12.01.2024 - 17:11 | Son Güncellenme:
Gülşah KAHVECİ-Feridun AÇIKGÖZ/DHA
"Valide Sultanlar Yazma Eserler Sergisi" açılış töreni Rami Kütüphanesi’nde yapıldı. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı ve protokol üyeleri katıldı.
Açılış töreninde konuşan Emine Erdoğan, "Bizim anlayışımızda ilim, altından daha kıymetli, kılıçtan daha keskindir. Yaşadıkları dönemde tarihin öznesi durumundaki 22 valide sultanın her biri, aradan geçen asırlara rağmen, vakıflarıyla halka hizmet etmeyi sürdürüyorlar Her sayfası mücevher değerinde olan sayısız yazma eser, valide sultanlar sayesinde günümüze ulaşıyor" dedi. Açılış konuşmalarının ardından Emine Erdoğan'a 'Şeyh Hamdullah Hattı Mushaf-ı Şerifi' hediye edildi.
"BİZİM ANLAYIŞIMIZDA İLİM, ALTINDAN DAHA KIYMETLİ, KILIÇTAN DAHA KESKİNDİR"
Emine Erdoğan, "Bugün bu sergi vesilesiyle bir kısmına tanık olduğumuz yazma eserler, köklü tarihimizin ve asırlarca farklı coğrafyalarda hüküm süren medeniyetimizin göstergeleridir. Bizim anlayışımızda ilim, altından daha kıymetli, kılıçtan daha keskindir. Dünya bilim tarihine, ismi altın harflerle yazılan alimlerin kağıda nakşettiği, Baharat ve İpek yollarını katederek İstanbul’a ulaşan nadide eserlerin serüveni, bugün hala, yeni muhataplarına ulaşarak devam ediyor. İstanbul’un fethiyle birlikte, Doğu’nun ve Batı’nın en işlek zekâlarının, Devlet-i Aliyye’nin himayesine girmek istedikleri, vesikalardan izlenebiliyor. Altı asır boyunca, doğu ile batının kavşağında hüküm sürmüş devletlerin varisleri olarak, insanlığın birikimini geleceğe aktarmakla mükellefiz. Bu bakış açısıyla, Osmanlı dönemindeki valide sultanlar gibi, tarihimizdeki öncü isimlerin, ilmi ve kültürümüzü muhafaza etme çabalarını takdirle öne çıkaran etkinlikleri ayrıca çok önemsiyorum. Cumhuriyetimizde yeni bir yüzyıla girdiğimiz bugünlerde, kadim geçmişiyle bağını sürdüren, geleceği şekillendiren; kökleri derinde, dalları göğe uzanan bir çınar olma hayalini taşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda, yazma eserlerdeki kadim bilgiyi, çağdaş araştırmacılarla buluşturacak faaliyetlerin, giderek yaygınlaşmasını can-ı gönülden temenni ediyorum" diye konuştu.
"YAZMA ESERLER VALİDE SULTANLAR SAYESİNDE GÜNÜMÜZE ULAŞIYOR"
Yazma eserlerin günümüze valide sultanlar aracılığıyla ulaştığına değinen Emine Erdoğan, " 'Valide Sultan' ünvanıyla anılan padişah annelerinin, hayırseverlikleriyle gönüllerde taht kurduklarını ve halk tarafından kendi anneleri gibi benimsendiklerini görüyoruz. Yaşadıkları dönemde tarihin öznesi durumundaki 22 valide sultanın her biri, aradan geçen asırlara rağmen, vakıflarıyla halka hizmet etmeyi sürdürüyorlar. Hepimiz, İstanbul’dan Anadolu’ya ve Balkanlara, Kudüs, Mekke ve Medine’ye dek, gönül coğrafyamıza, ince ince nakış gibi işledikleri medeniyet izlerinin tanıklarıyız. Bu eserler arasında; su yolları, kuyular, hisar ve kaleler, köprüler, han ve hamamlar gibi büyük ölçekli yapılar bulunuyor. Bu özel yapılar, Anadolu şehirlerimizin sokaklarında, imparatorluğun gönül sınırlarının ulaştığı nice coğrafyada, beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkabiliyor. Cami, medrese, hamam ve çarşı gibi, hayatın çeşitli bölümlerinde insana merkezi mekan olan külliyeler, işlevselliğini yüzyıllardır koruyarak, bugünkü mimariye ilham olmayı sürdürüyorlar. Bu eserler kadar, ilmi ve sanatı günümüze kadar taşıyan, kıymetli yazma eserleri derlemiş olmaları ayrıca takdire şayan. İslami ilimlerden felsefeye, tasavvuftan tarih ve coğrafyaya, optik, matematik ve tıbba dek, her sayfası mücevher değerinde sayısız yazma eser, Valide Sultanlar sayesinde günümüze ulaşıyor. Nurbanu Sultan, Turhan Sultan, Bezmialem ve Pertevniyal Valide Sultan, külliyelerine bağışladıkları şahsi kütüphanelerinin zenginliğiyle dikkat çekiyorlar. Himaye ettikleri ve halkın hizmetine sundukları medeniyet yadigarlarıyla hafızalarımıza kazınıyorlar. Aslı müzelerde sergilenen, dijital kopyaları okurla buluşan el yazmaları, yalnız ilim dünyası için değil, aynı zamanda sanat dünyası için de büyük bir değer taşıyor. Tezhiple, minyatür, mimarî ve doğa betimlemeleriyle bezenen eserler sayesinde, Osmanlı’nın hat, cilt ve süsleme sanatlarındaki tekâmülünün izleri sürülebiliyor. Araştırmacılar, Valide Sultanların ilme katkılarının mevcut kitapları biriktirmekle sınırlı kalmayıp, önemli eserleri şerh ve tercüme ettirdiklerini de kaydediyorlar. Dünyanın çoğu yerinde kitaba, yalnızca ayrıcalıklı insanların erişebildiği bir çağda, medrese kütüphanelerinin belirli günlerde halka açılması ise, zamanının çok ötesinde bir anlayış. Yaşadıkları dönemde medeniyetimize kıymetli katkılarda bulunan, eserleriyle asırlar sonrasına dahi ilim köprüleri kuran valide sultanları, rahmetle anıyorum" dedi.
"YAZMA ESERLER KÜLTÜR VARLIĞIMIZIN EN ÖNEMLİ DEĞERLERİNDENDİR"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise konuşmasında, "Yazma eserler kültür varlığımızın en önemli değerlerindendir. Asırlarca itinayla üretilen, okunan ve korunan yazma eserlerin vakfedilerek günümüze kadar ulaşmasında birçok devlet büyüğümüzün katkısı olmuştur. Başta sultanlar olmak üzere, şehzade, vezir, devlet adamı, ilmiye ve kalemiyeden öne çıkan pek çok şahsiyet kıymetli koleksiyonların meydana getirilmesini sağlamıştır. Osmanlı tarihinde 22 padişahın annesi oğlunun sultanlığını görmüş, bunlardan özellikle 10 valide sultan ise, yazdırdıkları ya da topladıkları nüshalarla çok kıymetli koleksiyonlar oluşturmuşlardır. Sergimizde bu müstesna nüshalar yer almaktadır. Valide sultanlar tarafından vakfedilen bu eserler ağırlıklı olarak doğa kitaplarıyla peygamber efendimizi yüksek vasıflarıyla anlatan eserlerden oluşmaktadır" ifadelerini kullandı.