18.09.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ / İstanbul - Genç kadının annesi Sedya Süme, kızının ölümün üzerinden 42 gün geçtiğini ancak henüz Adli Tıp raporunun çıkmadığını belirterek şunları anlattı: “
Öldüğü gün kızımla konuştum, herhangi bir sıkıntısı yoktu. Köye gelen çerçiden koltuk örtüsü aldığını söylüyordu, bu konuşma sabah 10.30 gibi gerçekleşti, saat 11.00’da kızımın intihar ettiği söyleniyor. Köylüler, kızımın halı örtüsü aldığı için kaynanasının sinirlendiğini ve bu nedenle oğluna şikayet ettiğini söylediler. Kayınvalide ve elti, kocasını ‘Köye gelen satıcılarla samimi’ diyerek kışkırtmışlar. Eşi de kızımın boyuna yumruk atıyor ve kızım bayılıyor. Sonra üzerine su dökmüşler ancak ayılmamış. Daha sonra kıyafetlerini değiştirip hastaneye götürmüşler. Kızımla aynı köydeyiz ancak ben kızımın öldüğünü saatler sonra öğrendim ve başta bana ‘kızın boğazı ağrıyordu ondan öldü’ dediler. Sonradan intihar ettiğini söylediler. Biz gariban bir aileyiz, ne bir avukat tutacak paramız var ne de bize yardım eden. Bu aile bu ölümün üstü kapatmak istiyor, iki avukat tutmuşlar. Ben de kızımın ölümünün aydınlatılması için avukat desteği bekliyorum.”
Süme ayrıca kızının yakın hastane yerine uzak hastaneye götürüldüğünü söyledi.
'ÜÇ HARFLİLER YÜZÜNDEN'
Genç kadının kayınpederi Canip Yıldırım ise iddialara “Başta ‘intihar’ demedik çünkü, ailenin tepkisinde korktuk, gelip saldırılar diye. Yakın hastaneye de ondan götürmedik, gelip tepki gösteriler diye uzak hastaneye götürdük” diye yanıt verdi.
İlhan Yıldırım da “Eşimin psikolojik sorunları vardı ama hastaneye gitmeyi kabul etmiyordu. Bir de eşime annesi muska yaptı, üç harfleri musallat etti, eşim bu üç harfliler yüzünden de intihar etmiş olabilir. Yakın hastaneye ile uzak hastane dedikleri hastane arasında da 10 dakika mesafe var. Diğer hastaneyi tercih etme nedenim daha donanımlı olması” diye konuştu.