29.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul
Lise son sınıf biyoloji dersi müfredatından “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesinin çıkartılması, eğitim ve bilim camiasının ardından ilahiyatçılar arasında da tartışmalara neden oldu. “Bir Müslüman Evrimci olabilir mi?” kitabının yazarı Yıldız Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Taslaman ‘Evrim tartışmaları’yla ilgili Milliyet’e çarpıcı açıklamalar yaptı. Taslaman’ın Evrim üzerine tespitleri şöyle: “Kuran, ilk insanın değil tüm insanların çamurdan yaratıldığını söyler. Bunu açıklamak aslında çok basit. Vücudumuzda her dakika 300 milyon hücre yenilenir ve bu yenilenmenin tamamı yediğimiz besinlerden kaynaklanır. Yediğimiz besinler bitkisel veya hayvansal gıdalardır. Sonuçta tüm besinler çamura dayanır. Örneğin domates çekirdeğini veya başka bir bitkinin tohumunu toprağa ektiğimizde; bu bitki kökleriyle, toprak ve suyu yani çamuru değişime uğratarak kendi bedenini oluşturur. Çamurun değişime uğraması olan bu bitkisel ürünleri tavuk veya koyunlar yer. Hayvanların yedikleri bitkiler onların bedeninde değişime uğrayıp tavuk ve koyun olmalarını sağlar. Sonuçta biz de o besinleri yediğimiz ve bedenimizde değişime uğratıp ‘Ben’ dediğimiz bedenimizi oluşturduğumuz için çamurun değişime uğramış halleriyiz. İnsan bedeninde olup, toprak ve suda olmayan hiçbir şey yoktur.”
‘Uzlaşı sağlanabilir’
“Evrim teorisinin anlattığı tablo ile Adem’in ilk insan olması arasında bir uzlaşı sağlanabilir. Şöyle ki; bilimin ortaya koyduğu tabloya göre 200 bin yıl önce insanın atası olarak kabul edilen ‘Homo sapiens’ler ortaya çıktı. İlk insan kabul edilen Adem, ‘Homo sapiens’ içinde sorumluluğun başladığı ilk noktayı işaret ediyor olabilir. ‘Homo sapiens’in evrimleşen diğer üyelerinin Hz. Adem’e katılmasıyla insanlık başlamıştır. Böyle olunca birçok kişinin ‘nasıl olur’ diye kafa karışıklığına uğradığı Adem’in çocukları arasında evlenme gibi durum ortaya çıkmaz. Kuran’da Havva ismi geçmez. Allah önce evreni, ardından dünyayı, ardından canlıları ve bu canlıların içinden ilk insan olarak Adem’i yaratmıştır. Kuran’da insanı Allah’ın yarattığı belirtilir ancak nasıl yarattığı belirtilmediğinden Evrim Teorisi’ni savunmakta bir sakınca yoktur.
Bir Müslüman’ın, bir şeyi reddetmesi için, reddedilen bu şeyin Kuran-ı Kerim’deki bir ifadeyle açıkça çelişmesi gerekir. Örneğin ‘Hz. İbrahim’in 3 amcası veya 5 amcası var’ demek Kuran ile çelişmez çünkü Kuran’da Hz. İbrahim’in kaç amcası olduğuna ilişkin bilgi yer almaz. Kuran, Allah’ın insanı yarattığını söylese de, nasıl yaratıldığının detaylarını vermez. Bu nedenle Evrim Teorisi Kuran’la çelişmez. Nasıl ki evrenin 13.8 milyar yıllık evrimi, dünyanın ise 4.5 milyar yıllık bir evrimi varsa, insanın da evrim geçirmiş olması Kuran-ı Kerim ile çelişen bir durum değildir.”
Bilim-din üzerine 12 kitabı bulunuyor
Prof. Dr. Caner Taslaman, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü’nde yüksek lisans ve doktora yaptı. Taslaman, ikinci doktorasını İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladı. Tokyo ve Oxford üniversitelerinde post doktora çalışması yapan, Harvard ve Cambridge’te misafir akademisyenlik görevlerinde bulunan Prof. Dr. Taslaman, bilim-din ilişkisi konularını inceleyen 12 kitap yayımladı. Taslaman, Cambridge Üniversitesi Faradey Enstitüsü’nde çalıştığı dönemde ise Evrim Teorisi ve din üzerine çalışmalar yürüttü.
‘Maymunla soy ortaklığı sorun değil’
“Maymunlarla aynı soy ortaklığını paylaşmamız Kuran açısından sorun değildir. Bunu inkar etmemizi gerektiren bir Kurani ifade mevcut değil. Önemli olan her şeyin Allah’ın planı ve yaratmasıyla olduğunun bilinmesi. Bir Müslüman Allah’ın tüm insan, hayvan ve varlıkları yarattığına inanır. Fakat etrafımızda tüm varlıkların süreçle yaratıldıklarına tanıklık etmekteyiz. Burada altı çizilmesi gerekli kavram ‘süreçle yaratma’dır. Hepimiz koyunla salatalığın bir süreç içerisinde değişime uğramasıyız. Bunda sorun görmeyenlerin, tarihsel bir süreçte bakteriler, balıklar veya maymunla ortak bir soydan birleşmemizde de bir sorun görmemeleri gerekir.”