27.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
SELAY SARI
Üç Tenor’un en ünlüsü değildi belki, ama hem fikir babası hem de şan otoritelerine göre en güzel seslisiydi. Dünya çapında operanın elitizm kabuğundan çıkmasına önayak olan projenin mimarı, Katalan tenor Jose Carreras, ‘A Life in Music’ (Müzikte Bir Hayat) ismini taşıyan son dünya turnesi kapsamında önceki akşam 6 bin seyircinin karşısında, Ataşehir Ülker Sports Arena’daydı.
Kanseri yendi
1946’da Barselona’da doğan, aslında Josep olan adını Franco yönetiminin baskısı nedeniyle Jose olarak kullanmak zorunda kalan Carreras, şancılar için oldukça erken sayılan 20’li yaşlarında New York Met Operası’ndan La Scala’ya, Viyana’dan Londra’ya birçok opera evinde baş tenor rollerini seslendirmişti. Efsane şef Herbert von Karajan’ın 70’li yıllardaki favori tenoru olan sanatçı, Verdi ve Puccini rollerinde özellikle başarılı olmasına rağmen, Fransızca rollere de kolaylıkla ayak uyduracak kadar esnekti. Oldukça başarılı giden kariyeri, 1987 yılında konan lösemi teşhisiyle sarsıldı. 10’da 1 yaşama şansı olduğunu öğrenen Carreras, çok ağır bir tedavinin sonunda kanseri yendi ve Josep Carreras Lösemi Vakfı’nı kurdu. Hem vakfa bağış toplamak hem de Carreras’ın dost ve rakipleri Luciano Pavarotti ve Placido Domingo’nun sanatçıya sahneye hoş geldin demeleri için 1990 Dünya Kupası Finali öncesinde Roma’da gerçekleşen Üç Tenor konserinin kaydı, tüm zamanların en çok satan klasik müzik albümü oldu. Üçlünün 4 yıl sonra Los Angeles’ta verdiği konserin yayını dünya çapında 1 milyar 300 milyon kişi tarafından izlendi.