09.10.2021 - 07:05 | Son Güncellenme:
Selçuk Bulut / Milliyet.com.tr - Gelişen teknolojiler son yıllarda her alanda olduğu gibi otomobil endüstrisini de etkiledi. Elektrikli araçlar, özellikle Tesla’nın piyasaya sürülmesi sonrası yaygınlık kazandı. Son yıllarda ise birçok firma elektrikli otomobil üretmeye başladı.
Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD)’nin verilerine göre 2021 yılının ilk 9 ayında satılan elektrikli ve hibrit otomobil satışları, 2020 yılının toplam satışlarının da üzerinde gerçekleşti. Geçen yıl sonunda elektrikli otomobil satışı 844, hibrit motorlu otomobiller satışı da 22 bin 272 seviyesindeydi. Ayrıca elektrikli otomobillerin toplam satışlardaki payı yüzde 0,1'den yüzde 0,3'e ve hibrit otomobillerin payı da yüzde 3,2'den yüzde 8,4'e çıktı.
GİRİŞLERİ YASAKLANACAK
Elektrikli otomobille ilgili dünyada da gelişmeler yaşandı. Geçtiğimiz eylül ayında ABD'nin New York eyaleti senatosu ve meclisi, 2035 yılına kadar yeni otomobillerin sıfır emisyonlu olmaları yönünde karar aldı. Fosil yakıtlı araçların şehre girişleri de bu tarihten itibaren yasaklanacak. Bu kararla hedef, sera gazı salınımını 35 azaltmak.
5 ARAÇTAN 4’Ü ELEKTRİKLİ
Gelişen elektrikli otomobil sektörüne kayıtsız kalamayan ülkelerin başında da Norveç geliyor. Tesla’nın ülke pazarına girmesinden sonra elektrikli otomobile artan rağbet Norveç’te elektrikli otomobil satışlarını artırdı. Satılan her 5 araçtan 4’ünün elektrikli otomobil olduğunu söyleyen yetkililer, 2025 dizel ve benzinli araçların satışını yasaklayacak.
2030’lu yıllarda daha fazla yollarda görülecek olan elektrikli otomobiller beraberinde batarya, şarj istasyonu, yedek parça gibi birçok konuyu da getirdi. Konunun uzmanlarına elektrikli otomobilleri gelecekte nelerin beklediğini sorduk.
'GÜNLÜK YAŞANTIMIZ DEĞİŞECEK'
Son yıllarda artan elektrikli otomobil kullanımının günlük hayatımızı değiştireceğini söyleyen Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Yönetim Kurulu Başkanı Berkan Bayram, kendi kararlarını verebilen otonom ve diğer elektrikli araçların ulaşımı etkileyeceğine dikkat çekti.
Bayram, "Modern toplumlar olarak yeni teknolojilere adaptasyon sürecimiz çok hızlı. 50-60 yıl önce yeni nesil bir teknolojik cihazın ilk 1 milyon kullanıcıya ulaşma süresi yıllar almaktaydı, bugün bir teknolojinin yaşantımıza girmesi aylarla ifade ediliyor" dedi.
"Elektrikli otomobilin ilk 1 milyon adetlik yaygınlığa ulaşma süresi 2011-2016 arasında oldu, yani tam 5 yıl sürdü" diyen Berkan Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak sonraki milyon adetlere ulaşma süresi 6 aya kadar düştü. Geçtiğimiz yıl tüm dünyada 7,5 milyon adetlik elektrikli araç pazarı oluştu. Başlangıçta bir evin 2’nci otomobili olarak değerlendirilen elektrikliler, artık tek otomobil olarak yer alıyor. Çünkü menzil mesafeleri uzadı, şarj süreleri kısaldı."
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİN DE ÖNÜNE GEÇİYOR
Özellikle büyükşehirlerdeki gürültü kirliliği had safhada. Bayram'a göre, elektrikli otomobillerin yaygınlaşması ile fosil yakıtlı araçların gürültü kirliliğinden büyük oranda kurtulmak mümkün olacak.
Araçların kendilerini hazır hale getirmesi, hatta evin önüne kadar gelip hazır bekleyecek olmaları da söz konusu. Berkan Bayram, otomobillerin kendilerini idare etmesinin, insanların araçlarını hazırlamak gibi vakit kayıplarının da önüne geçeceğini söyledi.
HER İLDE ŞARJ İSTASYONU MEVCUT, DAHA DA ARTACAK
Elektrikli otomobillerin en önemli sorunlarından birisi olan şarj istasyonlarına değinen Bayram, geçtiğimiz 10 yılda kat edilen mesafe ile günümüzdeki mesafe arasında büyük farklar olduğunu söyledi. 81 ilde de şarj istasyonlarının bulunduğunu dile getiren Bayram, 4 bin 500 civarında şarj istasyonunun olduğunu ifade etti.
Bu sayının geçmişe göre daha yüksek olduğunu ancak Uzak Doğu’da 100 binlerle ifade edilen şarj istasyonu sayısının gerisinde kalındığını belirtti. Yakın zamanda Meclis’ten çıkması beklenen düzenleme sonrası ise Türkiye’deki şarj istasyonlarının da hızla artacağını sözlerine ekledi.
'TEKNOLOJİ YAYILDIKÇA FİYATLAR AŞAĞI İNECEK'
2011 yılında 1000 dolarlardan bahsedilen batarya maliyetlerinin günümüzde 90 dolara kadar düştüğünü ifade eden Bayram, gelecek dönemde fiyatların daha uygun hale geleceğini söyledi. Bayram, "Konu sadece bir otomobil veya ulaşım aracı olmaktan çok, birlikte hareket ettiği yeni sektörel bileşenler; şarj istasyonları, enerji depolama sistemleri, yazılımlar, akü - batarya paketleri ve lityum tabanlı hücreler. Tüm bu paydaşların zaman içerinde yaygınlığa bağlı olarak üretim maliyetlerinde düşme yaşanacak" dedi.
BATARYALARIN KULLANIM ÖMÜRLERİ…
Elektrikli otomobillere dair merak edilen bir diğer konun ise batarya ömürleri olduğuna dikkat çeken Berkan Bayram, "Yaygın olarak bilinenin aksine elektrikli otomobildeki bataryanın bir ömrü bulunmaz, batarya bitmez. Yani 5-10 yıl deme şansımız yok. Elektrikli otomobildeki bataryanın verimliliği düşer. Kullanım şartlarına bağlı olarak yaklaşık 7 yıl sonra yüzde 20-30 gibi bir kayıp oluşmaya başlar. Bugün 400 km menzile sahip otomobiliniz 7 yıl sonunda yaklaşık 320 km menzile düşebilir ama batarya bitmez” dedi.
Milyon kilometre gören elektrikli araçların olduğunu sözlerine ekleyen Bayram, firmaların şimdilik 8 yıl ve 160 bin kilometre garanti verebildiğini söyledi. Ancak bu durumun gelecek yıllarda değişebileceğini, sürenin uzayabileceğini de ifade etti. Hatta tamamen kullanılamaz hale gelen bataryalar ve otomobiller de enerji depolama tesislerinde değerlendirilebilecek.
BATARYA MALİYETLERİ DÜŞECEK
Elektrikli otomobiller için en önemli konulardan birisi olan batarya maliyetlerinin ilerleyen dönemde daha da düşeceğini söyleyen Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam ise şunları söyledi: “Batarya fiyatlarının kilowatt-saat başına 100 doların altına indiği zaman içten yanmalı motorlu araçlarla maliyetler eşitlenecek. Birkaç yıl önce 800 dolardan fazla olan batarya maliyetleri günümüzde 140 dolara kadar düştü. Bu da fiyatlara olumlu şekilde yansıdı, düşüş devam ederse dediğimiz gibi fiyatlar daha da aşağı inecektir. Hızla gelişen teknoloji de bu duruma elverişli."
'TÜRKİYE YERLİ PARÇA ÜRETİMİNİ YUKARIYA TAŞIMALI'
Uzun yıllardır elektrikli otomobiller için çalışmalar yapıldığını belirten TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Berke Ercan da hızla gelişen teknolojinin bu kadar büyüyeceğini kimsenin tahmin etmediğini dile getirdi. Arcan, "Çok sayıda ülke elektrifikasyon konusunda pazara girdi ya da girmeyi planlıyor. İçten yanmalı motorlu araçların üretilmemesi konusu sıklıkla gündeme geliyor. 2030’lu yıllar çok geç değil, yakın bir gelecek. Türkiye’de bu otonom araçlar konusunda harekete geçmeli, yerli parça üretim oranını yukarıya taşımalı" dedi.