04.06.2022 - 13:08 | Son Güncellenme:
Tolga TAHÇI- Davut CAN/İZMİR (DHA)
Ege Üniversitesi'nde 2015 yılının şubat ayında ülkücü öğrenciler ile savcılık iddianamesinde 'PKK/KCK gençlik örgütlenmesi YDG-H Yurtsever (Devrimci Gençlik-Hareketi) üyeleri' olduğu belirtilen diğer öğrenci grubu arasında kavga çıktı. Kavgada bıçaklanan Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu, yaşamını yitirdi. Olayla ilgili açılan davada Nurullah Semo, 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, 'terör örgütü üyeliği' suçundan da 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nce bozularak 'devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi.
C.B İÇİN İDDİANAME
İfade ve deliller ışığında Çakıroğlu'nun avukatları, olay sırasında C.B.'nin de Nurullah Semo’nun yanında olduğu gerekçesiyle mahkemeye müracaatta bulundu. Avukatların talebini haklı bulan 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, C.B. hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmanın ardından C.B. hakkında 'kasten öldürme' suçundan iddianame hazırlandı. İddianamede, C.B.’nin olay sırasında kavganın yaşandığı Ege Kafe'nin mutfak bölümünde olduğu belirtildi. Mutfağa önce giren Nurullah Semo'nun dolapların arasına saklandığı, C.B.'nin ise kenara yaslanıp dikilmeye başladığı, bu sırada arkadan gelen kalabalık grup içerisindeki Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun da yer aldığı iddianamede kaydedildi.
'OLAYI KOLAŞTIRDI' İDDİASI
İddianamede, daha önceki yargılama sırasında da tespit edildiği gibi Çakıroğlu'nun, mutfakta karşılaştığı Nurullah Semo'nun bıçak darbeleriyle yaralandığı belirtildi. İddianamede, olay sırasında, C.B. hakkında mahkumiyet hükmü tesis edilmiş olan Nurullah Semo'nun yanında durduğuna ve kendisinden fiziksel olarak güçlü ve daha iri olan Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na yönelik eylemini gerçekleştirmesi açısından Nurullah Semo'yu cesaretlendirip, olayı kolaylaştırdığı ifade edildi. C.B.'nin böylece üzerine atılı örgüt adına öldürme eylemine iştirak suçunu işlediğinin tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı da iddianamede vurgulandı.
İKİ DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ
Öldürülen Çakıroğlu'nun ailesinin avukatı Hakan Doğru, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusu dilekçesi vererek C.B. hakkında 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan' da dava açılması ve mevcut davayla birleştirilmesi talebinde bulundu. Mahkeme talebi kabul etti, her iki dosya birleştirildi.
SANIK SUÇLAMALARI REDDETTİ
Tutuksuz sanık C.B., 'kasten öldürme' ve 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma' suçlarından 5 Nisan'da İzmir 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada C.B., kendisine iddianamenin ulaşmadığı gerekçesiyle savunmasını bir sonraki celse yapacağını söyledi.
Sanığın yargılanmasına dün de devam edildi. C.B. duruşmaya SEGBİS ile katılırken, Çakıroğlu'nun annesi Özlem Erdem ile babası Fuat Mahir Çakıroğlu'nun yanı sıra MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İzmir Ülkü Ocakları Başkanı Soner Erkan Yıldız, partililer ve avukatlar salonda hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak C.B.’ye söz verildi.
'BU İDDİALAR, KOMPLE TEORİSİDİR'
Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden C.B., "2013-15 sürecindeki kargaşa bizi de içine çekti. Böyle bir şey yapmadım. Bu iddialar, komplo teorisidir. Aradan 7 yıl geçti. Suçum olsaydı; şimdiden yurt dışına kaçardım. Görgü tanıkları benim bir alakam olmadığını biliyor. Ben ve ailem, devletin iyiliği için her şeyi yaparız. Devlete karşı ne ailemin ne benim olumsuz hareketim olmuştur. Suç işlemedim. Rahmetli Fırat'ı da tanımam. O gün ellerinde balta ve satırlarla içeri girdiğinde can havliyle kantine sığındım. Tezgahın önündeydim. Kimseye kimseyi bıçaklamasını söylemedim. Bıçaklanma olayını görmedim. Gördüğümde Fırat yerde yatıyordu. Nurullah Semo'yu sima olarak tanıyorum. Hiçbir terör örgütüyle alakam yok. Neden yargılandığımı da bilmiyorum. Alçak ve şerefsiz değilim. Ne bana ne aileme devletin bütünlüğü konusunda kimse bir şey diyemez" dedi. C.B.’nin avukatı da müvekkilinin suçsuz olduğunu savundu.
ACILI ANNEDEN ADALET İSTEĞİ
Sanığın ardından söz alan Çakıroğlu'nun annesi Özlem Erdem, "Oğlum öğrenci kılıklı teröristler tarafından sürekli tehdit edildi. Çok başarılı bir öğrenciydi, şehit düştü. Kürt kardeşlerimiz ile bizi birbirimize düşürmek istiyorlar. Ancak böyle bir şey yok. Fırat'ım vatan hainlerine karşı mücadele verdi. Adalet güvendiğimi söylemiştim. Çok şükür, Nurullah Semo cezasını aldı. Bu kişinin de en ağır cezayı almasını talep ediyorum" dedi.
'KAFETERYADAKİ SODA ŞİŞELERİNİ FIRLATTILAR'
Duruşmada tanıklar da dinlendi. Çakıroğlu'nun bıçaklandığı Ege Kafe çalışanlarından S.S. "Kafeteryada her şey yolundayken bir anda hareket başladı. Bir grup öğrenci dolaptan soda almaya çalıştılar. İçmek için almadıkları belliydi. Hatta görevli arkadaşım da vermek istemedi. Sodaları çalkalayıp, edebiyat fakültesine doğru atıyorlardı. Sonra karşıdan birçok kişi kafeteryaya gelmeye başladı. Kendimizi mutfağa attık. Böyle olaylar oluyordu ama kafeteryanın içinde hiç şahit olmamıştım. Önce C.B. sonra Nurullah kapıdan girip, mutfak tarafına geçti. Mutfağın arka kapısından çıktığımda Fırat'ı gördüm. Sandalyeye kendini bıraktı. Kanları görünce telefonumu almak için yeniden kafeteryaya yöneldim. Kafeye girdiğimde Nurullah ve C,B. beni görünce ayağa kalktı. Çalışan olduğumu söyledim. Nurullah'ın elinde bıçak vardı. Çantamı alıp dışarı çıktım" ifadelerini kullandı.
'NURULLAH ELİNDEKİ BIÇAKLA 'GELİN LAN' DİYORDU'
Kafeteryanın işletmecisi F.Y. de duruşmada tanık olarak dinlendi. F.Y., "Kavga başladıktan bir grup içeri girip mutfağa yöneldiler. Ben dışarı çıktım. Herkesin elinde kesici aletler ve sopalar vardı. Devamında Fırat yaralanmıştı. 'Ambulans çağırın' diye bağırdık ama kimseyi bulamadık. Kafeteryaya baktığımda Nurullah ve C.B. yan yana duruyordu. O dönemde birkaç defa elektriği bizden aldılar ancak çok sorun yaşadık. Prizleri söktük. Kafeteryanın önünde çay da satıyorlardı. Sandalyelerimizi bize sormadan alıp, götürüyorlardı. Sanık C.B. de sürekli o çevredeydi" diye konuştu.
Kafeterya çalışanlarından S.Ç., "Birden bağrışmalar geldi. C.B. ve Nurullah yan yanaydı. Nurullah'ın elinde bıçağa benzer bir şey sallayarak, 'Gelin lan' diye bağırıyordu. Beni de karşı taraftan sandıkları için boğazıma bıçak dayadılar" dedi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan Çakıroğlu'nun avukatları, sanık C.B.'nin tutuklanmasını talep etti. Konuşmaların ardından heyet ara kararını açıkladı. Sanığın tutuklanması talebini reddeden heyet, gizli tanığın dinlenmesine ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
'ADALETE GÜVENMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ'
Duruşma sonrası açıklama yapan Çakıroğlu ailesinin avukatlarından Hakan Doğru, sanığın hak ettiği cezayı alacağına inandıklarını söyledi. Doğru, "Yüce Türk adaletine hep güvendik ve güvenmeye de devam edeceğiz. Süreç ağır ilerlese dahi nihayetinde adaletin tecelli edeceğine yürekten inanıyoruz. Fırat Yılmaz Çakıroğlu davası, Ülkücüler için bir onur meselesidir. Tüm yargı süreçleri bitene kadar süreci Ülkücü Hareket olarak güçlü bir şekilde takip etmeye devam edeceğiz" dedi. (DHA)