26.11.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
Hande Atılgan - UN Women Türkiye, kadın mücadelesinin “moruna”, “sıcaklığın, birlik-beraberliğin ve toplumsal dayanışmanın rengi” turuncuyu katarak 16 Günlük Aktivizm maratonunu başlattı. “16 Günlük Aktivitizm” kampanyasının lansmanında, Atakule’yi önceki akşam turuncu ışıklarla yakan aktivistler, “Kadına yönelik şiddet insan hakkı ihlalidir. İnsan hakkı ihlalinin ‘Bahanesi Yok’” dedi. Nilüfer Baş’ın sunuculuğunda gerçekleşen lansmanda, uluslararası kurum ve kuruluş yetkilileri ile paydaş sivil toplum temsilcileri değerlendirmelerde bulundu.
‘Türkiye’ye destek sürecek’
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landurt, AB’nin, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu gündeminin en üst sıralarında tuttuğunu vurgulayarak, ekim ayında AB’nin İstanbul Sözleşmesi’ne katılımına işaret etti. Meyer-Landrut, şu ifadeleri kaydetti: “Kadın ve kız çocuklarının güçlenmesinde topluma yardımcı olmaya devam etmeyi ve elde edilen kazanımların korunmasında Türkiye’ye destek olmayı amaçlıyoruz. Bildiğiniz gibi İstanbul Sözleşmesi, dünya genelinde kadınlara ve kız çocuklarına temel yasal korumayı sağlamayı amaçlayan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadeleye yönelik ilk uluslararası yasal olarak bağlayıcı araç. Bu nedenle, Türkiye’nin sözleşmeden çekilme kararından derinden üzüntü duyuyoruz ve dünya çapında olumsuz bir mesaj verdiğine inanıyoruz.”
‘Yapılması gerekenler net’
UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova da Türkiye’de bu alanda en önemli gelişmenin 11 yıl önce kabul edilen 6284 Sayılı Aileyi Koruma ve Kadına Karşı Şiddeti Önleme Kanunu olduğunu vurgulayarak, yasaların tesisi kadar, kararlılıkla uygulanmasının gerekliliğine dikkati çekti. Varbanova, şunları söyledi: “Şiddete maruz bırakılan kadınların büyük çoğunluğunun sorumlu kurumlardan yardım istemediğini biliyoruz. Şiddetten kurtulanlar birçok faktör tarafından susturulmaktadır; damgalanma, utanç, faillerden korkma, hakları veya nasıl yardım bulacakları konusunda bilgi eksikliği veya kendine yardım etmesi gereken kurumlara olan güven eksikliği. Yapılması gerekenler çok net; yasaları ve çok yönlü politikaları uygulamak, hayatta kalanların ihtiyaç duyduğu hizmetlere erişimlerini sağlamak, kanıta dayalı önleme müdahalelerini genişletmek ve saldırganları sorumlu tutmak. Ancak bunlar kendiliğinden olmaz. Toplumsal cinsiyete dayalı tutumlarımız ve davranışlarımız değişmelidir ve bu değişim bizzat bizden başlamalıdır; sonra dönüşüm topluma yayılacaktır. Farkındalığı ve kapasiteleri artırmaya ve sorunun ciddiyetiyle orantılı finansal kaynak tahsis etmeye ihtiyacımız var. Hükümet temsilcileri ve kamu hizmeti sağlayıcılarının çabalarını takdir etmek istiyorum. Onlar, ‘Sıfır Tolerans’ ilkesi altında hayatta kalanlara hizmet vermek üzere yasaları, ulusal ve yerel eylem planlarını geliştirmek ve uygulamak için çalışıyor.”
Kurtulanların hikâyeleri
UN Women İyi Niyet Elçisi Demet Evgar, geceye hukuki dayanışmayla güçlenen ve şiddet sarmalından kurtulan kadınların hikâyelerini anlattığı videoyla katıldı. Sil Baştan Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı Proje Koordinatörlerinden Ayşe Tek, Uçan Süpürge Vakfı Genel Koordinatörü Ceren Kurt, Lider Kadın Derneği Başkanı Leyla Onur Yanar, Kadın Dayanışma Vakfı temsilcisi Merve Arılık ve Türkiye Barolar Birliği Engelli Komisyonu Sözcüsü Özlem Kara da söz aldı.
Toplantıda Meyer-Landurt ve Asya Varbanova birer konuşma yaptı.
16 günlük kampanya ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için hem bireylere hem kuruluşlara çağrıda bulunulacak.
Mücadeleyi çağrıştıran kelimelerle tablo yapıldı
Programda katılımcıların etkileşime girdiği canlı bir sanat eseri de kadınlarlaydı. Hollanda’da yaşayan avukat ve sanatçı Kutlay Evrensel, Tükiye’de kadın mücadelesini çağrıştıran kelimelerle bir tablo hazırladı. Gece bittiğinde aktivist kadınlara orada hangi kelimelerin olmasını diledikleri soruldu. Eserin bu kelimelerle yenilenen hali sosyal medyadan paylaşılacak.
Evrensel çalışması için “Yasaların koruyucu gücünü gösteren bu kampanyanın parçası olmak çok büyük gurur. Bu eserde; hukukun kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair hayat gerçekliklerini kanvas üzerinde yansıtmaya çalıştım” dedi.
BM Kadın Birimi’nin Ankara’da düzenlediği kampanya tanıtımına, uluslararası kurum ve kuruluş yetkilileri ile paydaş sivil toplum temsilcileri katıldı. Katılımcılar şiddete karşı dayanışmayı vurgulamak için turuncu atkılar taktı. YAVUZ ÖZDEN