GündemDurdurun bu şiddeti

Durdurun bu şiddeti

25.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Okulda Şiddete Son' sloganıyla yola çıkan Milliyet, eğitim yuvalarındaki olayları masaya yatırdı. Yöneticiler ve uzmanların katıldığı forumda şiddetin nedenleri ile çözüm önerileri tartışıldı

Durdurun bu şiddeti

Gitgide tırmanan bu şiddet herkesin sorunu. Bundan yola çıkarak Milliyet, okullardaki şiddet olaylarını masaya yatırdı. Bir araya gelen yöneticiler ve uzmanlar, şiddetin nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm önerilerini tartıştı. "Okulda Şiddete Son" sloganıyla Doğan Medya Center'da, Milliyet Yayın Danışmanı Nurcan Akad moderatörlüğünde düzenlenen foruma, İstanbul Valisi Muammer Güler, İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey, Asayişten Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfur Ceren, Beykent Üniversitesi Rektör Yardımcısı İletişim Bilimci Prof. Dr. Ünsal Oskay, Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Çocuk Psikiyatr Prof. Dr. Bengi Semerci, Marmara Üniversitesi Rehberlik Psikolojik Danışmanlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Betül Aydın, Sosyolog Prof. Dr. Nur Vergin, Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, İstanbul Çocuk Şube Müdürü Mehmet Maden, Vefa Lisesi Müdürü Sakin Öner, Rehberlik Öğretmeni Tarık Sekmenli katıldı. Yetkililer ve uzmanlar şu görüşleri dile getirdi: İlköğretim okullarında, liselerde artık masum sayılabilecek arkadaş kavgaları yok. Onların yerini tabancalı, 'kelebek' tabir edilen bıçaklı kavgalar aldı. Defter kitap tutan eller hemen her kavgada bele gidip silah çıkarmaya başladı. En fazla kızıp kulağını çekmeye alıştığımız çocuklarımız, adliye koridorlarının, cezaevlerinin yolunu tutar oldu. Gündelik hayatta çok fazla şiddet var Son günlerdeki olayları televizyondaki programlara yüklemek de doğru değil. Bunu genel güvenlik dışında telakki etmek toplumsal sorunlar dışında algılamak mümkün değildir. Çocuklarımız günlük hayatta kaba kuvvet olaylarına çok tanık oluyorlar. Özellikle internet kafelerde çocukları şiddetle özdeşleştirecek kadar etkili özendirme var. Tabi hızla bozulan geleneksel aile yapısı, onun yerine gelen yoz kültür var. Maalesef ebeveynlerin çocuklarına karşı göstermeleri gereken ilgi ve sevgi ihmal ediliyor. Yasaklanmış online oyunlar var. Bunlarda öğrenciler terörist, hırsız, katil, kapkaççı gibi tiplerle özdeşleşmeye çalışıyorlar. Sitelere girmeyi engelleyemiyorsunuz. Anne ve babaları çalışan çocukların büyük çoğunluğunun çok uzun saatlerini internet kafelerde geçirdikleri söylenebiliyor. İnternet kafeler yetişkinlerle çocuklar aynı ortamı paylaşıyor. Sigara içiliyor. Çoğu loş, pis ve sağlıksız yerler. İstanbul'da 2 bin 532 internet kafe var. Bunlar gitgide de artıyor. Denetlemeyi daha farklı hale getireceğiz. Kumar şeklinde grup oyunları oynanıyor. Çoğu kez bakıyorsunuz hep öldüren oyunu kazanıyor. Çok silah kullanan kazanıyor. Büyükşehir Belediyesi ile ortak denetim programı yaptık. Yeni kanuni düzenlemeler internet kafelerdeki denetimi yerel yönetimlere verdi. Ama denetim yeterince işlemiyor açık söylüyorum. Spordaki şiddet bana göre bu öğrencileri etkileyen çok önemli sebeplerden biri. Futbola düşkün, davranış bozuklukları olanlar maganda türü davranış sergiliyorlar. Masum mensubiyet duygusu şiddetle körükleniyor ve çocuklar farklı bir ortama giriyor. En efendi çocuklar bile stadyumda en farklı davranışı sergileyen çocuklar haline geliyor. Denetim yetersiz Biz okullarda fiziki önlemleri de artırıyoruz. MOBESE kameralarının şu anda 349 okulun önüne yerleştirilmesini kesinleştirdik. Bu caydırıcılıktır. Okul önlerindeki uyuşturucu satımı, porno CD'si, bıçak gibi şeylerin satışı var. Tabii okul önlerinde seyyar satıcıları da denetlemek lazım. MOBESE projesiyle bunun denetlemesini yapacağız. Sadece biz Özel İdare olarak 10 trilyonluk, Büyükşehir Belediyesi de 5 trilyonluk bir katkı yapacak. Öte yandan bu kameraları il genelinde de çoğaltıyoruz. İstanbul'un değişik şehirlerine de bin adet kamera yerleştireceğiz. Kameralı önlem Sıkıştırdığımız zaman internet üzerind en tehdit gelmeye başlıyor Toplumumuzda içi boş bir arabesk kültürü gelişti 80'den sonra. Bu şimdi magandaya dönüştü. Türkçemiz bozuldu. Öğrenciler ilkesiz, hedefsiz, sorumsuz duruma geldi. Bırakın toplumsal endişeleri kendisi için bir endişesi olmayan ailesi için bir endişesi olmayan vurdumduymaz bir nesle doğru gidiyoruz. Sorunun polisiye tedbirleriyle disiplin kurallarıyla çözüleceğine inanmıyorum. Öğrencileri kılık kıyafet konusunda sıkıştırdığımızda internet üzerinden tehdit alıyoruz ama bu olayların üzerini örtmüyoruz. Siteyi kapatmıyoruz. Küçük sorunları örterseniz büyük sorunlarla karşınıza geliyor. 'Yaparsanız okula gelmeyiz, dışarıda protesto yaparız' diye. Ama bunlar biraz da dışarıdan kışkırtılıyor.Üniversitelerde gençlik olayları azaldı, bu defa bazı gruplar lise gençliğine yöneldi. Bazı gruplar siyasi, ideolojik, dini, bölücü gruplar bu çocukların üzerinde çalışma yapmaya çalışıyorlar. Yaygın olmamakla beraber fırsat bulursa bu gençliğin sahip olduğu potansiyel enerji ve heyecandan faydalanmak için bu güç odakları boş durmuyorlar. Eğitim dizisi diye gösterilen dizilerde de maalesef öğretmenler aşağılanıyor. Bazı gruplar kullanıyor Aramalar konusunda sıkıntı çekiyoruz. Eskisi gibi artık öğrenci dediğiniz gibi teslim olmuyor, susmuyor. Hakkımız olmadığını, insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor. Biz de çocuklarımızı zorla ikna ediyoruz. Hatta öğretmen arkadaşlarda da bu konuda yardımcı olmak istemeyenler çıkıyor. Eskisi gibi rahat arama yapamıyoruz. Üstünü aratmıyor Öğrenci 'Mafyayı çökerteceğim' diyor Levent'te yaşanan olaydan başlamak istiyorum. Tersten baktığımızda okul varoşlarda bir okul değil. Okul her şeyi vermiş. Rehber öğretmenler anket yapıyorlar. Rehber öğretmen soruyor öğrenciye, 'Ne olmak istiyorsun?' Öğrenci 'Ben devlet adına çalışıp mafyayı çökertmek istiyorum' diyor. 'Kitap okumayı sevmem ama şiddet içeren kitapları okumayı severim' şeklinde cevap veriyor. Özellikle liseler için söylüyorum. Kıravatlar göbeklerine kadar inmiş, tıraşsız saçlar, dağınık hatta röfleli saçlı kızlar... Kız çocuklarının önlüğü sökülmüş, ceketinin düğmesi olmayan çocuklar okula geliyor. Okul müdürü çağırdığı zaman anne baba okula geliyor. Ailesi 'Benim çocuğuma o konuda karışmayın' diyor. Veli toplantıları yapıldığı zaman 2 bin öğrencili bir okulda 80 ya da 90 tane veli eliyor. Biz okullarda aramalar yapmaya başladık. Ve bir olayla karşılaştık bir lisede. Yapılan aramada bir kamu görevlisinin çocuğunun üzerinden bıçak çıktı. Anne ve babalar her akşam çocukların çantalarını, ceplerini arasınlar, bu boyutu bize bırakmasınlar. Ben de veliyim. Ben de annesiyle birlikte çocuğum yattıktan sonra çantasına, ceplerine bakıyorum. İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey Maganda kültürü gibi bir şey gelişti. Bir atasözü vardır 'Kavak eken sopa biçer' biz kavak ekiyoruz. Bu kadar maganda kültürünün verildiği bir yerde yani bu kadar dizilerin olduğu bir yerde biz sopa biçiyoruz. Öte yandan internet kafeler anne babaların çocuklarını attıkları bir oyuncak odası gibi oldu. Yıkıcı, bölücü hareketlerin tamamı orada. Özellikle varoş bölgelerinde küçük çocuklara 'gelin, burada ödevlerinizi yapın' diyerek bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Maganda kültürü etkili Aile içi şiddetle çocuk şiddeti paralel gidiyor Bu olayın birkaç tane yönü var. Bir aile yönü, okul ve devlet yönü, toplumun kendi tarafı, basın ve çocuk var. Gerçekten aile yapımız değişmeye başladı. Çocuklardaki şiddetin artışıyla aile içi şiddetin artışı paralellik gösteriyor. Genellikle küçüklüklerinden itibaren şiddete uğrayan çocuklar, kendilerini korumak ve daha iyi hissetmek için saldırganla özdeşim yaparlar. Anne babalar o kadar da masum değil. Bazen aile her şeyin kaynağı olabilir. Bazı iyi aileler de, tırnak içinde söylediğimiz, çocuklarının kontrolünü kaybettiler. Onlarda 'kendine güvenen çocuk yetiştiriyoruz'la sınırsız ne yaptığını bilmeyen çocuk yetiştirme arasındaki çizgi gitti. Çocuğun odasına gizli gizli bakmakla ceplerini aramakla çözümlenecek bir şey değil. Bu aksine çocukların sizinle olan güven ilişkisini daha çok koparır. Son zamanlarda uyuşturucu çok artmaya başladı. Gençliğin özelliği bir yere ait olma isteğidir. Siz çocuğunuzu ailenize ait yapamazsanız o çocuk bir yerlere ait olacaktır. Bildiğimiz bir şey o ait olunan ikinci seçenekler olumsuz seçeneklerdir. Çete, tarikat, uygun olmayan siyasi eğilimlerdir, uyuşturucudur. Bizim aileyle ilgili olarak çok ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Çalışmaya doğum kontrolüyle başlamak lazım. Şiddete başvuranlar çok başarılı çocuklar değiller. Çünkü davranım bozukluğu olan çocuklar, okulda çok başarılı olamıyorlar. Aile yapıları bozuk. O başarısızlıkla aslında bağlantılı bir şey. Çünkü aile iyi ele alamamış. Çoğu başarısız olanlar Medyada "yanlış özdeşim modelleri" yüceltiliyor. Biz çocuklara Kurtlar Vadisi kadar cazip, iyi dizi veremiyoruz. Hem onları heyecanlandıracak, hem onların kahraman duygularını giderecek, hem maceralarını giderecek dizi veremezseniz o da onu seyreder. Yanlış özdeşimler var Yanlış arkadaşlık ve özenti Ekonomik ve sosyal nedenlerAile içi iletişim eksikliğiBoşanma, ölüm, geçimsizlik ve aile içi şiddetKazanç elde etmek için organize suç grupları ve ailelerin suça yönlendirilmesi Köyden kente göç ve kentlileşememe olgusuKurtlar Vadisi ve şiddet içeren benzer programlarÖğrenme problemi olan çocuklarDüşük motivasyonDüşük eğitim düzeyi, kültürel eksiklik Neden şiddete başvuruyorlar? Okulda şiddet nasıl çözülür?Öğrencilerin karıştığı suçlarUzmanlar şiddetin nedenlerini irdeliyorSaldırgan öğrencinin profili YARIN