24.03.2020 - 10:41 | Son Güncellenme:
Mert İnan / İSTANBUL
Kovid-19 vaka sayısı artmaya devam ederken Hacettepe Enfeksiyon Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bugüne kadar ortaya çıkan tablo ile geleceğe dair önemli uyarılar yaptı. Salgının ortaya çıktığı ilk dönemlerde, bazı kişilerin halkı yanıltan, yanlış mesajlar vererek, korunma yöntemlerinin sekteye uğramasında etkili olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ceyhan, “Tuzlu suyla gargara, ‘Türkler’e az bulaşır’, ‘kelle-paça’ gibi söylemler ile vatandaşın aklını bulandırdılar. Bu söylemler nedeniyle bir hafta öncesine kadar ‘Bir şey olmaz’ rehavetine sürüklenen insanlar olduğunu gördük. Bu söylemler nedeniyle sosyal izolasyon önlemlerinde gecikme yaşandı” dedi. Prof. Dr. Ceyhan şunları söyledi:
Tespit edilen her vakaya karşı 10 vakanın atlanması söz konusu. Bu durum her ülke için geçerli. Vaka sayısı belli noktaya geldiğinde İtalya örneğini yaşamanız kaçınılmaz olabiliyor. Bu nedenle vatandaş sosyal izolasyon ve hijyenden taviz vermeyecek, devlette mümkün olduğunca, milyonlarca insana test yapmak için kaynaklarını seferber etmeli.”
İki büyük yanlış
“Umre’ye gidişler bu yıl ertelenmeliydi. Umre konusunda iki büyük yanlış yaptık. Belki de Bilim Kurulu’nun da gözünden kaçtı ve Diyanet uyarılmadı. Suudi Arabistan’da vaka görülmediği düşünülerek Umre’ye gidişler iptal edilmedi. Oysa ki Umre’ye her Müslüman ülkeden yüz binlerce insan akın etmişti. Böylesi bir ortamda gidenlere Kovid-19 bulaşmaması imkansızdı. Umre’den dönenlerin neredeyse tamamı elini kolunu sallayarak ülkeye giriş yaptı. Ancak son kafileler karantinaya alındı. Son üç haftalık sürede dönenleri, ziyaret eden aileleri, ibadethanelere gidişlerini hesaba katarsak endişe verici bir durum ortaya çıkıyor.”
“Bir diğer hatamız, bilimsel dayanağı olmayan ‘Havalar ısınınca, nisan ayında virüs biter, gider’ açıklamalarıydı. Vatandaş bunun rehavetiyle son on günlük süreye kadar rahat davrandı. Bunu böyle söylerseniz sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız. “Üç hafta sonra virüsün yayılımının duracağı algısı oluştu. ‘Üç hafta dişimizi sıkacağız’ deniyor ancak böyle bir süre yok. Tablo İtalya’ya benzer bir duruma da gelebilir. Buradaki kıstas halkın önlem ve uyarıları dikkate alıp almaması ile alakalı. Salgın üç ay veya bir yıl da sürebilir.
İngiltere örneği
“İngiltere çok eleştirildi ancak atlanan bir durum var. İngilizler salgın ilk ortaya çıktığında çok sıkı tedbirler almaya başladı. İş yerlerine test kitleri gönderilip, sokaklarda test istasyonları kuruldu. İngilizler en ufak bir ateş yükselmesinde uyarı olmaksızın evlerinden çıkmıyordu. ‘İngiliz yönetimi halkın ölüme terk etmek istedi’ gibi bir durum söz konusu değildi.”
‘İleriyi göremiyoruz’
Halkın uyarıları ne kadar dikkate alacağının çok önemli olduğuna işaret eden ProF. Dr. Ceyhan, “Şayet vatandaş, gerekli uyarıları dikkate alırsa çok hasar almadan atlatabiliriz. İleriyi göremiyoruz. Sayı birkaç haftada ciddi artarsa, yatak sıkıntısı çekeriz. Bizim çok sıkı ve disiplinli olarak, gevşemeden, önlemlerden taviz vermeden hareket etmemiz gerekiyor” uyarısı yaptı.