16.05.2019 - 13:55 | Son Güncellenme:
AA-İHA
İzmir'in Soğukkuyu Mahallesi'nde önceki gün meydana gelen olayda, çocuklarınınsiyanür kullanarak hazırladığı sıvıyı "değişik bir şerbet yaptım bir tadın" telkiniyle içmelerinin ardından yaşamını yitiren anne Fatma (39) ve baba Mehmet Kalkan'ın (46) cenazeleri, Yozgat'ın Yerköy ilçesine getirildi. Molla Hüsrev Camisi'nde öğle vakti düzenlenen cenaze töreninde, çiftin diğer oğlu Mehmet Taha Kalkan ve yakınları taziyeleri kabul etti. Kılınan cenaze namazının ardından çiftin naaşları, Akçakoyunlu köyü mezarlığına defnedildi. Törene çiftin yakınları ve Yerköy Belediye Başkanı Ferhat Yılmaz ile vatandaşlar katıldı.
KARDEŞİ SON ANDA KABUL ETMEDİ
İddiaya göre, Soğukkuyu Mahallesi'nde bir apartmanda yaşayan Dokuz Eylül Üniversitesi Kimya Bölümü öğrencisi Mahmut Can Kalkan, internetten siparişle aldığı potasyum siyanürü "yeni bir şerbet yaptım bir tadın" diyerek anne ve babasına içirmiş, 16 yaşındaki Mehmet Taha ise ağabeyinin kendisine içirmek istediği sıvıyı anne ve babasının fenalaştığını görünce kabul etmemişti.
Bu sırada Mahmut Can Kalkan'ın, zorla içirmeye çalıştığı sıvı kardeşinin üzerine dökülmüş, evdeki 4 yaşındaki bir diğer kardeşi Emir Can Kalkan da siyanürden etkilenmişti. Aile üyelerinden İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan baba Mehmet Kalkan ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan anne Fatma Kalkan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Fakültedeki anorganik kimya laboratuvarında siyanür zehirlenmesiyle ilgili konuşan Karabakan, “Siyanür, yaygın olarak iki şekilde bulunur. Siyanür asidi şeklinde veya metallerle oluşturduğu tuzlar şeklinde oluşur. Siyanür, kandaki hemoglobine oksijene göre bin kat daha hızlı bir şekilde bağlandığı için vücuda alındığı zaman hemoglobine bağlanır, oksijeni oradan atar ve oksijen taşınımını azaltır. Beyine giden oksijen miktarını azaltarak metabolizmayı olumsuz yönde etkiler ve zehirlenmelere yol açar. Ya da enzimlerdeki metallere bağlanır, bu da metabolizmayı olumsuz yönde etkiler” dedi.
'OKSİJEN TAŞINIMI AZALTIR'
Siyanür zehirlenmesinin nasıl anlaşılacağını açıklayan Prof. Dr. Karabakan, “Siyanürü biz kimyacılar olarak genellikle kimyasal reaksiyonlarda ya da ürün sentezi yaparken kullanıyoruz. Yani kimyasal sentezde daha çok kullanıyoruz. Siyanürü ısıtma şeklinde kullanırsak mutlaka çeker ocak kullanmamız gerekiyor. Buharlaşma sırasında serbest hale geçen siyanürü bu yolla solumuyoruz ve çeker ocakla uzaklaştırıyoruz. Siyanür vücuda girdikten sonra hemoglobine de bağlanır ve oksijen taşınımı azalır. Beyine giden oksijen miktarının azalmasıyla birlikte mide bulantısı başlar. Daha sonra halsizlik ve şuur kaybı gözlemlenir, en son yön kaybıyla kendini gösterir” ifadelerini kullandı.
'10-20 DAKİKA ARASINDA...'
Siyanür zehirlenmesinde maruz kalınan doz ve sürenin etkilerinden de bahseden Karabakan, zehirlenmenin ölümle sonuçlanacağını söyledi. Karabakan, “Siyanüre maruz kalınan doza göre bu süre değişiklik gösterir. Tam belirli bir dozu yoktur. Az miktarda alırsanız uzun sürede etkisini görürsünüz. Tabii o zaman uzun süre maruz kalmanız gerekiyor. Miktarı çok fazlaysa kısa sürede zehirlenmelere yol açabilir. Maruz kaldığınız zaman ortamdaki siyanür miktarına göre ya da oksijen miktarına göre değişebiliyor. Zehirlenme çok uzun sürede olur. Siyanürün önce vücuda girmesi lazım, sonra kana karışması lazım, oradan da hemoglobine bağlanarak oksijen taşınımını azaltabilmesi için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Karbonmonoksit zehirlenmesi gibi yavaş yavaş 10 ile 20 dakika arasında zehirlenme ve ölüme kadar gitme süreci olabilir. Hatta ortamda maruz kalınan siyanür miktarı azsa bu süre 30 dakikalara kadar çıkabilir” şeklinde konuştu.
'SATIŞI KONTROLLÜ OLMALI'
İnternet üzerinden satılan kimyasal maddelerin kurumlarca denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Karabakan, satışı gerçekleştiren firmanın alıcıyı bilmesi, kimyasal maddenin ne amaçla kullanılacağına dair fikir sahibi olması gerektiğinin altını çizdi. İnternet üzerinden satış yapan sitelerde siyanürün kolaylıkla ve ucuza satılması üzerine konuşan Karabakan, “İnternette satılan siyanür satışları hiçbir zaman normal değil. Siyanür oldukça zehirli bir malzemedir. İnsanların metabolizmasını ve hayatını olumsuz yönde etkilediği için bu satışların mutlaka kontrolü yapılması gerekmektedir. Yani bu tür maddelerin internette kesinlikle satışının yapılmaması lazım. Hatta kimyasal madde satışı yapan firmaların da bu maddeyi herkese vermemesi gerekiyor. Satışı gerçekleştiren firmaların satışı yaparken ürünü nereye sattığını, kime sattığını ve ne amaçla kullanılacağını mutlaka bilmesi gerekiyor. Nasıl ki biz üniversitelerimize asitik anhidrit gibi bir malzemeyi eroin yapımında kullanıldığı için jandarma kontrolü ya da polis kontrolünde alıyorsak, o zaman siyanür gibi zararlı ve tehlikeli maddelerin de satışının kontrollü bir şekilde yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesinde laboratuvarı kullanan Kimya Bölümü öğrencilerinin yaptıkları deneyler sırasında öğretim görevlileri ve araştırma görevlileri tarafından kontrol edildiklerini söyleyen Karabakan, öğrencilerin sağlığını etkileyecek deneylerde mutlaka çeker bacanın kullanıldığını ifade etti. Karabakan, “Biz şu anda öğrencilere siyanür kullandırtmıyoruz. Onun yerine aynı reaktiviteyi gösterecek başka kimyasallar kullanıyoruz. Bizim öğrencilerimiz bu tür maddeleri araştırma görevlileri ve hocalarının kontrolünde kullanıyor. Bizim öğrencilerimiz laboratuvarlarda deney yaparken hem ders sorumluları hem araştırma görevlisi grupların başlarında bulunarak sistemlerini kontrol ederler. Eğer asit bazla bile çalışıyorsa öğrenci mutlaka çeker ocaklara yönlendirilir. Siyanür veya buna benzer malzemelerle çalışmalar yapılıyorsa çeker ocaklara yönlendirilir. Hatta karbonmonoksit çıkışı varsa bile bunu rastgele yaptırmıyoruz, kendi kontrolümüzde deneyi gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.