GündemDünyaya iz bırakan seyahatler

Dünyaya iz bırakan seyahatler

07.04.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Charles Darwin’in Evrim Teorisi’ni buluşu, John Harrison’ın boylam arayışı, Kristof Kolomb’un Hindistan’a gitmek için çıktığı yolda Amerika’yı keşfine uzanan birçok tarihi öneme sahip seyahat bulunuyor. Peter Aughton’ın yeni kitabında anlattığı bu seyahatler, tüm gezginlere kılavuz niteliğinde

Dünyaya iz bırakan seyahatler

Tüm insanlığı ilgilendiren coğrafi keşifler ve bilimsel buluşlar, merak duygusuyla birlikte yapılan seyahatlerle gerçekleşti. Amerika’nın keşfinden Darwin’in gemiyle seyahatine kadar dünyaca önemli birçok seyahat var. Bu seyahatlerin öyküsü ise Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Peter Aughton’ın “Dünyanın Çehresini Değiştiren Seyahatler” isimli kitabında yer alıyor. Dünyaya iz bırakan seyahatlerden bazıları şöyle:

Haberin Devamı

Kolomb’un Amerika’yı keşfi

14 yaşında denize açılan Kolomb, Asya’ya, Marco Polo’nun gittiği yönün tersinde, batıya yelken açarak gidilebileceğinin ayırdındaydı. İspanya Kralı Fernando’dan destek alan Kolomb’a Nina, Pinta ve Santa Maria adında üç gemi verildi. Kolomb’un sancak gemisi Santa Maria’ydı. 1492’de İspanya’dan sefere çıkan filo, Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Sargasso Denizi’ne vardı. San Salvador Adası’na ulaşan filo, 28 Ekim’de Küba’ya ulaştı. Kolomb, Küba’yı “Bu zamana kadar gördüğüm en güzel ada” olarak tanımladı. Santa Maria, Küba’nın doğusunda karaya oturdu ve su almaya başladı.

Kolomb’un elinde en küçük gemi kaldı. Babeque Adası’nı keşfetmek üzere yola çıkan Pinta’nın kaptanı Alonso Pinzon, yolunu kaybettiğini söylese de Kolomb buna inanmadı. Çünkü her ikisi de adada altın olduğunu biliyordu. 6 Ocak’ta Pinzon’la Pinta’da bir araya gelen Kolomb, Samana Körfezi’ne ulaştı. 16 Ocak’ta Nina ve Pinta eve dönmek üzere Batı Hint Adaları’ndan ayrıldı. Batı Hint Adaları’na üç seyahat daha yapan Kolomb, 1498’de Trinidad’ı keşfetti. Orinoco Nehri’nin denize döküldüğü yerin yakınında Güney Amerika’ya ulaştı. 1502’de son seyahatinde Honduras sahillerine ulaştı. Panama’ya ilerledi fakat Hindistan’a bir geçit bulamadı. Kolomb, Kuzey Amerika’ya ayak basamasa da Batı Hint Adaları, Güney Amerika, Orta Amerika’yı keşfeden ilk Avrupalı oldu.

Haberin Devamı

Dünyaya iz bırakan seyahatler
Evrim Teorisi’ne giden yol

Doğabilimleri uzmanı Darwin, 20’li yaşlarda Beagle adlı gemisiyle dünyayı dolaştı. 1831’de gemi, Rio de Janeiro’ya, ardından Montevideo’ya uğradı. Darwin yeni hayat biçimleri bulmakla meşguldü. Patagonya açıklarında demirleyen gemi, Tierra del Fuego’ya doğru yol aldı. Seyahatin asıl amacı olan Horn Burnu çevresindeki ve Güney Amerika’nın hem Atlas Okyanusu hem de Büyük Okyanus kıyısındaki adalarının haritalarının çıkarılmasına başlandı.

Bitkiler ve hayvanlar üzerine çalışan Darwin, volkanik kaya oluşumları üzerinde çalışmaktaydı. And Dağları’nda yüksek rakımlı yerlerde bulduğu fosillerden çok etkilenmişti. Deniz canlılarına ait fosillerin denizden binlerce metre yukarıda nasıl ortaya çıktığını merak ediyordu. Beagle gemisi iki kez Falkland Adaları’nı ziyaret etti. Darwin, geminin 1834’te Patagonya ve Şili sahili boyunca ilerlemesi ve Valparaiso’da mola vermesiyle araştırmaları için numune topladı. Trochilus Gigas cinsi bir sinekkuşundan etkilenen Darwin, geminin Galapagos Adaları’na ulaşmasıyla uygun araştırma ortamına ulaştı. Darwin, adalarda yaşayan kaplumbağa, saka kuşu gibi canlıları inceleyerek aynı canlı türlerinin başka adalarda nasıl farklı biçimlerde olduklarını fark etti. Bu onu, türlerden her birinin çevresine uyum sağlayacak şekilde evrimden geçtiği düşüncesine götürdü. Buradan, doğal seçilim yoluyla türlerin evrimine doğru ilerledi. Darwin’in teorisine göre modern insanın atalarının maymunlar olduğuna kuşku yoktu.

Haberin Devamı

Harrison ve boylam arayışı

Boylam Kurulu, denizde boylamı uygun yöntemle bulabilen kişiye, 20 bin sterlinlik ödül vereceğini ilan etmişti. Ödülü kazanmak isteyen John Harrison, Londra’ya gitti ve sallanan pirinçten ağırlıkları ve zemberekleriyle bir işleyişle 4 kronometre geliştirdi. İlkini 1741’de Lizbon seyahatinde denedi. Dönüşte geminin seyir zabiti geminin 26 mil doğuda, Start Point’te olduğunu zannederken, Harrison’ın kronometresi Lizard Yarımadası’nın yerini doğru saptadığını gösteriyordu ancak ödül alamadı. Yine de kurul, Harrison’a ödenek ayırdı. Harrison, 1741’de 2. kronometresini geliştirse de bunu test edemedi. 3. kronometresini 1759’da, bir yıl sonra da 4. kronometresini tamamladı ve kurul, iki kronometreyi test etti. Harrison’un 4. kronometresi Jamaika’ya yapılan seferde 1 millik hata yaptı. 3 yıl sonra Barbados’a yapılan 2. yolculukta saat düzgün işlemedi fakat hata azdı. Harrison, 1765’te ödülün yarısını, 1773’te de diğer yarısını alabildi.

Haberin Devamı

Harrison’un 4. kronometresinin kopyasını Larcum Kendall, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için yaptı. Bulunduğu boylamları tespit edebilmesi yönüyle öne çıkan James Cook, ikinci seyahatine iki gemi ve iki gökbilimci ile başlarken, Kendall’ın kronometresini de yanında götürdü. Cook’un yanında ayrıca John Arnold’ın benzer hatlarla fakat farklı prensiplere göre yaptığı bir kronometre vardı. Cook, Ümit Burnu’na vardığında, ikisinin de zamanı mükemmel gösterdiklerini fark etti. O zamandan beri gemi kronometresi denizde boylamı tespitte basit yöntem oldu.

Haberin Devamı

Dünyaya iz bırakan seyahatler

Deniz altındaki seyahatler

Deniz altında seyahatin nedenleri askeriydi. Savaşta denizaltı kullanmada ilk girişim 1776’da oldu. Amerikalı mucit David Bushnell, suya dalabilen bir tekne geliştirdi ve bunu İngiliz savaş gemisi Eagle’ı batırmak için kullandı. Gemisi Turtle (Kaplumbağa) adını aldığı canlının görünümündeydi. Bu gemiyle amacına ulaşamadı. Ancak bu girişimi son olmadı. 1800’de Robert Fulton, sualtından gidecek şekilde tasarlanmış, 6 metre uzunluğunda, demirle kaplanmış bir araç inşa etti. Prototipi sorun çıkardığı için başarılı olmadı. I. Dünya Savaşı’nda denizaltı kendini gösterdi. Almanlar, çok etkin denizaltılar olan U-boat’larını suya indirdi ve İtilaf Devletleri’nin deniz trafiğini altüst etti. II. Dünya Savaşı’nda da Kuzey Atlantik Muharebesi’nde benzer durum oldu. Almanlar savaşın başlarında müttefiklerin ticari gemilerini, batırabiliyordu. Müttefikler, Alman denizaltılarını tespit etmek için uçakları kullandı. Savaşın ardından denizaltı, bir keşif taşıtı oldu. ABD nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar geliştirdi. 1954’te Nautilus denizaltısı suya indirildi. Nautilus, 1958’de Hawaii’de Pearl Harbour limanından demir aldı ve 3 Ağustos’ta Kuzey Kutbu’na vardı. Nautilus, yolculuğuna Atlas Okyanusu’nda devam etti. Deniz altında 1830 mil yol alarak, Maine’deki Portsmouth Limanı’na vardı. 21. yüzyılda uzaktan kumanda edilebilen bir batiskaf, Mariana Çukuru’nda 11 bin metrelik rekor derinliğe ulaştı ve numuneler topladı. Buradaki tek hücreli organizmalar ABD’de incelendi ve numuneler, yaşamın kökenlerine ışık tuttu.

Dünyaya iz bırakan seyahatler