14.03.2016 - 10:59 | Son Güncellenme:
Göç Zamanı 8. yeni bölüm fragmanı heyecanla bekleniyor. Star TV resmi web sitesinden henüz fragman yayınlanmadı. Göç Zamanı en son bölümde neler oldu? İşte tüm detaylar sizlerle.
GÖÇ ZAMANI EN SON BÖLÜM ÖZETİ
Cennet'in yıllardır sakladığı sır; Güneş'in erkek evlat olduğu ortaya çıkar. Bu haberin şoku Yemin'in ilk defa Cennet'i bir nebze de olsa anlamasına sebep olur. Abi olarak ilk defa Güneş'e yaklaşmaya çalışır. Güneş'in açılması kolay değildir.Diğer yandan Mardin'den Faysal Ağa’dan haber gelir. Parasını istiyordur. Hanım, Faysal'ın başlarına bela olacağını anladığında Cennet'ten çocukları karşılığında ödemesi imkansız olan parayı ister.
Cennet, çocuklarını kurtarmak için parayı ararken, çaresiz anında başka bir düşmanının ağına düşer. Sevgi, Cennet'i akçayılanın diğer yarısı olan Yılmaz'dan uzak tutmaya çalışırken başarılı olamaz. Cennet'i bir sürpriz beklemektedir.
GÖÇ ZAMANI 8. BÖLÜM NE ZAMAN?
Yayın Günü: 17 Mart Cumartesi
Yayın Saati: 20.00
'Umarım insanlara güç verebiliriz'
Star TV’de yayınlanan “Göç Zamanı” dizisinin kardeşleri Cansu Tosun ve Elif Ceren Balıkçı, “Keşke erkeğin de kadının da eşit konuşma hakkı olsa! Umarız insanlar bizden direnmek için o gücü ve ilhamı alabilirler” diyor.
Son bir aydır cumartesi akşamlarımızı bizden bir hikaye dolduruyor: “Göç Zamanı”. Vahide Perçin ve Talat Bulut’un başrolünde olduğu dizi, ülkemizin en büyük sorunlarından; kız çocuklarını okutmama ve erken yaşta evlendirme konusu etrafında kurgulanmış bir hikayeyi anlatıyor. Dizide Perçin’in oynadığı Cennet’in canı pahasına bu kaderden kaçırmaya çalıştığı kızlarını ise Cansu Tosun, Elif Ceren Balıkçı ve Berre İsra Talikacı canlandırıyor.
- İlk bölüm Mardin’de çekildi. Nasıldı oralar?
Cansu Tosun: Mardin’e aşık olduk, çok güzel. Ayrıca çok modern insanlar. Gerçekten İstanbul’da gördüğünüzden daha modern insanlar görebiliyorsunuz orada ama tam tersi bizim yansıttığımız gibi yaşayan; yani kısıtlanmış, bastırılmış, erkek egemen bir kesim de var. Ama mimarisi olsun, tarihi olsun bambaşka bir ruhu var.
Elif Ceren Balıkçı: Gittiğimizde birkaç gün oranın tarihini inceleme vaktimiz oldu. Gezerken gördük, ufak ufak kızlar var, rehberlik yapıyorlar. Oturup onlarla sohbet ettiğimizde bir ricada bulunduk “Bize türkü söyleyebilir misiniz?” diye, bize “Biz türkü bilmiyoruz, şarkı biliyoruz” dediler.
Cansu T.: Ve Demet Akalın söylediler.
- Şive dersi de almışsınız. Hazırlık süreciniz nasıl geçti?
Cansu T.: Hocamız Aydın Orak ile çekimlerden bir ay önce başladık çalışmaya. Kendisi Mardinli, haftanın iki-üç günü bir araya geldik, okumalar yaptık.
Elif C.B.: Şive zordu, en azından kendi adıma söyleyeyim çünkü ben her şeyi çok düzgün söylemeye dikkat ediyorum Türkçede. Şive olunca biraz kafam karıştı.
Cansu T.: Ceren Türkçeye kayıyor, ben Almancaya. Benim için de özellikle çok farklı çünkü Türkçeyi daha yeni, iki senedir oturtmaya başladım. Ama bu çok hoşuma gitti.
“Benim yaşımdaki çocuklar zorla evlendiriliyor.
- Vahide hanımla oynamak nasıl?
Cansu T.: Vahide abla çok disiplinli, sahne dışında çok sevecen, anaç, sıcacık bir enerjisi var. Zaten çok beğendiğim, örnek aldığım bir oyuncuydu. Onunla beraber oynadığım için çok şanslı hissediyorum.
Elif C.B.: Ben Vahide ablayla her oynadığımda çok heyecanlanıyorum. Sahnede onun gözlerine baktığım zaman ondan aldığım güven, onun bana verdiği o duygu... Mesela ben hiç bunu görmedim; Sabah kahvaltımıza kadar yanında getiriyor... Hep beraber oturup kahvaltımızı yapıp kahvemizi içiyoruz. Çok şanslıyız.
- Dizide işlediğiniz konu hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Elif C.B.: 16 yaşındayım ve genelde benim yaşımdaki gençler zorla evlendiriliyor. Bu çok kötü. Elbette ki insan birini sevebilir, âşık olabilir ama bu bizim yaşımız için geçerli değil. Keşke babaların dominantlığı, annelerin pasif kalışları olmasa, erkeğin de kadının da eşit konuşma hakkı olsa, çocukların rızası alınsa, özgürlüğü olsa...
- Peki bu konuda insanlara cesaret, ilham kaynağı olur mu diziniz sizce?
Cansu T.: Olur. Sonuçta bu bir dizi, herkes akşam evde açıp izleyebilir. İster istemez hikayenin yansıttıkları insanların içine işliyor bence. Gerçeklik barındırıyoruz. Umarım insanlar da izlediğinde umutlarının peşinden koşmak için o gücü ve ilhamı alabilir, ona tutunabilirler.
“Artık zengin karakter oynamak isterim”
- İkiniz de başarılı projelerde yer aldınız. Sizce bu şans mı yoksa kendi şansımı kendim yarattım mı dersiniz?
Cansu T.: Ben bunu çok söylüyordum aslında “İnsan kendi şansını yaratıyor” diye ama çok kızanlar oluyor bana. Ben şuna çok inanıyorum: İnsan gerçekten bir şeyi çok istiyorsa, ona inanıyorsa, sabrediyorsa, o şey için çalışıyorsa her şey olabilir.
Elif C.B.: Bir insanın içi temizse, onu gerçekten istiyorsa oluyor ya... Ama kıskançlıkla “O bu yerlere geldi, ben niye gelemedim” diyorsa olduğu yerde kalır.
- Şunu oynamak isterim dediğiniz bir rol var mı?
Cansu T.: Ben bir gün dans eden bir kızı oynamak isterim.
Elif C.B.: Ben her dizimde sefillik çektim ciddi anlamda terlikler falan. Artık eğer olursa zengin bir karakteri oynamak isterim. Mesela zengin, şımarık kız ya da pasif bir kız da olur.
- Sen oyunculuğa 8 yaşında başladın. Bu sekiz yıllık süreç nasıldı geçti, ne ifade ediyor oyunculuk senin için?
Elif C.B.: Benim için zorluğu şu oldu; ilkokuldaydım ve arkadaşlarım bana sırt çevirdi çünkü herkes gelip imza istiyordu. Yolda görenler yanaklarımı sıkıp, öpüyordu. Arkadaşlarım da tepki gösterdiler. Bir süre bu şekilde ilerledi ama ben hiçbir zaman amacımdan vazgeçmedim. Neredeyse her sene bir projede rol aldım.
Dizinin en küçüğü
Dizinin Güneş’i Berre İsra Talikacı gerçekten de dizideki adı gibi sapsarı saçlı, güneş gibi, sevimli bir kız.
Sorularıma kısa kısa, çekinerek verdiği yanıtlardan İsra’nın ablalarını canlandıran Cansu Tosun ve Elif Ceren Balıkçı’yı ve annesini oynayan Vahide Perçin’i çok sevdiğini öğreniyorum. Sette olmaktan ve oyunculuk yapmaktan dolayı da çok mutluymuş, ileride de oyunculuk yapmak istermiş.