15.10.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ / Ankara - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Kabine toplantısına başkanlık etti. Toplantının ardından Millete Sesleniş konuşması yapan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ANAYASA ÇAĞRISI: 12 Eylül rejiminin silah dipçiği ile millete dayattığı mevcut anayasamızın yapılan onca revizyona rağmen Türkiye’ye ve demokrasisine dar geldiğini, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu her geçen gün net bir şekilde görebiliyoruz. Ön yargıların esiri olarak ileri demokrasi hedefimize varılamayacağını herkesin idrak etmesini bekliyor, tüm siyasi partilerin yeni anayasa çağrımıza yapıcı cevap vermelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili daha önce defalarca kamuoyuna açıkladığımız üzere partimizin ve Cumhur İttifakı’nın herhangi bir sorununun olmadığını, ilk 4 maddenin üzerinden yapılan tartışmaların da sürece katkı sağlamadığını tekraren ifade etmek istiyorum.
BM SEYREDİYOR: İsrail’in Gazze’ye saldırısıyla yaktığı ateş tüm bölgeye yayılıyor. 7 Ekim’den itibaren meselenin ne Gazze ne de Hamas olmadığını, asıl niyetin işgal politikasını devam ettirmek olduğunu çok sık dile getirdik. Bizi niyet okuyuculuğuyla, krizi abartmakla itham edenler oldu. Ancak İsrail’in Lübnan’a başlattığı son saldırılar endişelerimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Netanyahu Kabinesi’nden yapılan açıklamalar İsrail’in Lübnan’ı işgalle yetinmeyeceğini çok net biçimde işaret ediyor. İsrail yönetiminin Lübnan’daki BM Geçici Barış Gücü’ne saldıracak kadar küstahlaşması konunun ciddiyetini ispata kafidir. Kendi personellerini dahi koruyamayan bir BM görüntüsü uluslararası sistem adına utanç ve kaygı vericidir. Güvenlik Konseyi’nin İsrail’i durdurmak için daha neyi beklediğini açıkçası biz de merak ediyoruz. İsrail tankları Barış Gücü askerlerine saldırıyor, hatta bir kısmını yaralıyor. Ancak BMGK tüm bu haydutlukları tribünden sadece seyrediyor. Bunun adı acizliktir.
CAYDIRICI GÜCÜMÜZ YÜKSEK OLMALI: Ülke olarak caydırıcılık gücümüz ne kadar yüksek olursa, bölgemizdeki ateşten kendimizi koruma imkanımızın o derece artacağının farkındayız. Tüm bölgemizi kasıp kavuran bu kriz fırtınasından Türkiye’yi suhuletle çıkartmakta kararlıyız. Bir gençlik destanı olarak gördüğümüz TEKNOFEST’in 2018’den beri dalga dalga büyümesi gurur vesilesidir. Bu sene 50 farklı kategoride 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacıya ulaştık. İHA’larda dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer alıyoruz. İHA ve SİHA satış sayısında ise zirvede biz varız. Geçen yıl bu alanda dünya genelinde satışların yüzde 65’i, Türk savunma sanayi şirketleri tarafından gerçekleştirildi. Türkiye’nin savunma ve havacılık ürünleri ihracat gelirleri Ocak-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,2 arttı. Böylece ihracatımız yıllık bazda yüzde 10,4’lük yükselişle 6 milyar doları geçti. 2024 yılında 178 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir rekora imza attık. Savunma sanayimizi seferberlik ruhuyla desteklemeyi sürdüreceğiz.
İÇ CEPHE MESAJI: Bölgemizin içinde bulunduğu kesif ve karanlık atmosferde, dışarıdaki meselelerle çok yakından ilgilenirken, evimizin içini toparlamamız, yani iç cephemizi tahkim ve takviye etmemiz fevkalade önemlidir. Bunun yolu da evvel emirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten, farklı siyasi partiler ve toplum kesimleri arasındaki müşterek paydayı olabildiğince büyütmekten geçiyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken, şunu çok net söylemek isterim ki, siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla yoluna devam etmesi mümkün değildir. Mevlana Hazretlerinin ‘Şimdi yeni şeyler söylemek lazım’ ifadesinde anlamını bulan ruha bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Türkiye’nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesini bekleyenlerin ve onların içimizdeki lejyonerlerinin, gerilimi körüklemesine 85 milyonun bin yıllık kardeşliğine gölge düşürmesine müsaade etmemeliyiz. Türkiye’yi kendi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak, denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz.
‘Herkes aklını başına alsın’
YUMUŞAMA İKLİMİ: Malumunuz Türkiye son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdi. Siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışları artmaya başladı. Terörün ve şiddetin Türk siyasetini esir almasının ilanihaye önüne geçmek için bir kapı aralandı. Hüsnüniyet göstergesi olan bazı adımlar atıldı. Partisi tarafından dışlanmış, hatta istenmeyen adam ilan edilmiş kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşmasını özellikle siyasette yumuşama atmosferini provokatif ifadelerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bulmuyoruz. Karşımızda girdiği tüm seçimleri kaybeden, son olarak parti içi yarışı da kaybederek rekor kıran bir zatın, bizimle ittifak ortaklarımızla, daha vahimi Türkiye’yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakaretamiz ifadelerine cevap vermeyi kendimize zul addediyoruz.
TERÖR DİLİ: Aynı şekilde dün bazı illerimizde ortaya çıkan son derece kötü, son derece kışkırtıcı terörü ve şiddeti öven sahneleri de kesinlikle tasvip etmiyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması, samimiyetsizliğin işaretidir. Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına, biz izin vermeyiz. Buna kayıtsız da kalmayız. Bölgemizde bunca ateş varken ve bu ateş her gün biraz daha ülkemiz sınırlarına yaklaşırken, herkes aklını başına almalı, sorumlu davranmalı, sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir. Yumuşama iklimi, ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz, provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor.
‘Hukuki adımlar atacağız’
CEZASIZLIK ALGISI: Milletimizde serzenişlere sebep olan cezasızlık algısının ortadan kaldırılması için gereken kanuni düzenlemeleri mutlaka hayata geçireceğiz. İlgili bakanlıklarımız ve AK Parti grubumuz, Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla çalışarak hukuki adımların atılmasını sağlayacak. Aile Bakanlığımız da bağımlılık, intihar, çocuk istismarı, şiddetle etkin mücadele için, Sosyal Risk Haritaları oluşturacak.