GündemHerkes için adalet

Herkes için adalet

14.05.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Şık ve Mavioğlu “Kırk Katır Kırk Satır-Ergenekon’u Anlama Kılavuzu” adlı iki ciltlik kitap nedeniyle “Basın yoluyla yargıyı etkileme ve soruşturmanın gizliliğin ihlal” suçundan beraat etti. Ergenekon kapsamında tutuklu meslektaşları Nedim Şener ve Ahmet Şık için yürüyen gazeteciler “Yalnız gazeteciler için değil herkes için adalet istiyoruz” dediler

Herkes için adalet

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve yazdığı “Kırk Katır Kırk Satır-Ergenekon’u Anlama Kılavuzu” adlı iki ciltlik kitapla, ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’ ettikleri gerekçesiyle yargılanan Ahmet Şık ile gazeteci Ertuğrul Mavioğlu beraat etti. “Yansak da Dokunacağız” pankartı arkasında toplanan gazeteciler de, duruşma öncesi Ergenekon kapsamında tutuklanan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık ile Mavioğlu’na destek yürüyüşü yaptı.
Gazetecilerin destek yürüyüşüne CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, milletvekilleri Mustafa Özyürek, Sabahat Tuncel, CHP İstanbul İl Başkanı Bahri Şahin, Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı Ferai Tınç, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve sanatçı Suavi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda politikacı, sanatçı ve gazeteci katıldı.
Yaklaşık bin kişinin “Yansak da Dokunacağız” pankartının arkasında Bahariye Caddesi üzerinden adliyeye yürüyüşü sırasında “Ahmet çıkacak yine yazacak”, “Şiirden kitaptan bomba olmaz başbakan” şeklinde sloganlar atıldı.
Gazeteciler adına bir açıklama yapan Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, “Mavioğlu ile birlikte kaleme aldığı kitaplarında Ahmet Şık, Türkiye’deki derin devleti anlatıyor. O kitapları yazdığı için yargılanan Ahmet Şık, aynı yapıya yani deşifre ettiği Ergenekon’a üye olmakla suçlanıyor. Şık ile birlikte Nedim Şener de 67 gündür Silivri Cezaevi’nde. Suçlama aynı, Ergenekon Terör Örgütü’ne üyelik. Hrant Dink Davası’nı en yakından izleyen gazetecilerden biri olarak bu davanın Ergenekon’la birleştirilmesini savunan Şener, o örgüte, yani Ergenekon’a üye olmak suçlamasıyla tutuklu. Bazı emniyet görevlilerinin Dink Cinayeti’ndeki ihmallerine vurgu yapan Nedim Şener ile, emniyet içindeki yapılanmaları mercek altına aldığı ‘İmam’ın Ordusu’ çalışması toplatılan Ahmet Şık’ın bugün birlikte cezaevinde olmaları rastlantı olamaz” dedi.

‘Vicdana sığmaz’
Şık ile Şener’in Ergenekon Terör Örgütü’ne üye oldukları iddiasıyla tutuklanmalarının vicdana sığmadığını belirten Çakır, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın uluslararası basına, ‘Tutuklanan gazeteciler, Hükümeti devirmek istedi’ dediğini belirterek, şöyle devam etti: “Bir kimsenin, Başbakan bile olsa, dava sürerken, bu tür bir yargıda bulunmaya hakkı olamaz. Ülkemizde zaten otosansür gibi bir zorlukla uğraşan gazeteciler, buna ek olarak her an herhangi bir sebeple tutuklanma endişesi ile yaşıyor. Sonuçta ülkemiz yalnız gazeteciler için değil, özgür düşünceyi savunan herkes için her geçen gün güvenilir olmaktan daha fazla çıkıyor. Biz yalnız gazeteciler için değil herkes için adalet istiyoruz.”
Gürsel Tekin ise, “Yazılmamış bir kitaptan dolayı bir insanın tutuklanması dünyada görülmemiş bir sistem” dedi.
Öte yandan Şık ve Mavioğlu hakkında, “Kırk Katır Kırk Satır-Ergenekon’u Anlama Kılavuzu” adlı iki ciltlik kitap nedeniyle “Basın yoluyla yargıyı etkileme ve soruşturmanın gizliliğinin ihlal” suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya devam edildi. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen karar duruşmasına sanık gazeteci Ahmet Şık, Ertuğrul Mavioğlu ile 36 avukatı ve müdahil avukatı katıldı.
Karar duruşmasında son sözü sorulan Ertuğrul Mavioğlu, “Gizliliği ihlal etmedim. Bu konuyu soruşturma aşamasında savcılık da biliyordu. Buna rağmen hakkımızda dava açıldı. Biz, haber kaynakları MİT, emniyet, özel yetkili savcılık ve CIA olan gazeteciler değiliz. Kaynaklarımız arasında Başbakan ve Genelkurmay da yoktur. Beratımı istiyorum” dedi.
Geçen duruşmaya ring aracı olmadığı için getirilemeyen Ahmet Şık ise, ifadesinde şöyle dedi: “Aynı gerekçeyle açılmış olan birçok dava olduğu gibi Ergenekon soruşturmalarının kolluk kuvveti olan polisler ve savcılık tarafından henüz soruşturmalar sürerken sızdırılan bilgi ve belgelere dayanmamaktadır. Yazdığımız kitap, soruşturmaların zayıflığını ve iddia ettiği derin devletin gerçekten soruşturma konusu yaparak gerçek suçluların, gerçek suçlarından yargılanmasına ve Türkiye’nin bir cinayet şebekesi gibi çalışan derin devletinden temizlenmesine ilişkin naif bir yol gösterme çabasındadır.”
Hâkim Gülden Filiz Tüysüz, isnat olunan suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek, Mavioğlu ve Şık’ın beraatlerine karar verdi.

Haberin Devamı

Herkes için adalet

Gazeteciler Bahariye Caddesi’nden adliyeye kadar alkışlar eşliğinde yürüdü.