GündemErbakan: Milli görüşçü olmadan bir baltaya sap olunamaz

Erbakan: Milli görüşçü olmadan bir baltaya sap olunamaz

26.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Erbakan: Milli görüşçü olmadan bir baltaya sap olunamaz

Erbakan: Milli görüşçü olmadan bir baltaya sap olunamaz

13:10


SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Türkiye için Kıbrıs'ın stratejik öneminin her şeyin üzerinde olduğunu belirterek, ''Kıbrıs o kadar önemli ki, bu AKP'li çoluk çocuğun eline bırakılamaz'' dedi.
Erbakan, partisinin Ankara İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında iç ve dış gelişmeleri değerlendirdi.
ABD'nin Irak'ı işgal ettiğini, Türkiye'nin ise ''3 kuruşluk'' borç ertelemesi için ''Mehmetçiğin kanını ortaya koyarak, bölgeye asker gönderme kararı'' aldığını anlatan Erbakan, AK Parti Hükümeti'ni ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Başbakan Erdoğan'ın aylardan beri ''Irak'a Türk askerinin gitmeyeceğini'' ifade ettiğini ancak son tezkere ile asker gönderme kararı alındığını belirten Erbakan, ''Aylardan beri gitmiyoruz diyen bir insan sonra yüzde yüz söylediklerinin tersini söylemeye başladı, nasıl bunu söyler yarabbi. Ne acınacak hal...'' dedi.
ABD'nin, ''bir senaryoyu hayata geçirme derdinde'' olduğunu kaydeden Erbakan, Irak'tan sonra Suriye'nin hedef olduğunu, daha sonra sıranın İran, Suudi Arabistan ve Mısır'dan sonra Türkiye'ye geleceğini iddia etti.
Dış mihrakların ''mikrop harbi'' yürüttüğünü, bu çerçevede, ''Ilımlı İslam'', ''Light İslam'', ''Modern İslam'' gibi kavramlar ortaya atarak, Müslümanlığın özünü aşındırmaya çalıştığını dile getiren Erbakan, ''din elbisesi yeniden dikilmeli'' söylemleriyle ''İslamiyet'in Protestanlaştırılmak'' istendiğini savundu.
Uzun yıllar ''Milli Görüş gömleği'' taşımış kişilerin döneminde bu faaliyetlerin ''pervasızca'' yapıldığını anlatan SP Lideri Erbakan, ''Bunlar, bunların başına Amerikan çuvalı geçirilmiş olmasından yapılıyor'' diye konuştu.

KIBRIS
Kıbrıs'ın Türkiye için stratejik öneme sahip olduğunu anlatan Erbakan, Başbakan Erdoğan'ın Annan Planı'nı ''tartışılabilir'' bulmasını eleştirdi.
''Her şey tartışılabilir'' demenin ''çocuk mantığından öte'' olamayacağını kaydeden Erbakan,''Kıbrıs o kadar önemli ki, bu AKP'li çoluk çocuğun eline bırakılamaz'' dedi. AK Parti iktidarının 2004 yılı bütçesini de değerlendiren Erbakan, bütçe rakamlarına bakıldığında, iddia edildiği gibi açıkların kapatılmadığını tam tersine borcun borçla ödenmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Bütçe rakamları ve icraat açısından 54. Hükümet ile AK Parti iktidarını karşılaştıran Erbakan, ''Milli Görüş nerede, ABD çuvalı nerede? Bunların vazifeleri, abilerine tahsildarlık etmek. Bir de tabela asmışlar Maliye Bakanlığı diye'' dedi.
Türkiye'nin ABD ile yaptığı 8.5 milyar dolarlık kredinin, Irak'a asker gönderme şartına sağlandığını savunan Erbakan, krediyi, ''Irak'a gel benim için öl aldatmacası için ortaya atılmış bir yem'' sözleriyle değerlendirdi. Erbakan, AK Parti yöneticilerinin, ''üç kağıt oyunu'' ile milleti aldatmaya çalıştığını öne sürdü.
AK Parti yöneticilerinin, ''Bir baltaya sap olabilmek için Milli Görüş'ten ayrıldığını'' savunan Erbakan, şöyle konuştu:
''Bir baba evladına bir baltaya sap olamadın) der. Bu AKP'li yöneticiler de, (Milli Görüş içinde bir baltaya sap olamıyoruz) dediler ve ayrıldılar. Bir atasözü vardır; bir ağacı, sapı o ağaçtan yapılmış baltayla keserler.
Abdullah gitmiş, İsrail baltasına sap olmuş, Tayyip gitmiş, dış mihrakların, Sevr baltasına sap olmuş. Bunlar Milli Görüşçülerden seçilmişler. Maksat, ağacın kesilmesidir. Baltaya sap olmak bu değildir. Yanlış anlamışlar. Baltaya sap olmak; yeniden büyük Türkiye için çalışmak demektir. Milli Görüşçü olmadan baltaya sap olunmaz. onun için uyanın.'' Erbakan, ''Milli Görüş tabanı hala AK Parti içinde bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, AK Parti'yi 3 çeşit insanını tuttuğunu belirterek, ''Bunlardan ilki ayakta tedaviye muhtaç olanlar, ikincisi hastanede tedavi olanlar, bir kısmı da kimseyi kastederek söylemiyorum, tımarhanelik olanlar. israf haramdır onlarla da uğraşmıyoruz'' diye konuştu.
SP Genel Başkanı Erbakan, cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, kendisini 29 Ekim resepsiyonuna davet edip etmediği sorusuna, ''Bunu sayın Cumhurbaşkanı'na sormak lazım'' karşılığını verdi.