19.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Türker Karapınar - ANKARA
Alınan bilgilere göre, katliam şu şekilde organize edildi:
Hakkında yakalama kararı bulunan Vahit Ayçil, terör örgütü PKK/KCK’dan aldığı talimatlar doğrultusunda bombayı Şanlıurfa’da sakladı. Ayçil’in kardeşi Uğur Ayçil de, Baran Ergün ve Hüsamettin Batar ile birlikte kaldıkları evde, canlı bomba Seher Çağla Demir’i 21 Şubat 2016’dan sonra bir süre sakladı. Vahit Ayçil, bombalama eyleminde kullanılan 34 HGH 44 plakalı aracı 24 Şubat’ta Şanlıurfa’da bir galeriden Mehmet Veysi Dolaşan’la birlikte 12 bin TL’si peşin, 18 bin 250 bin TL’ye haricen satın aldı.
Viranşehir’den geldi
25 Şubat 2016’da Uğur Ayçil, abisi Vahit Ayçil’e, onun adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesi ile silahı bir poşet içinde teslim etti. Uğur Ayçil, daha önce sakladığı yerden patlayıcı maddeyi alıp, Doğanay ile birlikte Urfa DSİ kanalı yakınındaki boş bir araziye gömdü. Aynı gün Vahit Ayçil de, canlı bomba Seher Çağla Demir’i, Dolaşan’ın ara ara kullandığı eve getirip bıraktı. Vahit Ayçil, aynı gün araçla bombalama eylemine ilişkin planlamayı yapmak üzere Ankara’ya hareket etti. Ankara’da Gaziosmanpaşa Mahallesi Akhisar sokaktaki daireyi 6 ay süre ile 27 Şubat’ta kiralayan Vahit Ayçil, 1 Mart’ta kira sözleşmesini bizzat imzaladı.
Biletleri Dolaşan aldı
28 Şubat’ta Dolaşan’ı telefonla arayan Vahit Ayçil, “Gelebilirsin” dedi. Ayçil, İbrahim Halil Demirer’e 85 lira verip, Burcu Akgün veya Akgül adına Ankara’ya saat 20.00 için otobüs bileti almasını istedi. Bunun üzerine Dolaşan, Demir’i otobüsle Ankara’ya gönderdi. Demir’i Ankara’da Ayçil karşıladı. Birlikte Ayçil’in arkadaşı Özgür Ünsal’ın evine gittiler. Burada bir gece kaldıktan sonra kiraladıkları eve geçtiler. Ayçil, eylemi gerçekleştirmek için Ankara’da gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra 10 Mart 2016’da Dolaşan’ı WhatsApp’tan arayarak, “Artık gelebilirsin” dedi.
Dolaşan, Demirer’i arayarak ondan yine Ankara için bilet almasını istedi. Patlayıcı maddeyi gömdüğü yere giderek oradan çantayı çıkardı ve yalnız yaşadığı eve getirdi. Burada çantayı temizleyen Dolaşan, Demirer ile birlikte çantaya kitap ve havlu koydu. Kıyafetlerinin bulunduğu bir valiz hazırlayan Dolaşan ve Demir, çantalarla otogara gitti. Dolaşan, daha önce Ayçil’den aldığı talimat uyarınca cep telefonunu Demirer’e bırakarak, Ankara’ya hareket etti.
Dolaşan, Ankara’ya yaklaştığında otobüste yanında oturan yolcunun telefonundan Ayçil’i arayarak, geleceği zamanı bildirdi. Dolaşan’ı AŞTİ’de Ayçil ve Demir karşıladı. Üçü birlikte AŞTİ yakınında bir çay ocağında çay içti ve bu arada yanıltmak amacıyla Urfa’ya 16.30 otobüsüne iki dönüş bileti aldılar. Ayçil, başka bir otobüsle Urfa’ya dönmesi için bir akaryakıt istasyonunda Dolaşan’ı araçtan indirdi. Dolaşan, minibüsle AŞTİ’ye geldi ve saat 11.00’de otobüse binerek, Urfa’ya geri döndü. Bu şekilde Ankara’ya getirilen ve arabaya yüklenen patlayıcı, 13 Mart 2016’da patlatıldı.
‘Haberi olmayabilir’
Demir ile birlikte hayatını kaybeden Ünsal’ın uyuşturucu kaydı bulunduğu, paraya ve lüks arabalara meraklı olduğu ortaya çıktı. Ayçil ve Demir, polis kontrollerinde dikkat çekmemek için arabayı Ünsal’a kullandırdı. Saldırıda, Demir ve Ünsal hayatını kaybederken, Ayçil ise kaçtı. Polis, Ünsal’ın saldırıdan haberdar olmadığı kanaatini taşıyor. Ayçil’in kardeşi Uğur Ayçil de, ifadesinde, Ünsal’ı sessiz, sakin ve sıradan bir kişi olarak tanıdığını söyledi. Ancak savcılığın tutuklamaya sevk evrakında, eylemin, “canlı bomba olduğu değerlendirilen 2 kişi hariç” 35 kişinin ölümüyle sonuçlandığı vurgusu yapması dikkati çekti.
Ayçil ve Demir’in, şüphe çekmemek ve kamufle olmak için Ünsal’ı yanlarında bulundurmuş olabileceği belirtildi. Saldırıyı üstlenen TAK da saldırıyı Demir ve ona bağlı birimin gerçekleştirdiğini açıklamıştı.