19.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNAY İstanbul
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan ‘Evden İçeri Bir Dünya; Türkiye’de Ev-Eksenli Çalışanlar’ isimli rapor, evde çalışmanın toplumsal cinsiyet rolleriyle biçimlendiğini ortaya koydu.
Koronavirüs salgınıyla birlikte daha yaygın bir çalışma biçimi olarak daha fazla gündeme gelen evden çalışmayla ilgili ILO Türkiye Raporu, evde çalışmanın toplumsal cinsiyete dayalı boyutlarını ortaya koyuyor. ILO’nun 177 Sayılı Evde Çalışma Sözleşmesi’nin kabul edilişinin 25. Yılı vesilesiyle global düzeyde hazırladığı ‘Evde Çalışma: Görünmezlikten İnsana Yakışır İşe (2021)’ başlıklı raporun Türkiye ile ilgili kısımları Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu tarafından hazırlandı.
Ücretsiz bakımlar
Rapora göre, dünyada ve Türkiye’de genelde ücretsiz bakım işlerinin çoğunu kadınlar yüklendiğinden, bir kısım ev eksenli çalışan kadın için evden çalışma, gelir getirici fırsatlar ile bakım sorumluluklarını birleştirmenin bir yolu. Ama bu durum hem avantaj hem de dezavantaj getiriyor. Yine rapora göre özellikle parça başı çalışan kadınlar evde yaptıkları çalışmayı kendi ev içi rollerinin bir uzantısı olarak görmekte ve evde çalışmanın bu şekilde algılanması bir taraftan ev-eksenli parça başı çalışma için ödenen ücretleri düşürürken diğer taraftan kadınların güvencesiz ve korumasız çalışmasıyla sonuçlanmaktadır.
Raporun ortaya koyduğu bir başka durum ise; freelance çalışanların önemli bir kısmının evde çalışmayı kurumsal çalışmanın hiyerarşisinden bir kaçış, bir özgürlük olarak seçmesi; parça başı çalışmanın da kadınlar için ev-kadını olarak küçük de olsa bir gelir elde edebilmenin tek yolu olarak belirmesidir.
Rapordan başlıklar
TÜİK’e göre, 2016 yılında, tüm özel sektör çalışanlarının yüzde 2,6’sı evde çalışmış; evde çalışanların yüzde 89’u ise kadın.
Türkiye’de evde çalışmanın kadın egemen yapısı yanı sıra tüm işçilerin yüzde 87’si kayıt dışı olarak çalışmış. Evde çalışmanın kayıt dışı ve kadın ağırlıklı doğası olduğu görülürken, kayıtlı olarak evde çalışanların ise sadece yüzde 13’ü kadın.
TÜİK 2016 verilerine göre evde çalışanların yüzde 68,6’sı 40 yaşın üzerinde. Evde çalışanların yüzde 16’sı ise 35 yaşın altında.
Evde çalışanların yüzde 49,6’sı ilköğretim mezunu iken, yüzde 13,8 ise hiç öğrenim görmemiştir. Tüm evde çalışanların yüzde 9,3’ünü oluşturan üniversite ve daha yüksek düzeyde eğitim diplomasına sahip olanlar ise evde çalışan işçilerin yüksek eğitimli kesimini oluşturmakta.
TÜİK 2016 verilerine göre; evde gerçekleşen işlerin sektöre göre dağılımı şu şekildedir: ev işçiliği, tekstil imalatı, binalar ile ilgili hizmetler ile çevre düzenlemesi faaliyetleri ve giyim imalatıdır.
İş güvencesi yok
Uzaktan freelance çalışanlar, daha kısa saatler çalışmak için freelance olarak çalışmaya başlamış olsalar bile iş akışını ve gelirlerini güvence altına almak için yine uzun saatler çalışmak zorunda kalmakta.Uzaktan freelance çalışanlar, daha kısa saatler çalışmak için freelance olarak çalışmaya başlamış olsalar bile iş akışını ve gelirlerini güvence altına almak için yine uzun saatler çalışmak zorunda kalmakta.Parça başı ücretlerin belirlenmesinde ev-eksenli çalışanların bir pazarlık gücü yokken, kendilerine işi getiren aracılara yüksek komisyonlar ödemek zorunda kalırken, freelance çalışanlar ise ücret konusunda bir pazarlık gücüne sahip olabilmektedir.Freelance çalışanların önemli bir kısmı evde çalışmayı kurumsal çalışmanın hiyerarşisinden kaçış, bir özgürlük olarak seçerken, parça başı çalışma kadınlar için ev-kadını olarak küçük de olsa bir gelir elde edebilmenin tek kanalı.