03.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNEŞ / Ankara - Teklifin önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenirken, Çevre Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar, Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesini ve Kanunu Milliyet’e değerlendirdi. Hasar, özetle şunları söyledi:
TÜRKİYE “HAKEM” OLABİLİR: İklim değişikliği şu an dünyanın her yerinde kendini farklı seviyelerde hissettiriyor. Türkiye jeopolitik olarak da iklim politikaları, ekonomik anlamda da tam ortada bir yerde. Hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkeleri anlayabilecek, empati yapabilecek ülkelerden biri. Özellikle iklim diplomasisinde Türkiye’nin dünyada hakem rolünü üstlenebilecek bir ülke olabileceğini düşünüyoruz. Bu mottoyla da yola çıktık, iklim müzakerelerinin Türkiye’de yapılması için COP31 adayıyız.
ERKEN UYARI SİSTEMLERİ: Türkiye, İklim Kanunu’yla toplumunu yaşamsal, çevresel, ekonomik anlamda iklim değişimine hazır hale getirmek zorunda. Bu kapsamda her kurumun, kuruluşun, bakanlığın, yerel yönetimlerin, merkezi yönetimlerin, finans kuruluşlarının bütün aktörlerin sorumlulukları var. Konular birbirine kenetlenmiş durumda. Ailedeki istihdamdan tutun, tarım politikası, gıda güvenliğimizin sağlanması, su kaynaklarının korunması, organik tarım, hayvancılık, ormansızlaşan alanların tekrar orman vasfına konulması, kentlerde yeşil alanların çoğaltılması, finans kaynaklarından faydalanılması bunların hepsi bir araya geliyor. Bu kanun kapsamında her kurum ve kuruluş kendi sorumluluklarını yapmak zorunda. Bu kanun doğmamış çocukların yaşam hakkını koruyor. Bu kanun sadece sera gazı azaltımı noktasında katkı sağlamayacak. Diğer taraftan uyum süreçleri ön plana çıkıyor. Erken uyarı sistemleri önemli. Nerede nasıl bir sıkıntı olacak, sıcak hava dalgası mı olacak, başka yerde su taşkınları mı olacak? Çığ oluşumuna kadar planlamaları yapıyoruz.
2053 hedefi
YEŞİL BÜYÜME: 2053 net sıfır emisyon hedefimiz var. 2053’e kadar gerekli olan adımlarımızı atarak bunu başaracağız. Yeşil büyüme ile bunu gerçekleştireceğiz. Kalkınma adımlarımızı tamamen yeşil büyümeye yönelik yapacağız. Böyle olunca bundan sonra tamamen temiz teknolojilere yönelik bir mekanizmanın doğacağı aşikar Türkiye’de. Bu kanun onu öngörüyor. Bu kanun ‘hadi biz bugün emisyonlarımızı sıfırlayalım’ demiyor. Gerçekçi bir kanun.
Finans akışı için yeşil taksonomi
KREDİ İMKANI: İklimle mücadele ciddi bir finans kaynağı gerektiriyor. Finans akışlarını hızlandırmak için Türkiye’de kendine özgü bir sistem geliştiriyoruz. Türkiye Yeşil Taksonomisi. Devasa bir sistem, eşik değerleri AB taksonomisiyle uyumlu. Bu taksonomiye uyumlu olan yatırımlar belgelenmiş olacak. Bunun uluslararası bir anlamı var. Artık yapılacak yatırımların tamamının iklime duyarlı, çevre dostu olması lazım. İmtiyazlı kredilere ulaşma imkanları fazla olacak.