19.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Türkiye’de deprem konusunda bilgi kirliliğine neden olan şehir efsanelerinin başında “HAARP” teknolojiyle ilgili komplo teorileri geliyor. Uzman olmayan kişiler, 17 Ağustos deprem felaketi ve sonrasındaki her büyük sarsıntıyı Alaska’daki uzay araştırma tesisi Yüksek Frekanslı Aktif ‘Aurora’sal Araştırma Programı’na (HAARP) bağlarken, bu komployu kamuoyunun gündemine atan ilk kişinin Fuat Avni olarak bilinen FETÖ firarisi Aydoğan Vatandaş olduğu ortaya çıktı. FETÖ’cü Aydoğan Vatandaş’ın ilk baskısı 2000 yılında yayımlanan ‘HAARP-Kıyamet Teknolojisi’ adlı kitabında, 17 Ağustos deprem felaketinin suni olarak HAARP teknolojisi ile tetiklendiği ortaya atılırken, bu tarihten sonra her depremden sonra HAARP teknolojisi uzman olmayan kişilerce gündeme getirilmeye başlandı.
180 adet dev anten
FETÖ terör örgütü firarisi Aydoğan Vatandaş’ın 17 Ağustos deprem felaketinden 1 yıl sonra kaleme aldığı kitapta HAARP projesinin, yapay depremler oluşturmak, belirli bir bölgede haberleşmeyi kesmek, elektronik cihazların çalışmasını durdurmak, olabilecek büyük şiddetli bir depremi küçük parçalara bölerek önlemek ve iklim koşullarına müdahale etmek gibi işlemler için de kullanıldığını ortaya atttı. Vatandaş kitabında “Alaska’da iddialara göre 180 adet dev anten bulunmaktadır. Bu antenler ile üretilen manyetik dalgalar, yetkililerin yaptığı açıklamalara göre; ‘gelebilecek füzeleri havadayken imha etme, toprağın altında incelemeler yapma, denizaltı gemileriyle haberleşmeyi kolaylaştırma ve atmosferin durumuna müdahale etme’ gibi işlevler yapmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘Köfteye dönüşürdük’
Elazığ Sivrice depreminden sonra bir kez daha gündeme gelen HAARP komplosuna tepki gösteren isimlerden İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak şunları söyledi: “HAARP’ın deprem yaptığını konuşmak bile saçma. Deli saçması. Bu yalanlardan nemalanan bir sürü insan var. Atmosferi etkileyen antenler yer kabuğunu nasıl değiştirebilir? Türkiye’de deprem tetiklenmek isteyen güçler varsa neden dünyayı, ısıtıp, pişirip doğayı mahvederek bu işi yapsın? Yerin 20 km altındaki fayları kıracak güce sahip elektromanyetik cihazlar varsa, toprak üstünde yaşayan bizlerin köfteye, kömüre dönmüş olmamız gerekir. Alaska’dan düğmeye basıp Elazığ’da deprem yaratıldığını öne sürmek bilim dışı çevrelerin inanacağı, akıl noksanı saçmalıklar.”
Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Şerif Barış da, “Depremler doğal kaynaklı olaylar. Dışarıdan müdahale mümkün değil. Yapay deprem diye bir şey yok” yorumunu yaptı.
‘Araştırma tesisi’
HAARP’ın çalışma sistemi ve etkinliği hakkında bilgi veren fizikçi Dr. Kaan Öztürk ise şunları söyledi:
“HAARP, bir uzay fiziği araştırma tesisi. Alaska’daki tesis başlangıçta ABD Hava ve Deniz Kuvvetleri desteği ile kuruldu ancak 2000’lerde Alaska Üniversitesi’ne devredildi. Bu tesisteki araştırmalar elektrik akımlarının iyonosfer ve dünyanın çevresindeki manyetik alandan nasıl ilerlediğine yönelik araştırmaları kapsıyor. Özetle hem iyonosferin hem de manyetik çizgilerin dinamikliğinin araştırıldığı bir proje. Elektromanyetik ışımayla deprem oluşturmak mümkün değil. Yerin kilometrelerce altında, müthiş bir basınçla sıkışmış tektonik plakaları yerinden oynatacak bir teknoloji de yok. HAARP’ın atmosferi manipüle ettiği, kasırgalara sebep olduğu de yalan. Bırakın büyük deprem yaratmayı, HAARP’ın bütün gücünü odaklasanız, bir taş parçasını yerinden oynatamazsınız. Komplocular, gizem arayanlara deli saçması iddialarda bulunuyor.”