09.06.2017 - 19:05 | Son Güncellenme:
DHA
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstanbul İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, tutuksuz sanıklar eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler katıldı. Duruşmada, sanık Engin Dinç'in avukatı söz alarak müvekkili hakkında yayımlanan haberlere değinerek müvekkilinin Yasin Hayal'i azmettirmesinin mümkün olmadığını belirtti.
"DİNK DAVASI TÜRKİYE'NİN NAMUS DAVASIDIR"
Daha sonra gazeteci Nedim Şener tanık olarak ifade verdi. Şener, "Benim için en önemli olaylardan biri burada tanık olmak. İlahi adaletin tecelli ettiği bir an. Sadece ve sadece Hrant Dink cinayetini araştırdığım için Ergenekon üyeliğinden tutuklanmıştım" dedi. Nedim Şener, "Türkiye Cumhuriyeti'nde bir çok siyasi dava görülmüştür; ama bugüne kadar böyle bir mahkeme kurulmamıştır. Devletin tüm kurumlarını içine alan jandarmasından, polisine, gazetecisine bir şekilde bu işe bulaşmış kişiler yargılanıyor. Hrant Dink davası, Türkiye'nin namus davasıdır. Eğer Türkiye bu davayı çözmezse soykırımın altında kalır" diye konuştu.
"ALİ FUAT YILMAZER HAKKIMDA ŞİKAYETÇİ OLDU"
Hrant Dink'in hedef gösterilmesiyle ilgili süreci anlatan Şener, "Emniyet, Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisine sahipti. F4 raporunu dava dosyasında görüp yayınladım. Hakkımda Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Faruk Sarı ve Muhittin Zenit şikayetçi oldular. Bu raporu nereden buldum diye 32,5 yılla yargılanan bir adam oldum. Dink avukatları yıllarca mahkemelerde olay yeri kameralarından kişileri gösterdi; ama o günkü hakimler, polisler hiç uğraşmadı. Ama sonra baktık ki jandarma o kişiler istihbarat elemanlarıymış. Devlet içindeki sinsi yapılanmaları sürseydi bu dava bu aşamaya gelmezdi. Bu operasyonun siyasi ayakları Abdülkadir Aksu ve Beşir Atalay'dır" şeklinde konuştu.
MAHKEME BAŞKANI UYARDI
Daha sonra Şener'e soru sormak üzere sanık Ali Fuat Yılmazer söz aldı. Yılmazer, Nedim Şener'in söylediklerini redderek yönlendirilmiş bir gazeteci olduğunu belirtti. Yılmazer, "Gazetecilik adı altında yargıya müdahale ediyor, algı oluşturuyor" dedi. Şener de "Ben gerçekleri söyledim" diye konuştu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan, "Kişisel tartışma yapmayın, burası aranızdaki meselenin çözüleceği ortam değil" uyarısında bulundu. Sözlerine devam eden Yılmazer, "Şu devlette benim örgütçülüğüm hakkımda bir tek belge yok. Bylock yok, hiçbir şey yok. Elbet bu söylenenler bir yerden çıkacak" demesi üzerine Şener, "Başkanım görüyorsunuz beni tehdit ediyor. Ne yapacaklarsa yapsınlar" dedi. Yılmazer de "Ben kimseyi tehdit etmiyorum. Ben ancak gerçeklerle tehdit ederim" diye konuştu. Sanık Ramazan Akyürek de 2,5 yıldır tutuklu bulunduğunu belirterek Nedim Şener'in İstanbul'daki kaynaklarından aldığı bilgilerle kitap hazırladığını belirterek aleyhindeki beyanlarına itiraz etti. Daha sonra sanık Celalettin Cerrah da Ramazan Akyürek'in yalan söylediğini belirterek "Dink'in failini 36 saatte yakaladığım için takdir bekledim. Maalesef 11 yıldır yargılanıyorum. Ve bu tip arkadaşların yalanlarıyla karşı karşıyayız. Allah'a havale ediyorum" dedi.
BİR SANIK HAKKINDA YAKALAMA
Mahkeme Başkanı, sanıkların beyanlarının ardından duruşmanın bittiğini belirtti. Başkan Horasan, sanıklardan o dönem C Şubede komiser olan Hamdi Egbatan'ın telefonunda Bylock tespit edildiği için hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldığını belirtti. Başkan, Dink cinayetinde jandarma görevlilerinin yer aldığı üçüncü iddianamenin gelecek celse okunmasının başlanacağını da belirterek tanıkların dinlenmesine de ara verileceğini ifade etti. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar heyet, duruşmayı 3-4-6-7 Temmuz tarihine bıraktı.