25.06.2022 - 10:38 | Son Güncellenme:
Son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkileriyle görülen ani lokal ve şiddetli yağışlar, can ve mal kayıpları ile altyapı ve üstyapıda hasarların oluştuğu sel ve heyelanlara neden olan Doğu Karadeniz'de, düşen yağışların yüzeysel akışa geçmesini önleyen model olarak bilinen 'sünger şehir' uygulamasına geçilmesi önerildi.
Gümüşhane Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü araştırma görevlisi Fatih Işık, ülkede ekstrem hava olayları yaşandığını belirterek, "Bu durumlar geçmiş yıllarda oluyordu. Son yıllarda daha şiddetli görüyoruz. İklim uzun süreli hava olaylarının ortalamasıdır. Ortalamanın üzerinde veya üzerinde meydana gelen hava olaylarında bir değişiklik olursa iklim değişikliği olarak karşımıza çıkmaktadır. İklim değişikliği yaklaşık 150 bin yılda bir derece artıyor veya azalıyordu. 150 bin yıllık bir değişimi; biz artık günümüzde 150 yılda görmeye başladık. Bu nedenle ekstrem durumları daha sık görmeye başladık” diye konuştu.
'YAĞIŞLAR ARTIYOR'
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yağışların arttığını belirten Işık, "Bu durumu ise dünya üzerindeki ısının artmasına bağlıyoruz. Gün içerisinde yeryüzü çok fazla ısınmaktadır. Isınan hava haliyle aniden yükselerek yağışları artırmaktadır. Bu durumu en fazla Doğu Karadeniz Bölgesi'nde görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Gümüşhane’de metrekareye 26,8 kilogram yağış miktarı düştüğü ölçüldü. Bir haftada ise metre kareye 45 kilogram yağış miktarı düştü. Bu durum afetlere yol açabilir. Artan bu ekstrem hava olayları beraberinde bir dizi doğa olaylarını meydana getirmektedir. Artan yağış miktarıyla birlikte yüzeysel sellenme meydan geliyor. Hızlı bir şekilde yağan yağmur emilemiyor, emilemediği içinde hemen yüzeysel akışa geçiyor. Yüzeysel akışla birlikte vadilere akıyor. Vadilerle birlikte dere yataklarına ulaşmaya çalışıyor. Dereye yataklarına giderken de etrafında bulunan taş, kaya, çakıl gibi unsurları bünyesine alarak aşağı doğru iniyor. İnerken de küçük menfez kanallarında veya mazgalların olduğu kısımlara taşları taşıyarak tıkanmalara neden oluyor. Tıkandığı içinde su geri basıyor. Yani su dere yatağına inmeden geri basıyor. Yolun kenarlarında çukur alanlarında birikerek göllere sebep oluyor. Bu durumda insanlar açısında tehlike arz ediyor" dedi.
‘SUYU EMEBİLEN ASFATLAR YAPILMALIDIR’
Afetlerin sonu gelmeyeceğini ve devam edeceğinin görüldüğünü söyleyen Işık, "Gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Yüzeysel sellenmeyle birlikte gelen malzemenin miktarı da artıyor. Gelen malzemelerin miktarı arttıkça da mazgallar dolmaya başlıyor. Haliyle tıkanmalar, göllenmeler ve sellenmeler fazlasıyla yaşanıyor. Bu afetlere karşı önemler alınmalıdır. Mazgalların sayılarının artırılması gerekiyor. Tokyo şehrinin yaptığı örnek bir uygulama var. Aralarını 1 metre mesafe ile mazgal sayılarını artırıyorlar. Bu mazgalların su tahliyesi çok hendeklerle birlikte taşıması yapılıyor. Sünger şehir modeli ile düşen yağış yüzeysel akışa geçmeden toprağın içine sızacak. Toprağın içine sızdıktan sonra hem yeraltı suyunu besleyecek hem de tüneller vasıtasıyla bölgeden uzaklaşacak. Suyu emebilen asfaltlar yollar ve otoparkların da kurulması çok önemli" diye konuştu.