21.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
MUSA KESLER İstanbul
Daha önce birçok konuda karşı karşıya gelen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) eski Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay ile eski Kontr-terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, mahkemelik oldu.
Mikdat Alpay’ın 2011’de çıkan ve kendisi hakkında iddiaların yer aldığı bir yazıdan dolayı tazminat davası açtığı Chronicle adlı dergi, Alpay’la kavgalı olan eski üst düzey MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün şahit olarak dinlenmesini istedi. Mahkemenin talebi üzerine Eymür, İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde şahit olarak verdiği 8 sayfalık yazılı ifadesinde Alpay hakkında zehir zemberek iddialarda bulundu. Böylece, MİT içinde yıllarca devam eden savaş, emekli olduktan sonra da adliyeye taşındı.
İfadesinde Kontr-terör Dairesi Başkanı olduğu dönemde Susurluk çetesi hakkında bir değerlendirme yazısının ilgili birimlere gönderildiğini anlatan Eymür’ün iddiaları şöyle:
“Kontr-Terör Başkanlığı’nın bu yazısı nedense Miktad Alpay’ı rahatsız etmişti. Sönmez Köksal’ın ayrılmasından sonra müsteşarlığa hazırlanan Alpay, ileride başını ağrıtabilecek noktaları ortadan kaldırmaya karar vermiş, bahsi geçen yazıyı gönderildiği yerlerden toplatmış, Susurluk olayının çözümü için oluşturulan grupta görevli S.A, S.G ve U.G isimli genç personeli çağırıp yemin ettirerek kayıtlarda tahrifat yaptırmış ve Kontr-Terör ünitesince hazırlanan mesaj ve diğer bazı evrakı tamamen yok etmişti.
‘Yalan’ rapor
Mikdat Alpay, meslek hayatında Adana Bölge Başkanlığı hariç hep pasif karargah görevleri yaptı. Ancak bu durumu çok iyi kullandı. Senelerce MİT’in raporlarını hazırladı. Devletin tayin edeceği kişilerle ilgili bilgi sistemine de İstihbarat Başkanlığı bakıyordu. Mesela Yargıtay Başsavcılığı seçiminde en kuvvetli aday olan Başsavcıvekili Yılmaz Alasu için ‘içkici’ denilerek Vural Savaş’ın Başsavcılığa getirildiği söyleniyordu. Nitekim Vural Savaş, Başsavcı seçildikten sonra MİT’e teşekküre gelip, öğlen yemeğine misafir edildi. Yılmaz Alasu ise hayatında hiç içki içmemişti.
Akyürek ile bağlantılı
Mikdat Alpay’ın dikkat çeken ilişkileri arasında hakim Akman Akyürek (Susurluk raportörü), emekli Jandarma Albay Aytekin Özer, emniyet müdürleri Emin Aslan, Hanefi Avcı, Osman Ak gibi isimler vardı. (...) İnsanların kendilerine tanınan imkanları ve makam gücünü kendi gücü gibi görmesi ve bunun sonsuza kadar devam edeceğini sanması büyük bir zaafiyet... Fenalıklar dönüp dolaşıp yaratını buluyor, Mikdat Alpay da bu gerçeğe alışmalı...”
‘YAZIDA İMZASI VAR, HESAP SORARIM’
Mehmet Eymür, Susurluk kazasının hemen ardından 26 Kasım 1996’da Almanya’daki Focus dergisinde yayınlanan ve kendisini Tansu Çiller’e bağlı “Özel Büro” kurmakla suçlayan yazı için ise şunları söyledi: “Yazıdaki imzalardan biri M.D. isimli bir Türk gazetecisine aitti. Teşkilatla, daha doğrusu Mikdat Alpay ile çalışan eski solcu bir gazeteci. Haberi okur okumaz zamanın İstihbarat Başkanı olan Mikdat Alpay’ı aradım ve aramızda şu konuşma geçti:
Eymür: Bu M.D senin adamın değil mi?
Alpay: Evet, ne oldu?
M.E: Peki bu adam teşkilatın elemanı ise nasıl oluyor da teşkilatın üst düzeyde bir yöneticisi için böyle yalan bir haber yazabiliyor? Benimle ilgili ‘Çiller Özel Örgütü’ diye bir yazı yazmış ve örgütün en başına da beni oturtmuş. Bu cesareti nereden alıyor?
M.A: (Haberi okuduktan sonra arıyor) Bu M.D’nin kendisi haber yazmıyor, Türkiye’deki gazetelerin yazdıklarını tercüme edip yolluyor. Yani yazıda kendi fikri yok bunun...
M.E: Olur mu canım, bir fikri olsun olmasın yazıda imzası var. Bu adam yazıları yollarken sizden görüş almıyor mu? Ben bunda bir kasıt görüyorum ve M.D’den bunun hesabını sorarım.