31.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Açıkhava bu gece çocukluğumuzdan kalan solmuş siyah beyaz fotoğraflardaki yazlık sinemalar gibiydi. Plak şirketinin "East 2 West" konseptinden yola çıkarak düzenlenen Most Açıkhava Konserleri kapsamında saatler 21.15'i gösterirken ilk sahne alan Orient Expressions oldu. 5 parça çalan ekibe sırasıyla birer şarkıda Adile Yadırgı, Aynur Doğan ve Sabahat Akkiraz eşlik etti. Elektro dans ritimleri ile doğulu seslerin yan yana getirildiği performansın bitimine doğru, Baba Zula elemanları sahneye sessizce sızarak, devir teslim işlemini yumuşak bir miksle yaptı. Hafta sonları tatilin tercih edildiği zamanlar için 29 Temmuz Cuma akşamı Açıkhava'da, hatırı sayılır bir kalabalık vardı; boş yer yok denecek kadar azdı. Çünkü oraya gelenlere Doublemoon sanatçıları ev sahipliğinde, bol ve ünlü konuklu 'şenlikli' bir gece vaat edilmişti. Onlara Alman Einstürzende Neubauten topluluğundan Alexander Hacke eşlik etti; krem takım elbiseli ikinci lig 'international playboyu' imajlı basçının tek faulü çıplak ayaklarıydı. Murat ve Okan ise, Anabela Pasajı'nın bodrum katından alınmış ikinci el kiç giysilerle geceye 'renk' katıyorlardı. 'Çöl Aslanları'nın ardından, Murat'ın ahenksiz vokal doğaçlamaları yaptığı 'Babamız Bizi Sevmedi'yi çaldılar. 'Tilki Dansı'na yanar döner ışıklı giysileriyle dansözleri, sonrakilere Mehmet 'Özgür Ruh' Güreli ile eller, ayaklar ve belden arkadaki oynatıcısına monte edilmiş bir kukla dansöz eşlik etti. Son olarak çaldıkları 'Zaniye Oyun Havası'nda Murat, yeni oyuncağı theremin ile elleşti. Ardından 5 kişilik orkestrası ile Hüsnü Şenlendirici geldi. 20 gün içinde çıkacak yeni albümünden parçalar seslendiren klarnetçi, elektro bağlamacısının "Al Di Meola teknikli" güzel solosunun ardından 'Leylim Ley' ile zamanın azlığından yakındığı gecenin ilk perdesini kapadı. Verilen kısa arayla birlikte konser öncesi dev ekranda izlettirilen reklamlar yeniden boy gösterdi, alaska-frigolar ve patlamış mısırlar satıldı, çocuklar tuvalete götürüldü, sosisliler yendi, çekirdekler çitlendi; klasik bir halka açık Gülhane konserinin, ya da yazlık sinema gecelerinin tüm ritüelleri yerine getirildi. Ne zaman ki, İlhan Erşahin'in kalk borusu meydanda çınladı; işte o zaman yeniden nizami düzene geçildi. İlhan ve triosu, tamamı doğaçlamadan oluşan güzel bir 25 dakikayı, klavyesinden çıkardığı dub tınıları ve kısa bir Orhan Gencebay ses sampleri ile taçlandırdı. Derken gecenin assolisti Mercan Dede arzı endam etti. Klasik elektronik oyun havası ritimlerinden, vurmalılardan, klarnetten ve neyden oluşan Doğu-Batı karışımından oluşan performansa, Sabahat Akkiraz ile kısa iki acapella ve bir şarkıyla Ceza katkıda bulundu. Kukla dansöz eşlik etti Gece boyunca sahnenin ücra köşesinde konuşlanan Ceren, laptop'undan sahne gerisindeki dev iki perdeye yansıyan siyah beyaz kontrast kompozisyonlu, doğaçlama dijital desenleri ile dikkat çekti. Alman dışavurumcularının gravür tadında, Fikret Mualla ile Abidin Dino, biraz da Leman karikatürcüleri arasından salınan çizimlerde, sıklıkla ritim öğelerinin ardına sığındı; 'gereksiz taramalardan kaçın' sözüyle tarihe geçen rahmetli Oğuz Aral'ı şükranla andırdı. Bitirirken Doublemoon sanatçıları, eski Direklerarasında Karagöz perdesini aratmayan, kimin girdiği kimin çıktığı belli olmayan sahnede, Baba Zula'nın 'bazılarınca sakıncalı, ama kendilerince birleştirici' bulduğu 'İstanbul Çocukları' eşliğinde All-Star yaptılar. Beklenen 'abe dale dasdale, dale, dale don dale' miksi için umut verdiler. Oğuz Aral'ı andırdı