kurallarını kesinlikle ihlal etmemeleri lazım. Düzenli el yıkanması ve hastalıklı kişilerle temas halinde olmaması gerekiyor. Ayrıca yıllık grip aşısı ve zatürre aşısı yapılması da önemli bir koruyucu destek sağlıyor” dedi.
DR. ÇAPAR: OZON TEDAVİSİ İLE OLDUKÇA GÜZEL SONUÇLAR ALIYORUZ
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Uzm. Dr. Ahmet Çapar, Kovid 19’a kadar maske, mesafe hijyenin yanı sıra en büyük silahımızın bağışıklığımızı güçlendirmek olduğunu önemle vurguladı. Uzm. Dr. Çapar şöyle devam etti:
Kovid 19 virüsünün özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar için hastalığın içerdiği riskler ve komplikasyonlar açısından daha şiddetli semptomlara neden olabildiğini artık hepimiz biliyoruz. Bu noktada da ozon tedavisi ile oldukça güzel sonuçlar alıyoruz. Eğer herhangi bir salgın hastalığa yakalanmadı ise ozon tedavisi, kişinin bağışıklık sistemini güçlendirici ve bakteriosidal / virosidal (yani mikrop öldürücü) etkileri ile hastalığa yakalanmasını engelleyecektir. Veya gribal bir hastalığa yakalandı ise kişi, bu defa da aynı etkilerle hastalığı yenmeyi, analjezik ve antienflamatuar etkileri ile hastalığı kolay atlatmasını sağlayacaktır. Ozonun doku oksijenlendirmesini arttırıcı, dolaşımı düzenleyici ve antioksidan etkileri tedavinin iyileştirici etkisini ve kişinin bağışıklık sistemini güçlendirecektir.”
Dr. Çapar, “Bağışıklık güçlendirici ozan terapi ile ilgili iki şekilde net özetleme yapabiliriz. Kovid 19’a yakalanmadan önce, ozonun doku oksijenlendirmesini arttırıcı, dolaşımı düzenleyici ve antioksidan etkileri tedaviyi ve kişiyi güçlendirecektir. Kovid 19’a yakalandıktan sonra, ozonun doku oksijenlendirmesini arttırıcı, dolaşımı düzenleyici ve antioksidan etkileri tedavinin iyileştirici etkisini ve kişinin bağışıklık sistemini güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.