18.05.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aykut Yılmaz Ankara
Çoğu kişi dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde yakınında bulunan bir kişinin hapşırmasıyla büyük bir tedirginlik yaşayıp o alanı terk ederken, Sağlık Bakanlığı’nın hava ambulanslarındaki çalışanları bazen Kovid-19 tanısı konan, bazense olası şüpheli olan hastalarla binlerce metre yüksekte büyük bir mücadele veriyor. Milliyet olarak havada kahramanca çalışan doktor, anestezi teknisyeni, paramadik, acil tıp teknisyeni ve pilotların Ankara-Riyad, Riyad-Cidde, Cidde-Adana ve Adana-Ankara hattında yaşadıklarını yakından takip ettik.
Esenboğa Havalimanı’nın Genel Havacılık terminalinde 07.30’da ekiple bir araya geldik. Ekip, sorumlu doktor Muhammet Emin, anestezi teknikeri Ayhan Ünlü, paramedik Burak Çoşkungönül, acil tıp teknisyeni Yalçın Zengin, pilotlar Sinem Ulusoy ve Ömer Boztaş’tan oluşuyordu. Kısa bir tanışmanın ardından, Ünlü tarafından Kovid-19 riskine karşı ben dahil ekibin ateş ölçümü gerçekleştirildi. Ardından tüm ekiple birlikte Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı hava ambulansının içerisindeki yerimi aldım. Saatler 08.00’i gösteriyordu. Yakıt ikmalinin tamamlanmasının ardından uçağın kapıları kapandı. 08.38’de artık hava ambulansı rotasını Riyad’a çevirmiş, vatandaşları Türkiye’ye getirmek için Ankara semalarında uçuşa geçmişti.
Riyad’da uzun bekleyiş
Türkiye saati ile saat 12.13’de uçağımız Riyad’a iniş yaptı. Her ne kadar Suudi Arabistan’dan alınacak vatandaşların PCR testleri negatif de olsa, tedbir amaçlı ben de dahil tüm ekip kişisel ekipmanları giydikten sonra uçağın kapıları açıldı. Dışarıda termometreler 38 dereceyi gösterse de giydiğimiz kıyafetlerle hissedilen sıcaklık 38 derecenin çok üzerindeydi. Riyad’da 2 saati aşkın süre bekledik. Suudi görevliler, akciğer kanseri olan ve Türkiye’de tedavi görmek isteyen Mardin nüfusuna kayıtlı Şemsettin Ağrıman’ı sağlık ekibine teslim etti. Hazırlıkların ardından saat 14.20’de Riyad’dan Cidde’ye doğru 1 saat 30 dakika sürecek olan uçuşumuz yeniden başladı.
Cidde-Adana hattı
Cidde’ye vardığımızda saatler 15.51’i gösteriyordu. Burada da yine 2 saat bekledik. Hastalar ambulansın içerisinde bizler ise uçakta bekledikten sonra çıkış işlemleri bitti. Diyanet’in umre organizasyonu ile kutsal topraklara giden ve orada beyin kanaması geçiren 65 yaşındaki Ayşe T., bilinci kapalı şekilde, kas hastası olan ve aynı zamanda akciğer enfeksiyonu geçiren işçi Ahmet A. ise sedye ile uçağa alındı. Ardından 3 saat 10 dakika süren Adana uçuşu başladı. Uçakta, hastaların durumunu yakından takip eden ekip, saat 20.31’de Adana’ya uçağın inmesinin ardından Ahmet A. ve Şemsettin Ağrıman’ı kara ambulansındaki görevlilere teslim etti. Daha sonra Gaziantep’ten lösemi tanısı konan 4 aylık Öykü bebeğin ambulansla getirilmesinin ardından uçak, Ankara için 22.08’de doğru havalandı. 50 dakika süren yolculuğun ardından uçak saat 22.55’te Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptı. Ayşe T., Denizli’ye götürülmek için başka bir hava ambulansına nakledilirken, Öykü bebek ise ambulansla Ankara’da hastaneye kaldırıldı. Hastaların teslimin ardından uçak dezenfeksiyon işlemleri için hangara çekilirken, sağlık ekibi ise kişisel temizliğini yaptıktan sonra sabaha kadar yeni bir göreve karşı hazır şekilde bekleyişe geçti.
Ambulans uçak ekibiyle havadaki zorlu görevlerini konuştuk.
‘Hastanedeki hizmeti uçakta veriyoruz’
Ankara’dan uçak havalandıktan sonra doktor Muhammet Emin ile sohbete başladık. Yurt dışından hastaların getirilme sürecini anlatan Emin, “Bazen 12, bazen 20 saat, Kovid-19 ya da Kovid-19 şüphesi bulunan hasta ile uçuyoruz. Tulumlar, gözlükler boneler, N95 maskeler 10 saati aşan sürede üzerimizden çıkmadığı oluyor. Bazen 10 saat tuvalete dahi gidemiyoruz. Dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Zor ama yapmak zorundayız. 20 saat uçuş kolay değil. 11 yaşında bir çocuğum var. Minimum riskle eve gitmeye çalışıyoruz” dedi. Pandemi sürecinde hiç görmediği kızının kendisine “Baba sen hasta taşıyorsun. Risk altındasın. Hepimize geçmesin” dediğini söyleyen Emin, bu sözleri dile getirirken sesi titredi. Gözleri yaşararak, “Çocuk ama olayın bilincinde” diye konştu.
‘Gurur duyuyorum’
7-8 yıldır ambulans uçakta çalıştığını belirten Anestezi Teknikeri Ayhan Ünlü de, hastanede verilen hizmeti kendilerinin uçakta yapmaya çalıştığını söyledi. Zor bir iş yaptıklarını belirten Ünlü, şöyle devam etti: “Bu zorlukların üzerine bir de Kovid-19 geldi. İşimiz daha da zorlaştı. Herkesin yanından dahi geçmek istemediği kişilerle biz aynı ortamda bulunuyoruz. Kendi önlemlerimizi alıyoruz. Evliyim, 2 çocuğum var. Ev halkı da bu uçuşlarda kaygılanıyor doğal olarak. Site içerisindeki komşularımız aynı asansöre binmiyorlar. ‘Sen çık biz geliriz’ diyorlar. Birkaç doktor arkadaşıma da böyle olmuş. Gerçekten zor bir görev. Ama ben yaptığım işten gurur duyuyorum.”
Paramedik Burak Çoşkungönül ise pandemi sürecinde daha çok etrafındaki kişiler için endişelendiğini belirterek, “Salgından dolayı görev dışında dışarı çıkmıyoruz. Kendi annem ve babamla bile araya mesafe koyarak selamlaşıyoruz. Bu bakımdan psikolojik zorlanıyoruz ama bu devlete ve millete hizmet vermekten gerçekten mutluluk duyuyorum” diye konuştu. Acil Tıp Teknisyeni Yalçın Zengin de ailesiyle birlikte yaşadığını belirtti. Babasının tansiyon hastası olduğunu bu yüzden 2 kat daha fazla özen gösterdiğini belirten Zengin, “Evde kendi karantinamı oluşturuyorum. Odamdan dışarı çıkmıyorum. Bana bulaşırsa değil de aileme bulaşırsa endişesi yaşıyorum. Herkesin kaçtığı durumla biz iç içeyiz. Ama işimi severek yapıyorum” dedi.