30.10.2018 - 12:55 | Son Güncellenme:
Didem TÜMER/ANKARA
Hamileyken 3 Mayıs 2017’de tutuklanan ve İzmir Kadın Cezaevi’ne gönderilen Yazıcıoğlu, 22 Haziran 2017’de doğum yaparak, çocuğuyla birlikte cezaevine döndü.
ANAYASA MAHKEMESİ DE REDDETDİ
Doğum öncesi hamileliğini bahane göstererek yerel mahkemelere tahliye talebinde bulunan Yazıcıoğlu’nun tahliyesi uygun görülmedi. Yazıcıoğlu, ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Cezaevi sürecini inceleyen Anayasa Mahkemesi Yazıcıoğlu’nun hastanede düzenli olarak muayene ve tedavi edildiği, cezaevi koşullarının tehdit oluşturmadığına dair raporun bulunduğu, Yazıcıoğlu’nun sağlık durumunun, cezaevi koşullarına uygun olup olmadığı hususunda rapor aldırılabilmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmeyi kabul etmemesi nedenleriyle 14 Haziran 2017’de geçici tedbir talebini reddetti. Yazıoğlu’nun dosyası ise AYM’de görülmeye devam etmektedir.
İÇ HUKUK YOLLARI TÜKENMEDİ
Anayasa Mahkemesi’nin kararı üzerine 19 Eylül 2017’de doğum sonrasında bebeği için sağlıklı bir ortam sağlanamadığını iddia eden Yazıcıoğlu, AİHM’ne başvurdu. Yazıcıoğlu, başvurusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin (AİHS) 2. ve 3. maddelerine dayanarak, tedbiren tahliyesine karar verilmesini talep etti.
AİHM, Yazıcıoğlu’nun tedbir talebi ile ilgili Adalet Bakanlığı’ndan temin ettiği görüşleri ile başvuranın şikayetlerini değerlendirdi. Ceza İnfaz Kurumu’nda, anne ve bebeğinin, beşik dahi bulunan ve yeni doğmuş bir bebeği yerleştirmek üzere düzenlenmiş bireysel bir bölüme yerleştirilmiş olduklarını değerlendiren AİHM kararında, Yazıcıoğlu’nun hapis cezasına çarptırıldığı andan itibaren cezaevi revirinde on defa muayene edildiğini ve bakıma ihtiyaç duyulduğunda hastaneye yatırıldığını, diyetine dikkat edildiğini, özel isteklerine riayet edildiğini, tıbbi raporlar kapsamında yeni doğanın aşılandığını ve düzenli tıbbi takibin sağlandığını belirterek, geçici tedbir talebinin reddine karar verdi.
Yazıcıoğlu’nun AİHS’nin 2., 3., 5. ve 6. maddelerine dayanan şikayetleri ile ilgili olarak ise AİHM konuların Anayasa Mahkemesi’ne sunulmamış olduğu tespitiyle, iç hukuk yollarının tüketilmediğine kanaat getirerek, kabul edilmezlik kararı verdi.