02.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
GENÇ GAZETE
KULUMUZDA, İngilizceyi kitapların dışına çıkararak tüm hayatımızda kullanmamızı sağlayan çok sayıda uygulama ve proje yer alıyor. Bu projelerden biri de English at Home İngilizce çalışma programı.
Bu program kapsamında bize haftanın her günü için farklı bir dil becerisine hitap eden içerikler sunuluyor. Böylece öğretmenlerimiz hem ev ortamında yaptığımız İngilizce çalışmalarına yön veriyor hem de bizim okuduğumuzu, duyduğumuzu anlama ve yazma yetilerimizin gelişimini takip ediyorlar.
Anlatmada, konuşmada, açıklamada, yazmada, okumada, kendimizi geliştirmemizde bize büyük katkı sağlayan English at Home uygulamasını Beykoz Doğa Koleji 4. sınıf öğrencileri Sarper Ahsen Arı ile Begüm Küçük’ten öğrendik.
English at Home programı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sarper Ahsen Arı: Bence çok faydalı. Bize düşünmeyi, dinlemeyi, konuşmayı, açıklamayı, anlatmayı ve İngilizceyi öğretiyor. Bize her konuda yardımcı oluyor.
Begüm Küçük: English at Home yaparken aslında eğlenceli bir etkinlik içinde gibi hissediyorum. Kitap okuyorsun, dinlediğini yazıyorsun, hikâye okuyup soruları cevaplıyorsun. Eğitici bir program.
Programı nasıl uyguladığınızı anlatır mısınız?
Sarper Ahsen Arı: Ben programımı en sevdiğim kısımdan başlayıp yapıyorum. Böylece çalışmalarıma kendim yön veriyorum.
Begüm Küçük: Doğrusunu söylemek gerekirse ben sevdiğim kısımdan başlarım. Ama ara sıra gün gün de takip ediyorum.
Program size İngilizcede nasıl bir katkı sağlıyor?
Sarper Ahsen Arı: Anlatmada, konuşmada, açıklamada, yazmada, okumada, kendimi geliştirmemde büyük katkısı oldu. Bunlarla kalmayıp düşünmeme, canlandırmama, ve empati yapmama katkı sağladı. Bana her şeyde yardımcı oldu.
Begüm Küçük: Sınavlarımda yaptığım soruların cevaplarını English at Home’u hatırlayarak yapabiliyorum. Ayrıca yeni öğrendiğimiz kelimeler İngilizce konuşmamda, sınavlarımda bana yardımcı oluyor.
Haftalık İngilizce çalışma programında yapmaktan hoşlandığınız 3 şey nedir?
Sarper Ahsen Arı: Dinlemeyi, yazmayı ve sunum yapmayı çok seviyorum.
Begüm Küçük: En sevdiğim kelime çalışmaları yaptığım Pazartesi bölümü. Sonra da okuma-yazma çalışmaları yaptığım Cuma günü geliyor. Ama dinleme çalışmaları yaptığım Çarşamba çalışmalarını da seviyorum.
Programı başkalarına da tavsiye eder misiniz?
Sarper Ahsen Arı: Ben herkese öneririm. Çünkü İngilizceniz gelişiyor, evde bile İngilizce tekrar yapabiliyorsunuz, çalışabiliyorsunuz, zamanınızı boşa geçirmemiş oluyor, daha iyi konuşabiliyor, daha iyi anlaşabiliyor, gelişiyor, yazmayı, dinlemeyi, anlam çıkarmayı daha iyi yapabiliyorsunuz.
Begüm Küçük: Kesinlikle tavsiye ederim. Hem eğlenceli hem de öğretici bir program. İngilizce öğrenmeyi daha çok istemenizi sağlayan mükemmel bir program.
Toprağa ne kadar değer veriyoruz?
Toprak yaşamımızın en önemli parçası. Tüm canlıların ortaklaşa kullandığı önemli bir hazine olan bu elementin ne kadar farkındayız? Yerkabuğunu oluşturan kayaların, yıllar boyunca parçalanmasıyla oluşan toprak, ülkemizde ne kadar değer görüyor?
27-29 Mart tarihlerinde İznik-Bursa Doğa Goes Green Eğitim Programı’na katıldık. Eğitimlerde hedef noktamız, yaşam kaynağımız, toprağın önemini vurgulamaktı. Çalıştaylarda, “Toprağı nasıl daha doğru kullanırız”ı öğrendik. Yeşili ve doğayı korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için ne yapmamız gerektiğini tartıştık. Ayrıca UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Cumalıkızık, Bursa ve İznik çevresindeki Osmanlı mimarisinin önemli tarihi yapılarını gezerek, kültürel mirasımızı yakından tanıdık. Eğitim sonunda sertifikalarımızı da aldık.
Evrenin bilmecesini çözdük!
Dünyayı keşfetmeye her geçen gün bir adım daha yaklaşıyoruz. Her şey, Büyük Patlama (The Big Bang) ile başladı ve 13.7 milyar yıl sonra bugüne geldik. Fakat evrenin oluşumunu kavrayabilmek için en büyükten, yani yıldızlardan, galaksilerden; en küçüğe yani parçacıklara doğru bir yolculuk yapmak zorundayız.
Bu çerçevede, okulumuzun gerçekleştirdiği “Fizik Masterclass”ın üçüncüsünde ODTÜ’ye giderek 30’u aşkın ülkede düzenlenen yetkinlik dersine katıldık. Derste Higgs Bozonu hakkında bilgi aldık, CERN’deki (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) Büyük Hadron Çarpıştırıcısı deneyinin verilerini analiz ederek, Z Parçacığı’nı tekrar keşfettik ve Higgs Bozonu’nun izine rastladık.
CERN’e canlı yayın
Fizik öğretmenimiz Şeyma Parlatan koçluğunda arkadaşlarımızla bilimsel gündemi ve içeriği önemli olan derse katıldık. Çalışmada Büyük Patlama deneyinin yapıldığı CERN’deki ATLAS Projesi’nde görev yapan Türk araştırmacı, ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilge Demirköz’ den teorik parçacık fiziği, deneysel parçacık fiziği ve hızlandırıcı fiziği konusunda bilgi aldık.
Dersin ardından gerçek ATLAS deneyinin verilerini kullanarak bir parçacık fizikçisi gibi analiz yaptık. Analizin amacı Z bozonun bozunduğu elektron-pozitron, iki foton, 4 lepton, müon-karşıt müon olaylarını analiz etmekti.
Analiz edilen örneklerde Higgs bozonun 2 fotona ve 4 leptona bozunduğu olayları da bulabildikleri gibi Z bozonundan daha küçük kütleli J/Psi ya da Upsilon gibi parçacıkları da bulabildiklerini elde ettikleri grafiklerden gördük. Ölçüm sonuçlarının yurt dışındaki üniversiteler ve CERN ile canlı yayın paylaşımını ise Melis Usturalı arkadaşımız yaptı.
‘Kitabımın yayımlanmasını iki yıl bekledim’
KULUMUZUN Türkçe dersi kapsamında hayata geçen ‘Ünlülerle Röportaj’ projesi kapsamında İpek Ongun’la buluştuk. Kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Yazmaya nasıl başladınız?
Yazmaya başlamamın sebebi kızlarımın büyürken, o yaşlara göre kitapların olmamasıydı. Olanlar da çoğunlukla ya çocuk edebiyatından ya da yetişkin edebiyatından kitaplardı. İkisinin ortası olan, ilk gençlik yıllarına ait herhangi bir örneğe rastlamadım. Oysa yurtdışına çıktığımda bu tür kitapları görüyordum. “Neden bizde de olmasın?” düşüncesiyle yazmaya başladım. Gençlik romanı “Yaş On Yedi” kitabımı yazdım. Tam 2 yılın sonunda kitabım basıldı ve Türkiye’de ilk gençlik yazını dizisi başlamış oldu.
Neden gençliğe yönelik kitaplar yazıyorsunuz?
Bu dönem, bireylerin kişiliklerini aradıkları kritik bir dönem. Birey artık sadece annesinin oğlu ya da babasının kızı değil, bir kişi olma yolunda arayış içerisinde. Bu çok sallantılı ve sancılı bir dönem... Kitaplarımın çıkış noktası ise gençlerin bu dönemi daha sallantısız ve mümkün olduğunca az sancılı atlatmalarıdır. Yine olabildiğince bu dönemin keyifli yanlarının da olduğunu onlara göstermektir.
En önemli etken ise zaten öğretmenlerimizin, ailelerimizin bize kattığı değerlerin, bildiklerimizin üzerine bir şeyler katarak gençliğe aktarmak istememdir.
Gençlere önerileriniz neler?
Her şeyden önce gençlerin sorgulayarak öğrenen bir kafa yapısına sahip olmalarını öneriyorum. Çünkü soru sorduğunuz an düşünüyorsunuz demektir. Düşünebiliyorsanız da siz gerçekten özgür bir bireysinizdir. Olanı kabullenmeden, sorgulayarak yaşarsanız bu size başarıyı da getirecektir...
YGS’de zirveye yerleştik!
Üniversiteye girişin ilk basamağı olan YGS’de Acıbadem Doğa Koleji Bilim Okulu öğrencileri kırılması zor bir rekora imza atarak 6 puan türünün tamamında Türkiye 1.’si oldu.
YGS-1 Puan türünde 438,239 puan ortalamasını yakalayan öğrencilerimiz YGS-2’de 435,327; YGS-3’te 429,748; YGS-4’te 423,458; YGS-5’te 436,048 ve YGS-6 puan türünde 440,033 puan ortalamasına imza attılar. Bu puanlarla okulumuzun YGS’deki Türkiye 1.’lik geleneği de devam etti.
Yine Aydın Doğa Koleji öğrencileri YGS-1,2 ve 6 puan türünde Türkiye 2.’si, YGS-5’te Türkiye 3.’sü, YGS-3, 4 puan türlerinde Türkiye 4.’sü oldu. Çamlıca Doğa Koleji YGS-2 puan türünde Türkiye 5.’si, YGS-1 ve YGS-6’da Türkiye 6.’sı, YGS-3,4,5 puan türlerinde ise Türkiye 7.’si oldu. Türkiye dereceleri elde eden öğrencilerimiz, klasikleşmiş çalışma metotlarının dışında, etüt ve birebir ders çalışma sistemiyle okul dışında ekstra eğitim görmeden, kaliteli eğitim ile başarıyı yakaladılar.
Aynalarda sonsuzluğun keşfi
Okulda deney yapmak çok keyifli. Geçen hafta bir değişiklik yapıp dersimizi ‘Aynalı Etkinlik Salon’unda işledik. Salona girdiğimizde sağ ve sol duvarların tamamen ayna ile kaplı olduğunu gördük. Aynalardaki görüntümüzün çokluğu başımızı döndürmüştü. Öğretmenimiz kendi görüntümüzden kaç tane görebildiğimizi sordu ve saymaya başladık. Ancak saydıkça bitmiyordu. Öğretmenimiz bize paralel iki düzlem ayna arasındaki görüntü sayısının sonsuz olduğunu söyledi. Deneyin devamında kâğıt üzerine 30-45-60-90-120-180 derecelik açılar çizdik. Sonra kendi aynalarımızı aldık. Çizdiğimiz çizgilerin üzerine aynalarımızı yerleştirdik. Her defasında farklı sayıda görüntü elde ettik. Artık sabahları, aynadan saçımın arkasına bakarken oluşan sonsuzluğu anlamlandırabiliyorum.