02.09.2021 - 12:57 | Son Güncellenme:
Süleyman EKİN/DHA
Muratpaşa ilçesi Deniz Mahallesi'nde oturan Süleyman Eken'den haber alamayan Diyarbakır'daki annesi Sultan Akhan, geçen yıl 13 Ocak günü polise kayıp başvurusunda bulundu. Sultan Akhan'ın oğluyla en son 8 Ocak'ta görüştüğünü bildirmesi üzerine harekete geçen ekipler, Eken'in yalnız yaşadığı evde inceleme yaptı. Ekiplerin yaptığı arama çalışmalarında Süleyman Eken'e ulaşılamadı.
Soruşturmayı devralan ve özel bir ekip kuran Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Eken'in kayıp olduğu tarihten itibaren güvenlik kamerası ve cep telefon kayıtlarını incelemeye aldı. Teknik ve fiziki takibin ardından Süleyman Eken'in en son kadın kuaförü Oktay Yılmaz ve kardeşi Mehmet Yılmaz ile görüştüğünü belirleyen ekipler, incelemelerini bu yöne kaydırdı. Ekipler, Eken'in telefon sinyalinin, son olarak Döşemealtı ilçesi Çıplaklı Mahallesi 412 Sokak'taki Oktay ve Mehmet Yılmaz'ın anneleri Gülger Yılmaz'a ait evden alındığını belirledi.
CESEDİN PARÇALARI FOSEPTİKTE BULUNDU
Polis, nisan ayında evin çevresinde iş makineleriyle kazı gerçekleştirdi. Kadavra köpeği ile yapılan aramada, Süleyman Eken'e ait cesedin parçaları, evin bahçesindeki foseptikte bulundu. Tüm aramalara rağmen cesedin başı ile göğüs kafesine ulaşılamadı. Gözaltına alınan Oktay ve Mehmet Yılmaz kardeşler tutuklandı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede maktulün tefecilik yaptığı belirtilerek, şöyle denildi:
“Maktul şüpheli Oktay Yılmaz'a para vermiş ve her hafta da kendisinden faiz almıştır. Şüphelinin ödemeleri geciktirmesi nedeniyle maktulle aralarında husumet doğmuştur. Maktul 9 Ocak tarihinde şüpheli Oktay Yılmaz'ın iş yerine gitmiştir. Oktay da kardeşi Mehmet'i iş yerine çağırmıştır. Maktul ve iki şüpheli saatlerce iş yerinde kalmıştır. 3 saat sonra maktulün telefonu kapanmıştır. Bu sırada, iki şüpheli maktulde Oktay Yılmaz'a ait senetleri alarak imha etmişlerdir. Ayrıca, yine maktulün üzerindeki para ve eşyaları da cebir ve şiddet uygulayarak zorla almışlardır. Ardından maktulü bilinmeyen bir şekilde öldürmüş ve ertesi gün de plan yaparak, cesedi panelvan araçla götürdükleri Döşemealtı ilçesindeki annelerinin evinde parçalamışlardır. Cesedin kol ve bacaklarını foseptiğe atmışlardır. Cesedin diğer parçaları ise tüm aramalara rağmen bulunamamıştır. Her iki şüphelinin maktulün ölümünde asli maddi fail olarak sorumlu tutulması gerektiği, kanaat ve sonucuna varılmıştır."
AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU HAPİS TALEBİ
Mehmet Yılmaz savunmasında, ceset parçalarının ikametinin bahçesindeki fosseptikte çıkması ile ilgili bir bilgisi olmadığını, ceset parçalarının kim tarafından ve ne zaman bırakıldığını bilmediğini söyledi. Oktay Yılmaz da, “Sadece maktulün parasını verdim, ondan senedimi geri aldım. Sohbet etmezdik. Parasını alır giderdi. Maktul en fazla 5-10 dakika dururdu. Hava soğuktu. Ben o gün iş yerime gelen maktule kahve ikram etmek istedim. Ancak kendisi içmeyi kabul etmedi. Aramızda bir gerginlik olmadı. Aşağıda arkadaşının kendisini beklediğini söylemişti. Maktul iş yerime geldikten sonra 5 dakika oturup gitmişti. Ondan sonra kendisini hiç görmedim" dedi.
İddianamede iki kardeş hakkında ayrı ayrı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istendi. Ayrıca sanıkların Eken'e yönelik 'yağma', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından da ayrı ayrı 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Duruşmanın görülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak.