11.08.2017 - 14:29 | Son Güncellenme:
AA
Pazarcık ilçesi Kelibişler Mahallesi yakınındaki höyükte, Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin tarafından 2013'te Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü koordinesinde başlatılan, 2015'ten bu yana da Bakanlar Kurulu kararıyla yürütülen kazı çalışmalarına devam ediliyor.
Tekin başkanlığındaki çalışmalara, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversite öğrencileri de katılıyor.
1996 yılında İngiliz-Amerikan ortak projesi olarak başlanan, 2013'te de Türk bilim insanlarınca devam ettirilen çalışmalarda önemli arkeolojik buluntulara ulaşıldı.
Kazı Başkanı Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Domuztepe Höyüğü'nde bulunan çanak çömleğin en ilginç tarafının üzerinde çeşitli kümülatif motiflerle Yakındoğu arkeolojisinde yaşam veya hayat ağacı olarak bilinen bir ağacın bulunması olduğunu söyledi.
Ağaç figürlerinin önemine dikkati çeken Tekin, "Zaman içerisinde Hristiyan dünyasında Noel ağacı şekline dönüşen bu ağacın kökeni aslında burası, yani Mezopotamya. Bunun bugün için bilinen en erken örneği Domuztepe'de bulunuyor." dedi.
VAZO VE ÇÖMLEKLER ÜZERİNDE ÇAM AĞAÇLARI
Domuztepe'de bazı vazo ve çömleklerin üzerinde çam ağacı figürleri gördüklerini dile getiren Tekin, bunun, sıradan bir ağaç olarak değil, çok özel bir ağaç olarak, özellikle de inanç sistemi, ölü gömme geleneğiyle bağlantılı olarak ele geçtiği için çok dikkat çekici ve önemli olduğunu vurguladı.
Gelecekte bunun hakkında çok daha ayrıntılı bilgilere ulaşıp kamuoyunu bu konuda bilgilendireceklerini ifade eden Tekin, şunları kaydetti:
"Sözünü ettiğimiz dönem, milattan önce 7 binlerden bahsediyoruz. Oldukça eski bir dönemden bahsediyoruz. Yakındoğu'da bu ağaç kültürünün ya da inanç sisteminin bilinen en erken örneği burasıdır. Farklı yollarla Domuztepe'den yayıldığını düşünüyoruz. Burada en eski örnek var. Buradan güneye, Basra'ya doğru inmiş, oradan Sümer uygarlığının önemli bir unsuru olmuş. Daha sonra Sümerlerle beraber Akatlar, milattan önce 3 binin sonlarında Hititlerde 'eya ağacı' olarak bildiğimiz yazılı belgelerde de geçiyor, benzer bir ağaç var. Bu ağaç yaşamı sembolize ettiği için çam ağacı... Çünkü hiçbir zaman ölmeyen bir ağaç. Bizim burada bulduklarımız da diken diken, telli yaprağı olan bir ağaç. O yüzden de yaşamın sembolü olduğunu düşünüyoruz."
Hristiyan dünyasına ilişkin yaptığı araştırmaya göre bu ağacın 1504'ten daha öncesine dair hiçbir iz olmadığını ifade eden Tekin, başlangıçta Hristiyan kültüründe böyle bir şey bulunmadığını söyledi.
"DÜNYANIN EN ESKİ NOEL AĞACI DİYEBİLİRİZ"
Ağacın Noel ağacına dönüşünü anlatan Tekin, şöyle devam etti: "Ne zaman ki Marko Polo, Asya'ya geliyor. Burada pek çok unsuru alıp götürdüğü gibi muhtemelen bu ağaç kültürünü de alıp batı dünyasıyla tanıştırıyor. Orada da zaten bir anda çıkmıyor. 19. yüzyılın sonuna doğru Amerika Birleşik Devletlerine göçen Hollandalılar, Pagan diniyle bağdaştırarak bunu bir şekilde Hristiyan inanç sisteminin içerisine dahil ediyorlar. Sonrasında da ABD'de ticari bir unsura dönüşen Noel ağacı, 20. yüzyılın önemli bir unsuru haline geliyor. Burada parçalarını bulduğumuz bu çam figürlerine de dünyanın en eski Noel ağacı diyebiliriz."
Tekin, kazıda bulunan figürlerin büyük parçasının kendilerinden önce bulunduğunu belirterek, şimdi de daha küçük parçalarda "Noel ağacı figürleri"ne ulaştıklarını kaydetti.