28.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR Ankara
Devrimci 78’ler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Yılmaz Cerek, 12 Eylül döneminin, Diyarbakır Cezaevi gibi olumsuz uygulamalara sahne olan Mamak Askeri Cezaevi Müdürü emekli Albay Raci Tetik hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Cerek, savcılara yardımcı olmak için 31 yıldır nerede oturduğu saklanan Tetik’in adresini de suç duyurusu dilekçesinde yazdı. Cerek, Tetik’in, dayaktan öldürülen İlhan Erdost’un yanısıra; bakımsızlık, ağır işkence, hapishane koşulları nedeniyle hastalanarak ölen pek çok insanın ölümünden sorumlu olduğunu belirterek, “işkence ve kötü muamelede bulunmak, tehdit, cinayet ve görevi kötüye kullanmak” suçlarından yargılanmasını istedi. Cerek, işkenceleri şöyle anlattı:
‘Kafese sokulduk’
- 1981’de Mamak Askeri Cezaevi’ne getirildim. Hayvanat bahçesinde yırtıcı hayvanların konulduğu bir kafese sokuldum.
- İlk gelenler kafeste 3, 4 gün bekletilirdi. Bu bekleme esnasında dayak ve küfürle askeri talim gördüm. Yemek yemek, su içmek, oturmak, ayağa kalkmak, uyumak ve uyanmak emir ve komuta içinde yapılırdı.
- Askerler copları kafes demirlerine vurarak, ürkütücü bir atmosfer yaratırlardı.
- Konuşmak, tuvalete gitmek yasaktı. Altına kaçıran bayıltılıncaya kadar coplanırdı.
- Traş makinası ile batıra batıra saçlarım kesildi. Kafam yara bere içinde kaldı.
- A blok zemin 1-2-3 denilen koğuşa tekme tokat atıldım. Sayım sırasında tahta copla dövüldüm.
- Sabah 05.30’dan akşam 20.30’a kadar sürekli askeri eğitim vardı. Havalandırma günlük yarım saatti. Yan yana dolaşmak, konuşmak, başını kaldırmak yasaktı. Askerler, birini seçer, ona İstiklal Marşı’nın belli bir kıtasını okumasını söyler, 5 yerine 6. kıtayı okuyan bayıltılıncaya kadar dövülürdü. Bir devletin İstiklal Marşı’nı kendi vatandaşlarına işkence aracı olarak kullanması en utanılacak insanlık halidir ama Albay Tetik bunu da yapmıştır.
- Banyo ayda bir ve toplucaydı. Çoğunlukla soğuk suyla banyo yaptırılırdık ve daha 5 dakika bile dolmadan sabunlu kalarak, banyodan çıkarılırdık. Her gidiş geliş coplar ve küfürler eşliğinde olurdu.
- Coplanma mahkemeye çıktığımızda da uygulanırdı. Mahkemede durumu söyleme cesareti gösteren bir arkadaşa mahkeme başkanı ‘ne bekliyordunuz, ülkede darbe olmuş aslanım darbe’ diye çıkışmıştı.
- Görüşe götürülürken, getirilirken dayak yiyorduk. 1 ya da 2 dakika görüşmemize izin veriliyor ve görüşmecimizle konuşurken de arkamızdan sürekli coplanıyorduk. Görüşmecilerimize ‘gelmeyin’ diyorduk. Uzun süre görüşü gelmeyenlere de dayak atılıyordu.
Hücre uygulaması
- Akşam sayımında komutanın keyfine göre seçilen kişiler bir ya da iki gün kapısı penceresi olmayan aynen kafesteki gibi uygulamalar yaptıkları hücreye atılırdı.
- Bu hücreye atılma işi her tutuklu için 2 ya da 3 ayda bir mutlaka uygulanırdı. Hücrede tıpkı kafesteki gibi coplarla dayak atılır ve tutuklular hiç uyutulmadan askeri marşlar söyletilerek, askerlerin çıkardığı hayvani sesler altında bir ya da iki gece tutulurdu.
- Mamak Cezaevi’ne girdiğim günden çıkana kadar düzenli işkenceye, kötü muameleye ve baskılara maruz kaldım. Fiziki ve psikolojik travmalar yaşadım.