25.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Cihat Aslan /İstanbul
Cihat Aslan / İstanbul
İstanbul Pendik’te ikamet eden Ş.K.A. isimli kadın geçen ağustos ayında tatil yaptığı 142 dairelik yazlık sitesinin ortak kullanım açık yüzme havuzuna girmeye çalıştı. Ancak site yönetimi tarafından havuza girme kuralları arasına ‘Haşema ile havuza girilmez’ ibaresinin eklendiğini gördü. Bunun üzerine site yönetimiyle iletişime geçmeye çalışan Ş.K.A., bu yasağın din, vicdan ve kanaat hürriyetini engellediğini ve inanç temelinde ayrımcılık oluşturduğunu ifade etti. Kuralın düzeltilmesi için noterden ihtarname de çeken Ş.K.A., talebine cevap alamayınca, 21 Ağustos’ta Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) başvurdu.
‘KAT MALİKLERİ KARARI’
TİHEK, başvuru sonrası site yönetiminden görüş talep etti. Yönetimin yanıtında, “15 Aralık 2013 yılındaki toplantısında gündem maddelerinden olan “Havuz Kurallarının Belirlenmesi ve Onaylanmasının” toplantıda bulunan kat maliklerinin de görüşü alınarak karara bağlandı ve imzalanarak tutanak altına alındı. Kat malikleri kurulu kararı kesinleşti, toplantı esnasında söz konusu karara herhangi bir itiraz veya şerh düşülmedi. Toplantı tutanağı da tüm kat maliklerine tebliğ edildi. Yasal süreler içerisinde herhangi bir şikâyet ve itirazda bulunulmadı. Karar, kat malikleri tarafından alındı. Söz konusu incelemenin tüm kat maliklerine (142 kat maliki) yöneltilerek sonuçlandırılması gerekiyor” ifadelerine yer verildi.
‘ÖZGÜRLÜĞE MÜDAHALE’
Bu yanıt sonrası başvuruyu değerlendirerek karara bağlayan TİHEK, şu tespitlerde bulundu; “Kat malikleri kurulu kararlarının, kanunun emredici hükümlerine ve kişilik haklarına aykırı olamayacağı ve ana taşınmazın yönetiminin de kanunların emredici hükümlerine aykırı olamayacağı hususlarının altını çizmek gerekir. Ayrıca yürürlükteki mevzuatta havuza tam tesettürlü mayo ile girilemeyeceğini açıkça yasaklayan herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Din ve vicdan özgürlüğü, din ve inancın uygulanması, dinin gereklerine göre dine özgü kıyafetler giyilmesini, inanılan inancın geleneklerine uyulmasını kapsar.
‘İNANÇ’ AYRIMCILIĞI
Sonuç olarak başvuru dosyasındaki hususlar bir arada değerlendirildiğinde, kat malikleri kurulu kararının ayrımcılık yasağına aykırı davrandığı, başvuranın inancı nedeniyle hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden karşılaştırılabilir durumdakilere kıyasla eşit bir şekilde yararlanamadığı tespit edildi. ‘İnanç’ temelinde ayrımcı muamelenin vücut bulduğu kanaatine varılarak muhatap hakkında 7 bin TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.”