GündemEvlerdeki gizli tehlike! Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

Evlerdeki gizli tehlike! Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

21.02.2022 - 06:53 | Son Güncellenme:

Dünya koronavirüsten sonra yeni bir salgınla karşı karşıya gelebilir mi? Yapılan son araştırmalara göre, artan sıcaklıkların etkisiyle radyoaktif olan ve akciğer kanserine yol açan radon gazına maruz kalma riskimiz oldukça yüksek. "Tıpkı Kovid gibi bir riskin olduğunu tabii ki söyleyebiliriz" diyen uzmanlar, binaların bodrum ve zemin katlarına dikkat çekti.

Can Şişman / milliyet.com.tr - Her yıl milyonlarca ton buzul yok oluyor. Bunun en büyük nedeni küresel ısınma ve iklim değişikliği. Son araştırmalar, Rusya'nın Kuzey Kutup Bölgesi'nde her yıl tam 5 milyon olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar buzulun erdiğini ortaya koyuyor. İngiltere'de yapılan son araştırma ise tehlikenin boyutlarını ortaya serdi. İngiltere'deki Leeds Üniversitesi araştırmacılarına göre kuzey bölgelerdeki donmuş toprakların iklim değişikliği nedeniyle çözülmesi dünyayı tehdit edecek bir sağlık riskini beraberinde getiriyor.

Haberin Devamı

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

'TEHLİKELİ BİR SAĞLIK RİSKİ BARINDIRIYOR'

Bilim insanları, iklim krizi sebebiyle Arktik Bölgesi'nde çözülmekte olan permafrostun (üst üste en az iki yıl donmuş vaziyette kalan toprak) akciğer kanserine yol açan bir gaz salabileceğini duyurdu. Yapılan araştırmaya göre artan sıcaklıkların etkisi ile radyoaktif gaz olan radona dünya genelinde maruz kalma riskimiz oldukça yüksek. Leeds Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapan Paul Glover, "Beklenmedik radon gazı bulutu tehlikeli bir sağlık riskini yansıtıyor olabilir" ifadelerini kullandı.

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor ve bizi gelecekte neler bekliyor? Konuyu Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir ve İklim Değişikliği Politika Ve Araştırma Derneği Başkanı Dr. Baran Bozoğlu ile konuştuk.

Haberin Devamı

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

'İNSANLIK İÇİN ZARARLI SEVİYELERE MARUZ KALINABİLİR'

Buzulların erimesiyle birlikte dünyanın birçok bölgesinde çeşitli risklerin oluşacağını uluslararası pek çok raporda görüldüğünü kaydeden Dr. Baran Bozoğlu, binlerce yıl önce oluşan bakteri, virüs veya çeşitli zararlı gazların buzul alanlarında buzlar tarafından kaplanmış olduğunu belirtti. İklim değişikliği önce buzulların mevsim değişimlerle birlikte yaz aylarında eridiğini ancak kış aylarında tekrar buzul oluşumunun yaşandığını söyleyen Dr. Bozoğlu, "Fakat iklim değişikliğiyle buzullar eriyor ve yeniden kendini toparlayamıyor" dedi. İnsanlık tarihine dair bilgileri buzulların katmanları üzerinden elde edilebildiğini söyleyen Dr. Bozoğlu, bu tespitler yapılırken çeşitli gazlara ve virüslere dair pek çok bulguya da erişildiğini belirtti.

Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir de permafrostun, radon gazının akışını azaltan etkili bir bariyer olduğunun tahmin edildiğini belirtti. "Bu bariyerin iklim değişikliğine bağlı çözünmesinin insanlık için zararlı radon seviyelerine maruz kalınabileceğini gösteriyor" diyen Doç. Dr. Özdemir, böyle bir durumda radon yayılma hızı artışının, çözünme hızına bağlı olarak başlangıç değerinin çok üzerinde olacağının açık olduğunu vurguladı.

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

EVLERİN BODRUM VE ZEMİN KATLARINA DİKKAT!

Haberin Devamı

Peki radon gazı ne gibi tahribatlara sebep olabilir? Radon gazı nerelerde karşımıza çıkıyor? İnsan sağlığına etkileri neler? Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir, radon gazının toprakta büyük oranda bulunduğuna işaret etti. Radon gazının, yerküre çatlaklarından kolaylıkla sızabildiğini hatta suda çözünme özelliği nedeniyle yeraltı su kaynakları ile de taşınabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Özdemir, Dünya Sağlık Örgütü'nün 1988 yılında radonun yarattığı tehlikeyi kabul ettiğini hatırlattı. Radon gazının akciğer kanseri için sigaradan sonraki en önemli etken olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Özdemir, evlerin bodrum ve zemin katlarına dikkatli olunması gerektiği belirtti.

Doç. Dr Özdemir, "Topraktan sızan radon gazı yukarı doğru hareket ederek evlerin ve binaların özellikle bodrum ve zemin katlarında yani toprağa yakın kapalı ortamlarda birikiyor. Bu anlamda binaların alt katlarının havalandırması önemli. Bina içi radon ölçümlerine dayalı bölgesel risk haritaları oluşturulmalı" diye konuştu. Radon gazının akciğer kanserine neden olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özdemir, "Radon, hem sigara hem de radona maruz kalma daha fazla akciğer kanseri riski yaratıyor" diye konuştu.

Haberin Devamı

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

'BU RİSKİN ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR'

Radon gazının uranyum yataklarının olduğu bölgelerde bulunduğunu ve bir radyoaktif gaz olduğunu belirten Dr. Baran Bozoğlu, "Dolayısıyla insan sağlığına zararlı" dedi. Radon gazının tıpkı Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir gibi sigaradan sonra en çok akciğer kanserine sebep olan madde olarak görüldüğünü hatırlatan Dr. Bozoğlu, "Normalde yer altında bulunan bu gaz özellikle kentlerde ya da farklı yapılarda bodrum katlarından sızarak zaman zaman evlere ulaşabiliyor" diye konuştu.

Radon gazının özellikle Arktik Bölgesi'nde buzulların altında tespit edilmiş olmasının buzulların erimesiyle birlikte bu gazın doğaya salınımı anlamına geleceğini kaydeden Dr. Bozoğlu, "Aslında şu anda atmosferde var ama eser miktarda olduğu için doğrudan insan sağlığına olumsuz bir etkisi yok. Ama özellikle buzulların altında radon gazının yoğunluğunun, miktarının ve hangi izotop özellikleri taşıdığının mutlaka incelenmesi gerekiyor" diye konuştu. Radon gazının başta Arktik Bölgesi'ne yakın yerlerde yaşayan insanların sağlığına olumsuz bir etki edeceğini söyleyen Dr. Bozoğlu, "Şu anda bilimsel araştırmalarda bu miktara dair bir yorum henüz göremiyoruz ancak bu riskin araştırılması ve değerlendirilmesi mutlaka gerekiyor" dedi.

Haberin Devamı

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

'MİKTARIN BİLİNMESİ ŞART'

Radon gazının kayalarda ve toprakta bulunduğunu ve buralardan havaya salındığını söyleyen Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir, "Havada seyreltilmiş olarak bulunmasından ziyade yüksek konsantrasyonda inhalasyonu (solunması) akciğer kanseri riskini önemli ölçüde artırıyor. Normal hava olaylarıyla düşük konsantrasyonlarda bulunur ancak kapalı ortamlarda yüksek konsantrasyonlara ulaşarak tehlike arz eder" diye konuştu.

Söz konusu gazın yayılma durumuna ilişkin bir hava modellemesi çalışması yapılması gerektiğini söyleyen Dr. Baran Bozoğlu, "Bir hava modellemesi ile bu gazın hangi bölgelerde ne yoğunlukta oluşacağının incelenip değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de tabii ki öncelikle miktarın ne kadarlık bir potansiyelinin olduğunun tespit etmesi lazım. Ardından da bilgisayar modelleriyle bunun hangi bölgeye nasıl yayılacağını, nasıl bir etki edeceğini değerlendirebiliriz" dedi. Radyoaktif gazların nereye, nasıl, ne miktarda, hangi yoğunlukta ve etkide yayılabileceğini bilgisayar modelleriyle tespit edilme şansımızın olduğunu söyleyen Dr. Bozoğlu, ancak tespit için miktarın bilinmesi gerektiğine işaret etti.

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

'BAZI VİRÜSLERİN TEKRAR ORTAYA ÇIKMASINA SEBEP OLABİLİR'

Arktik Bölgesi'nde açığa çıkacak radon gazının örneğin Türkiye ya da diğer güneydeki ülkelere ulaşması hatta küresel çapta büyük bir sağlık felaketine yol açabilmesi mümkün mü? Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir, şu anda öncelikle kutup çevresindeki bölgelerde yaşayanlar için daha riskli bir durumdan bahsedebileceğimizi söyledi. Doç. Dr. Özdemir, "Arktik Bölgesi'ndeki donmuş toprağın erimesi ve sera gazları salınımın artmasıyla tüm ekosistemin etkilenmesi kaçınılmaz" dedi.

İklim kriziyle beraber buzulların eriyip tekrar aynı kütleye dönemediğini hatırlatan Dr. Baran Bozoğlu, "Bunu Ağrı Dağı'nın tepesindeki buzulların erimelerinden ve dünyanın farklı dağlarındaki buzulların azalmasından da görebiliyoruz" dedi. Geçen yıl ağustos ayında yayımlanan IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) 6. Değerlendirme Raporu'nda buzullardaki erimeye vurgu yapıldığını hatırlatan Dr. Bozoğlu, dünyanın ortalama sıcaklığının artmasıyla birlikte buzulların tekrar eski haline gelmesinin mümkün görünmediğini belirtti. Doç. Dr. Baran Bozoğlu, "Buzulların erimesiyle açığa çıkacak gazlar potansiyel bazı virüslerin tekrar ortaya çıkmasına sebep olabilir" diye konuştu.

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

GELECEKTE BİZİ NE GİBİ TEHLİKELER BEKLİYOR?

"Kutuplardaki donmuş toprağın çözünmesi ile ortama sera gazlarından metan gazı yayınımının önemli ölçüde arttığı ölçülmüştür" diyen Doç. Dr. Beyza Şirin Özdemir, dünyadaki iklim değişikliğine, küresel ısınmaya ve buna bağlı kuraklığa sera gazlarının sebep olduğunu hatırlattı.

İlerleyen dönemlerde sera etkisi ile birlikte uzun süreli ve aşırı kuraklıklar, sel baskınları, kasırga ve olağanüstü olayların artışa geçeceğini söyleyen Doç. Dr. Özdemir, tüm ekosistemin etkileneceğine vurgu yaptı. Doç. Dr. Özdemir, permafrostun erimesiyle birlike tarih öncesi patojen, bakteri ve virüslerin yeniden canlanma olasılığının önemli bir tehdit olarak karşımıza çıktığını belirtti.

Evlerdeki gizli tehlike Binaların bodrum ve zemin katlarında radon gazı birikiyor

'ÖNEMLİ BİR RİSK SÖZ KONUSU'

Şu aşamada yeni bir virüsün ortaya çıkıp tüm dünyayı etkisi altına alacağını söylemenin çok doğru olmadığını söyleyen Dr. Baran Bozoğlu, "Ancak burada önemli bir potansiyel ve risk söz konusu. Dolayısıyla daha çok araştırma yapılmasına ihtiyaç var ama riskin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekiyor" diye konuştu. Dünyanın olası bir sağlık tehdidine karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayan Dr. Bozoğlu, "Tıpkı Kovid gibi bir riskin olduğunu tabii ki söyleyebiliriz ancak bu konunun mutlaka daha detaylı araştırılması gerekiyor" diye konuştu.

Paris Anlaşması'nda dünya ortalama sıcaklığının 1.5'e sabitlenmesinin hedeflendiğini hatırlatan Dr. Bozoğlu, "Şu anda dünyadaki ortalama 1.1 fakat farklı bölgelerde daha yüksek oranlar olduğunu söyleyebiliriz" dedi. Bütün ülkelerin çeşitli riskleri göz önünde bulundurması ve olumsuzlukları değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Bozoğlu, "İklim krizi ve etkilerine karşı dünyadaki tüm ülkelerin artık ortak bir şekilde somut adımlar atması gerekiyor" diye konuştu.