09.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ
Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz (56) Türkiye’de koronavirüse yakalanan ilk vakalardan biriydi. Türkiye’de 11 Mart’ta koronavirüs vakasının açıklanmasından 1 gün sonra Feyiz, yüksek ateş şikayetiyle hastaneye başvurdu. Başta ‘Sizde influenza vardır, yani siz gripsinizdir’ cevabını alan Feyiz’e influenza testi yapıldı. Ancak testin sonucu negatif çıkınca bu kez kovid-19 testi yapılmasına karar verildi. Bu süreçte evine giden Feyiz’in test sonucu pozitif çıkınca 18 Mart’ta Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. 14 günlük tedavi sürecinin ardından taburcu edilen Feyiz, hayatındaki değişiklikleri Milliyet’e anlattı.
En zor 4 saat
“Koronavirüs testi yaptırdıktan sonra eve gider gitmez, kimlerle temas içindeysem hepsini aradım, dikkatli olmalarını söyledim. 18 Mart’ta test sonucumun pozitif çıkınca hastaneye yatırıldım. Sadece şunu rica ettim; “Oğluma ve eşime de test yapılmasını istiyorum” dedim. Ertesi gün ikisine de test yapıldı. Oğlumun sonucu pozitif, eşiminki negatif çıktı. Eşimin de hastaneye yatırılmasını istedik. Fakat sonuç negatif olduğu için yatışı kabul edilmedi. Eşim astım hastası ve ve koronavirüs belirtileri gösteriyordu. Tüm bunlar yaşanırken ben hastanedeydim, hayatımın en kötü 4 saatini hastane bulma sürecinde yaşadım. Sonra a özel hastaneye yatırdık. Burada yapılan testlerde Kovid-19 olduğu anlaşıldı.
Eşim ve ben farklı hastanelerde tedavi altına alındık, oğlum evde karantinadaydı. Moralimi yüksek tutmam, eşime de moral oldu. Bu arada hastanede boş durmadım, hastalığı araştırmaya başladım. Çin ve Fransa’dan gelen raporları da inceledim. Toplam tanı konulan hastaların yüzde 80’i hafif geçiriyor, yüzde 15’i ağır geçiriyor ve bunların içinde yüzde 5’i ölümle sonuçlanıyor. Sonra, ‘Benim yüzde 5’lik grubun içinde olmam sıfır’ dedim. Çünkü beslenmeme dikkat ediyorum, haftada iki kez kürek çekiyorum, hafta bir düzenli yürüyüş yapıyorum.
Bu süreçte insanların şunun da bilincine varması gerekiyor; Her kovid tanısı konulan ölüme gidmiyor. Arayan herkes sanki ölecekmişiz gibi ağlıyordu. Tedavide beni üzen tek şey ise oğlumun mutluluğunu sarılarak paylaşmamdı. Oğlum geçen yaz Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğini 3’üncü sınıfta bıraktı. En büyük hayali bir caz okuluna gitmekti. Yurt dışında birkaç okula başvurdum. Ben de evde karantinada test sonucumu beklerken, oğlumun başvurduğu Newyork Caz Okulu’na kabul edildiğini öğrendik. Bu oğlumun en büyük hayaliydi. Ama haberi aldığımız an birbirimize sarılamadık ve kutlayamadık.
Sosyal mesafe imkânsız
Hijyen ve maske kuralına uyarım ama sosyal mesafeye uymak pek mümkün değil. Bu nedenle uzun bir süre de kimse beni kalabalık bir ortama sokamaz. İstanbul’da yaşıyoruz ve bu şehir olması gerekenden çok kalabalık. Haliyle böyle bir kalabalıkta istenilse de sosyal mesafe kuralı uygulanmaz, imkansız. Bir müddet her şeyi online almaya devam edeceğim.”
Plazma vermeye gittiğinde öğrendi
İlk hastalardan oldukları için plazma beklentilerine de değinen Prof. Dr. Feyiz şöyle konuştu: “Gebelik geçirdiğim için ben donör olamıyordum, eşim de astım hastasıydı. Verebilecek tek kişi oğlumdu. Oğlum plazma bağışı için hastaneye gittiğinde antikor testi yapıldı. Sonuçlarda oğlumun koronavirüs geçirmediği tespit edildi. Oğlumun yaşadığı duygulara bakar mısınız? Eve geldiğinde ‘Korona geçirmediğime mi sevineyim, yoksa yanımda gencecik kız babası için umut olarak beni görüyordu ona mı üzüleyim?’ diyordu. Bu süreçte insan hayatın aslında çok kısa olduğunun bilincine varıyor. Hastalığımdan sonra hayatı bundan sonra dert etmeyeceğime karar verdim. Hayallerim varsa peşinden gideceğim. Ayrıca hayallerimiz için sandığımızdan da çok az zamanımızın olduğunu öğrendim. Ben hastalıktan sonra daha hızlı koşmaya karar verdim. Bundan sonra hayallerime sımsıkı sarılarak gerçekleşmesi için daha hızlı koşacağım.”
En büyük vakit aileme
Hayat koşuşturmacasının içinde aileme vakit ayıramadığımı fark ettim. Ailemle vakit geçiriyordum ancak verimli değildi. Birlikte olmak önemli değil önemli olan kaliteli vakit geçirebilmek. Bu dönemde bana ailemle daha fazla vakit geçirmem gerektiğini de öğretti. Oğlumla top oynuyoruz. Eşimle düzenli yürüyüşe başladık. Kendime de daha fazla zaman ayıracağım. Akademik hedeflerim var, ancak bir de ailem var.
YARIN: Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu: “Yaşam tarzımı değiştireceğim”