15.02.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Arda Ç., kısıtlamanın başladığı saatlerde de eve girmediğini söylerken, kafeye gidip, arkadaşlarımla buluşmaya hasret kaldığını söyledi. Pandeminin ne denli büyük riskler içerdiğini bildiğini ancak kısıtlamalardan da çok bunaldığını söyleyen Arda Ç, şunları dedi:
“Saat 16.00’dan sonra dışarıda olmak ayrı bir stres kaynağı. Ceza yemekten korksam da evde sıkıldığım için akşam saatlerine kadar dışarda oluyorum. Uzaktan ders yüz yüze eğitim gibi olmuyor. Konsantre olmak çok zor. Bizim için en büyük sıkıntı arkadaş gruplarımızla dilediğimiz yerlerde bir araya gelememek. Son zamanlarda evde tartışmalar oluyor. Bazen sesimiz yükselttiğim zamanlar oluyor. Neyse ki ailem anlayışlı. Baskıcı aile ortamında yetişenleri düşünmek istemiyorum. Pandemi öncesinde okulu kırmak için her yolu denerken, şimdi okul olsa da sınıftan çıkmasam diye düşünüyorum.”
Sıkışmışlık hissi
Cansu (13) ve en yakın arkadaşı Eylül (14), kısıtlamanın olmadığı saatlerde güzel havayı da fırsat bilerek dışarı çıkan gençlerden. İki genç kız, toplu taşıma araçlarından mahrum kaldıklarından şikâyet ederken, 13 yaşındaki Cansu, yaşadıklarını “Çok kısıtlı bir alan ve zamana sıkışmışlık hissediyorum. Kısıtlı arkadaşlarla görüşmekten çok sıkıldım. Sürekli evde olmak huzursuzluk veriyor. Annemle sürtüşmelerimiz olmaya başladı. Annem, evde kaldıkça, her yeri dağıttığımı söyleyip tepki gösteriyor” diye anlatıyor. Bu yıl LGS sınavına gireceğini söyleyen 14 yaşındaki Eylül ise, “İstediğim saatte arkadaşlarımla buluşmayı, kafeye gitmeyi, oturup bir şeyler yiyip, içmeyi özledim. Evde kaldıkça doğal olarak etraf dağılıyor. Annem, babam sürekli yakınır vaziyette. Annem, her gün kendisine yardım etmemi istiyor ama içimden gelmiyor. Şu sıralar bana iyi gelen tek şey resim yapmak. Uyku düzenim bozuldu. Bazen sabahın ilk ışıklarına kadar uyumuyorum. Yarın, ‘kalktı’ deseler bile ne kadar mutlu oluruz bilemiyorum. Sürekli virüs kapma tedirginliğiyle yaşayıp, dışarı çıkmaktan imtina edeceğiz. Psikolojik destek alan çok arkadaşım var” diye sitem ediyor.
‘Arkadaşlarımın çoğu içine kapandı’
Gaziosmanpaşa’da yaşayan, haftanın 3 günü Arda E. ile kaykay yapmak için Barbaros Meydanı’nın yolunu tutan Meslek Lisesi 4. sınıf öğrencisi Berkay şunları diyor: “Çoğu zaman kaykayla 1.5 saat yol gelip enerjimi atıyorum. Gidip, gelirken kısıtlama saatlerini geçirmiş oluyorum. İnsanlarla konuşmayı, yeni insanlar tanımayı, kafede oturup arkadaşlarımla dertleşmeyi özledim. Evden eğitim almak gerçekten ayrı bir stres. Sanki ailemin gözleri sürekli üzerimdeymiş gibi hissediyorum. Arkadaşlarımın birçoğu pasif ve içine kapanık kimliğe büründü.”
Berkay’ın kaykay arkadaşı Arda E. ise “Evde olduğum zamanlar kitap okuyup, müzik dinliyorum. Telefon, sosyal medyayla çok fazla ilgilendiğim söylenemez. Koronavirüs öldürücü olduğunu farkındayız ama bize tanınan sokağa çıkma süresinin daha fazla olması gerekirdi” diyor.
‘OKULU ÖZLEYECEĞİM AKLIMA GELMEZDİ’
Darbukasıyla sokaklarda dolaşan Kasımpaşa Dr. Tevfik Sağlam Ortaokulu öğrencisi Muhammed, harçlığını darbuka çalarak çıkarıyor. “Günler sıkıcı ama darbuka çalıp hem harçlığımı çıkartıyorum hem de mahalleden uzaklaşıp, İstanbul’u geziyorum” diyen Muhammed, şunları dedi: “Elimde darbukayla çalıştığımı, eve ekmek götürmek zorunda olduğumuz söyleyince sağ olsun tüm İETT sürücüleri yolculuk yapmama izin veriyor. Arkadaşlarla mahallede buluşup top oynadığımız zamanları, İstanbul’da farklı semtleri dolaşmayı çok özlüyorum. Bazı arkadaşlarım evden hiç çıkmıyor. Bazısının da ailesi çıkmasına izin vermiyor. Ne yalan söyleyeyim okulumu özleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi.”
Dışarı çıkma saatinde ders var
Bir diğer lise öğrencisi Deniz Erkul (15) ise dışarı çıkacağı saatlerde derste olduğundan şikâyet etti:
“Ev artık sıkmaya başladı. Koronadan önce her hafta halı saha maçlarımız var ama bunlar da artık yok. Maç yapmayı özledim. Eskiden okul tatil olsun diye bekliyorduk şimdide okul ne zaman açılacak diye bekliyoruz. Günümün tamamını odamda geçiriyorum. Sadece yemek saatlerinde mutfağa gidiyorum. Bunun dışında 7/24 bilgisayardayım.”
Mehmet muhaf çünkü çalışıyor
Mehmet, her koşulda yaşamın yükünü sırtlayanlardan. Dudullu Kadosan ve Bostancı Sanayi Sitesi’nde çalışan onlarca çıraktan biri olan Mehmet (16), “çıraklık belgesiyle” kısıtlamalardan muaf. Kovid-19’dan değil, geçim derdinden endişelendiğini söyleyen Mehmet, “Haftalığım 700 lira. Derdim ekmek parası. Evde oturup oyun oynayacak, sosyal medyaya girecek lüksüm yok. Zaten tablet, bilgisayar da yok. Pandemi bitse de bitmese de fark etmez” diyor.
Liselilerde ölüm anksiyetesi
Emrah Polat (Uzman Psikolog): Tablo açıkçası endişe verici. Danışan sayısı özellikle son birkaç ayda arttı. Evden çıkamamak çocuk ve ergenlerde baskıya, strese neden oluyor. Bazı danışanlarım ne yapacaklarını bilmediklerini söylüyorlar. Sürecin en ağır getirisi bir daha eskiye dönüşe olan inancın sarsılması. Bu umutsuzluk girdabı beraberinde agresifliği getiriyor. Liselilerde ölüm kaygısı ve yakınlarını yitirme anksiyetesi çok arttı. Ergenlere baskı kurulmamalı. Yardım isteyen birçok genç, ‘Her günüm aynı’ diyerek yaşadığı sıkışmışlık hissini tarif ediyor.”
YARIN: EKRAN BAĞIMLIĞI PATLAMA YAPTI