22.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
SEYFETTİN ERSÖZ
FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan eski MİT mensubu Enver Altaylı hakkında düzenlenen iddianamede, Altaylı’nın yazdığı bir dosyada, kendi istihbarat kaynakları vasıtasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yakın takibe aldığını ifade ettiği ortaya çıktı. Altaylı’nın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e 2008’de yazdığı mektuplarda da İlker Başbuğ hakkında “Yeni Genelkurmay Başkanı’nın zatıalinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir” ifadelerini kullandığı belirtildi. Altaylı’nın Ergenekon kumpas davası sırasında tutuklanan ve Silivri Cezaevi’nde hayatını kaybeden MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu’nu da hedef gösterdiği kaydedildi.
‘Son derece menfi’
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Enver Altaylı hakkında hazırladığı iddianamede, çarpıcı bilgiler yer aldı. 2017 yılında tutuklanan Altaylı’nın bilgisayarında bulunan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e yazdığı mektuplara da iddianamede yer verildi. Altaylı’nın İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı olmasının ardından Gülen’e yazdığı mektupta “Yeni Genelkurmay Başkanı’nın zatıalinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir. Yeni görevine başlar başlamaz bazı generallerin yakın takip ve dinlemeye alınmaları konusunda verdiği talimat son derece üzücüdür. Bu yedi generalin izlemeye alınmalarının gerekçesi zatı alilerinize taraftar oldukları iddiasıdır. Ancak ben hakikatin şu olduğu kanaatindeyim; herhalde bunlar inanç sahibi ve yakın çevrelerinde şahsınız ve hizmetler hakkında müspet mütalaalarda bulunan kimselerdir. Ancak burada dikkati çeken durum; 20 MİT görevlisi ve yedi generalin aynı zamanda, aynı muameleye maruz kalmalarıdır” ifadelerini kullandığı belirtildi.
İddianamede bu mektupların, Başbuğ’un örgüt üyelerince gözaltına alınıp cezaevine atılması kumpasının bir başlangıcı olduğu yönünde değerlendirmede bulunuldu.
‘Felaket olur’
Mektupta Ergenekon kumpas davasında tutuklanan ve Silivri Cezaevi’nde hayatını kaybeden MİT yöneticisi Kaşif Kozinoğlu’nun, Özbekistan’daki örgüt okullarının kapatılmasından sorumlu olduğu belirtiliyor. Altaylı’nın ele geçirilen dijital materyallerde Kozinoğlu’nun Ergenekon konusunda istihbarata bilgi verdiğini ve yönlendirme yaptığını, MİT içinde MİT müsteşarı veya müsteşar yardımcısı olmaya çalıştığını belirterek yazıştığı kişiye “Eğer böyle bir şey olursa Allah memleketi, devleti, Fethullah Hoca Efendi’yi, cemaatin önde gelenlerini korusun. Bu bir felaket olur” dediği ortaya çıktı.
İki gün önce gelmiş
Fetullah Gülen’i hiç görmediğini, hiçbir irtibatının bulunmadığını iddia eden Altaylı’nın, 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün önce Ankara’ya geldiği tespit edildi. Darbe girişimi sırasında Erol Olçok’u aradığını söyleyen Altaylı’nın “Darbeyi öğrenince Olçok’u aradım, ulaşamayınca Mücahit Arslan’ı aradım. O da bulamamış, ancak gecenin ilerleyen saatlerinde Erol Bey’in İstanbul’da darbe girişimi sırasında öldüğünü büyük bir üzüntü ile öğrendim” ifadesine iddianame yer verildi.
İddianamede Altaylı’nın, “FETÖ’nün bertaraf edilmesi için devlete yardımcı oldum ve olmaya da devam edeceğim. Amerikalı bakana bu konuşmayı ben yaptırdım” ifadesine de yer verildi.
ABD’lilerle ilişki ağı
Altaylı’nın ABD ve Avrupa’daki bazı FETÖ mensupları ve TSK’dan ihraç edilmiş FETÖ mensubu eski subaylarla irtibatlı olduğu belirtilen iddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminin “kontrollü darbe” olduğu yönünde çeşitli propaganda raporlarını ABD’li üst düzey yöneticilerine ulaştırılmaya çalıştığı kaydedildi. Altaylı’nın ele geçirilen dijital materyallerden birçok özel ve istihbari bilgiler ile raporların bulundu. Materyallerin arasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bir askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı destabilizasyon faaliyeti yürütülmesi gerektiğine dair 18 Şubat 2016 tarihli rapor ve notlar da yer alıyor. İddianamede yer verilen raporun içeriğinde, “Devlete ve devlet yönetimine karşı adım-adım ve planlı olarak kamuoyu yaratmak ve miting hazırlıkları yapmak, bu arada da, bizimle işbirliği içinde olan, İçişleri Bakanlığı (polisin) bünyesindeki ajanlarımızı kullanarak, önümüzdeki dönemde mitinglerde ve gösterilerde, polise maksimum yetki vererek, aşırı kaba kuvvet kullanmasını temin etmek, böylece milletin ve en önemlisi gençlerin, devlete ve polisine karşı öfkesini artırmak” ifadelerin bulunduğu tespit edildi.
ByLock yazışmalarından çıktı
İddianamede Altaylı’nın 30 yıldan 42 yıl 6 aya kadar hapsi istendi. Altaylı’dan ele geçen cep telefonunda, üst düzey FETÖ/PDY mensupları tarafından kullanıldığı bilinen “Signal” isimli haberleşme uygulaması bulundu. Altaylı’nın telefon verileri üzerinde yapılan çalışmada, Mümtazer Türköne, İbrahim Faruk Bayındır, Salih Yaylacı, Erkam Tufan’ın da bulunduğu bazı kişilerle irtibatı tespit edildi. Altaylı’nın eski CIA çalışanı Duane Clarridge’in ile fotoğraflarının bulunduğu, söz konusu karenin 23 Şubat 2016’da çekildiği bildirildi. ByLock kullanıcıları Salih Yaylacı ile Yusuf Kenan Yarma’nın deşifre edilen yazışmalarına göre Altaylı’nın 2015’te ABD’ye gelerek firari örgüt yöneticisi Mustafa Özcan üzerinden elebaşı Gülen ile görüşmek istediği bilgisi yer aldı. Yazışmaların yapıldığı tarihte Altaylı’nın ABD’de bulunduğu, internet sağlayıcılarından konum bilgisinin Birleşmiş Millet Genel Merkezi’ni gösterdiği aktarıldı.