İsrail füzeleri, İzmirli Koca Ailesi'ni de vuruyor

İSRAİL'in geçen cumartesi günü başlattığı ve tüm dünyayı dehşet içinde bırakan, çok sayıda Filistinli'nin yaşamını yitirdiği bombardıman, İzmir-Gazze arasındaki dramı da ortaya çıkardı. Üniversite eğitimi sırasında tanıştığı Filistinli avukatla 11 yıl önce evlendikten sonra Gazze'ye yerleşen, bir daha da dışarı çıkmalarına izin verilmeyen Burcu Najjar, 4 çocuğu ve eşiyle, sığındıkları bodrum katında yaşadıkları korku dakikalarını internet üzerinden ailesine anlattı. Baba Cevat Koca, kızının ve torunlarının yokluk içinde esir gibi ot yiyeyerek hayatlarını sürdürdüklerini, Cumhurbaşkanıyla, Başbakanın orada bulunan Türkleri biran önce ülkeye getirmesini istedi. Anne Zehra Koca ise her an sevdiklerinin ölüm haberinin geleceği korkusuyla yaşadığını söyledi.
İsrail'in Gazze'de ölüm yağdıran bombaları, İzmirli Koca Ailesi'ne de acı ve korku içine düşürdü. Koca Ailesi'nin kızları Burcu Najjar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne devam ederken Filistin uyruklu öğrenci Nasır Najjar'la evlenip Gazze'ye yerleşti. İsrail ablukası altında bulunan Gazze'deki 4 çocuğuyla ve eşiyle yaşarken, mutluluğu sık sık şiddete başvurulmasıyla yarım kalan Burcu Najjar, geçen cumartesi günü yine dehşete tanık oldu. Peşpeşe üzerlerine gönderilen füzelerden şans eseri kurtulan Burcu, 4 çocuğu ve eşiyle oturdukları apartmanın bodrum katına sığındı. Saklandıkları yerden çıkamayan Burcu Najjar, bombardıman sırasında İzmir'deki ailesine internet üzerinden ulaştı.

ONLARI KURTARIN

Kızının internet üzerinden kendilerine sadece bir kez ulaştığını ve bir daha da haber alamadıklarını söyleyen emekli icra müdürü baba Cevat Koca, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a insanlık suçunun sona erdirilmesi için girişimlerde bulunmalarını istediği mektup gönderdi. Gazze'de yaşananların katliam olduğunu söyleyen Cevat Koca, “Orada ölüm saçan bombaların altında yaşamaya çalışıyorlar. Hayatlarından endişe ediyorum. Zaten damadımın akrabalarından bazıları da ölmüş. Ne yiyecekleri, ne suları, ne de barınma yerleri var. Her şey sınırlı ve kontrol içinde sınırdan geçiyor. Bazen ot yiyerek karınlarını doyuruyorlar. Bu insanlık suçunu kimse kabul etmemeli ve herkes sona erdirilmesi için elinden geleni yapmalı” dedi.
Kızı ve torunlarıyla en son 2006 yılında İzmir'e geldiklerinde yüzyüze görüştüğünü de dile getiren Cevat Koca, “Dışişleri Bakanlığı nezninde yaptığımız girişimlerle 36 aileyi 2006 yılında getirebildik. Üç tane torunumu Türk vatandaşı yaptım ama damadımı yapamadık. Tekrar ülkelerine döndüler, ondan sonra da bir daha görmedim. Burada yaşayan kızım gibi çok sayıda aile var, onların bir an önce ülkemize getirilmesi için gerekli girişimlerin yapılmasını istiyorum. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Kayseri Lisesi'nden okul arkadaşım. Ona mektup yazdım ve yardımını istedim. Aynı şekilde Başbakan'dan da yardım istedim” dedi.
Anne Zehra Koca ise daha önce özel izinle Gazze'ye gidip kızını ve torunlarını gördüğünü söyleyerek, “Damadım hukukçu olduğu için Türk vatandaşı olamadı. Bir ay önce 10 yaşıdaki Süreyya, 7 yaşındaki Zeynep, 2 yaşındaki Rüda'nın ardından üç ay önce Deniz'i dünyaya getiren kızım, Gazze'den çıktıktan sonra bir daha dönemediği için büyük dram yaşıyorlar. Bombalama görüntülerini televizyondan izlerken korku yaşadım, gözyaşı döktüm. İnternet üzerinden iyi olduklarını öğrendim an büylük sevinç yaşadım ama her zaman onların ölüm haberini alacağım korkusunu yaşıyorum” dedi.